1 Şubat 2010 Pazartesi

ZAHİDE

Kocasinan' dan yanık bir aşk öyküsü. Hepinize iyi okumalar.

Bundan seneler evvel,
Vağıtlar temmuzu sekiz geçe,
Ortalık kavrılırken bakıp güneşe,
Urfa’ da,
Eyvanında isot çıkartılan bir evde,
Dünyaya gelmişem, adım Zahide.
Yeddi çocuklı bir ayilenin beşinci çocugıyam,
Gün dogmadan uyanır,
Gözeller gözeli Urfam’a bakaram,
Ömrım iş görmekle geçiy,
Ne edim,
Hızmat düsturdır bizde, gayrı alışığam.

Ömrımın günleri geçip gidiydi,
Geldiydi yine aynı gün,
Takvimler temmuzu sekiz geçiydi,
Anamla Urfa merkeze inmiş idim,
Bedesten Bazarı’ na gidiydim,
İşte tam o anda,
Biz geçiyken Anzılha sag yanda,
Oy anammm,
Güneş kimin gamaştı gözlerim bir anda,
Dönıp baktım,
Biye bakiydi o da, tam o anda,
Anam tanıdı, durdı aniden,
Dedi “hayırdır Hamido?
Ne ediysen?”
Ben heç görmediydim evvelden,
Bizim köydeki Zala Bacı’nın oglıymış,
Ah Allah’ım,
Ne de gözel yaradılmış!

Yıllar evvel güneş dogarken üstüme,
“Merhaba” dediydim dünya yerine,
Şimdi yine aynı günde,
Bir başka güneş dogdı yüregime.
Zala Bacı gözel bir kadındır,
Kara gaşlı, kara gözlü, lisanı da yarımdır,
Benim güneşim Hamido anası kimin kara degil,
Bilakis güneş kimin sarıdır,
Ben hep kara olır saniydim Kürt insanını,
Meger varmış sarı saçlı, renkli gözlısı,
Ahh ah,
Yağtiy beni Kürt oglı,
Yağtiy ki ne yağtiy,
Heç kimse sen gibi düşmedi içime,
Kimseye yar olmadı yıllarca bu sine,
Urfa’ da bir Türk gızı, Zahide,
Aha kavrıliy şimdi, kavrıliy sevda içinde.

Acep el uzatsam tutar mısan Hamido?
Yoksa bırakır mısan ellerimi boşlıga?
Vallah Zahide yaniy senin aşkınla,
Vay anam,
Torpaklar başıma dola,
Onuy güneş yüzünü gördükten sonra,
Ben nasıl ederem gayrı,
Nasıl ederem ondan uzağta?

KOCASİNAN

12.09.08 / KONYA / 16.27

(İlk yayın Tarihi 12.09.2008)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.