25 Ocak 2013 Cuma

Ne Oldu?


"Bir gece düşün ki sabahı yok; kıyamettir.
Bir sabah düşün ki gecesi yok; kıyamettir.
Nasıl olsa geçecek. İyi düşün, iyi olsun."

-Ne oldu?
-Hiç...

17 Ocak 2013 Perşembe

İki Aşk

Ben Aslıhan'dım. Yalnızlığı çok seven ama buna rağmen sık sık yalnızlıktan bunalan bir kul... "Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa adı yalnızlık olmaz"ı tüm benliğinde idrak etmiş bir kul... Urfa'ya tutkun, onunla nefes alan ve hayatına ondan başka aşk girmemiş bir kul... Ama bir gün, Aslıhan olarak uyanıp bambaşka biri olarak uyudum. Bir ikindi vakti hayatıma bir güneş doğdu. Sarı paşam, bal oğlum, kaymağım geldi. Aslıhan olarak uyanan ben, o gün Aslıhan Teyze oldum. Biliyordum. Bundan sonra hayatım asla eskisi gibi olmayacaktı. Yapıp ettiklerime, konuşup düşündüklerime kadar her şeyi iki kez düşünmeliydim artık. Zira yanımda, hayatı görerek öğrenecek olan bir melek vardı. Gördüğünü örnekleyecek, belki model alacaktı. 

Kaymağımla hayat hakikaten çok farklı oldu. Böbrek hastalığına yakalandığım ilk gün - o daha 1,5 yaşındayken - üstümü örtmem için battaniyeyi bana uzatışını hep gözlerim dolarak hatırladım. Onu görmediğim bir iki gün boyunca özlemden duramadığımda bizdeki kıyafetlerine sarılarak uyudum. Böbrek hastalığından sonra kokulara dayanamayan ve kokudan fenalaşan ben, onun kokusunu içime çekerken hiç daralmadım. Adeta nefesim genişledi. Ne kadar yorgun olursam olayım, beni çağırdığında o günkü planlarımı derhal iptal edip soluğu kaymağımın yanında aldım. Belki bunu başka hiç kimse için yapmazdım o günlerde, öylesine yorgun-bitkin ve hasta olduğum zamanlar oldu. Ama kaymağım başkaydı =)

Burnumu kırdı üç yaşındayken, ama kızamadım. 3,5 yaşında rota virüsüne yakalandı, o sessizce ağlarken benim de ciğerlerim ağladı. Onunla gülüp onunla üzüldüm. Canım kaymağım...

Sonra bir gün kaymağın teyzesi olarak uyudum ve kaymakla köpüğün teyzeleri olarak uyandım. O gün hayatıma sapsarı bir güneş daha doğru =) Sevincini yaşayamadan yoğun bakıma alınan köpük zor günler geçirdi. Doğarken tükürüğünü yutmuştu ve nefes alamamıştı. Onu atlattı derken, 25 gün erken doğması münasebetiyle oluştuğu ifade edilen göbek fıtığı yüzünden ameliyat olacağı söylendi. Doktorlar bunu dev fıtık diye adlandırdılar. Acilen ameliyat dediler. Allah (celle celaluHu) yardım etti, köpüğüm bu badireyi de atlattı. Tam bir anneci olduğu için, genellikle benim kucağımda ağladı =) Hep annesinin kucağında durmak istedi. Hatta beni bir yaşında daha yeni yeni tanımaya başladı =) Ama ben onu yine de çok sevdim. Oyunlar oynarken güldük birlikte. Zaman zaman kucağıma oturtunca çekindiği için ses çıkaramadan durdu =) Can kulağıyla dinledi anlattıklarımı. Kâh bir yolcu balonunun nasıl havalandığını anlattım ona kâh kardeş olmanın ne demek olduğunu... Köpüğüm beni ağabeyi kadar sıcak karşılamasa da, onunla da muhteşem vakitler geçirdim. Mesela bu sabah onun yanağıma dokunuşlarıyla uyandım =) Bir meleğin sizi dürtüklemesinden daha güzel bir uyanış şekli bilmiyorum =)

Evet, Cenab-ı Hak bana hâlâ beşeri aşk nasip etmedi belki, ama iki tane kocaman aşk verdi. Biri kaymağım Hamza, diğeri köpüğüm Harun. Bir kalbe iki aşk sığar mı diye sorarlar. Vallahi sığıyor =) Hem de öyle bir güzel sığıyor ki... Şu mübarek cuma gecesinin hatırına Allah'ım eksik etmesin güneşlerimi hayatımızdan. Sıhhatle afiyetle inşaAllah.

Güccük guşlarım, ikinizi de çok seviyorum. İyi ki varsınız =)

17 Ocak 2013 / Perşembe / Konya
22.03

4 Ocak 2013 Cuma

İnegöl Ekmeği (Hiç Gördünüz Mü?)

Hayırlı cumalar,

İnegöl Bursa'nın şirin ve gelişmiş ilçesi. Anneannemin oralı olması münasebetiyle çocukluğumun pek çok yaz tatilini İnegöl'de geçirmişimdir. İlçeye iner inmez ilk duyduğunuz şey, İnegöl'ün o kendine has kokusudur. Kereste ile karışık canlı ağaç kokusu. Anlatılmaz gerçekten...

İnegöl deyince herkesin aklına hemen köftesi gelir. Ancak ilçeye gidenlerin muhakkak bileceği bir husus daha vardır; İnegöl Ekmeği. Evet, pek çok şehrimizde meşhur ekmekler vardır. Güzeldirler de. Trabzon'dan Afyon'a pek çok farklı ekmek tattım. Ancak İnegöl ekmeği kadar burcu burcu kokan, güzel bir ekmek görmedim. Bu benim damak tadım tabi. Hani insanlar bir yere gidince "dönerken sana ne getireyim?" diye sorar ve farklı farklı cevaplar alırlar ya, annem İnegöl'e her gidişinde ben sadece ekmek isterim =) Zaten o da bir hayli fazla getiriyor =) Derin dondurucuya stok yapıyoruz. Yiyeceğimiz kadar çıkarıp eskitmeden taze taze tüketmiş oluyoruz.

İnegöl'ün ekmekleri odun fırınlarında pişer. Ekmeğe dışarıdan bakınca "bu kadar kalın ve büyük ekmek pişmez, içi hamur kalır" diye düşünebilirsiniz. Ancak tam aksine, çok güzel bir şekilde pişmiştir ekmekler. Kimisi Trabzon ekmeği gibi yuvarlak olur, kimisi ince upuzun olur. Kimisi çiçek gibi kimisi de daha farklı. Bir çok çeşidi olur İnegöl ekmeğinin. Tuzlu-tuzsuz-sodalı-kara ekmek-tava ekmeği-haşhaşlı ekmek gibi...

İnegöl'e gidip şöyle bir gezme fırsatı bulan kimseler; muhakkak Çifte Fırın, Karadeniz Fırını ya da Salimler'den en az birini görmüştür. Aşağıdaki resimler annemin son gidişinde getirdiği ekmeklere ait. Salimler'den almış. Zaten son zamanlarda hep Salimler'den alıyor. Ekşi mayalı, tadı muhteşem, missss gibi kokan ekmekler. Sizlere tavsiyem, İnegöl'e giderseniz muhakkak kara ekmeklerinden alıp tadınız.

Bu arada şunu ekleyeyim, bloğumda Allah rızası için bazı paylaşımlarda bulunuyorum. Ben faydalandım, insanlar da faydalansın ya da ben bundan zarar gördüm, başka kimse zarar görmesin diye yazıyorum bazı yazıları. Ancak buna rağmen bazı sitelerde hakkımda yazılan sui-zanları gördüm. Kendilerine İslami forum sitesi diyen bir sitede, hiç birini tanımadığım insanların arkamdan atıp tuttuklarını okumuştum. Ne ben onları tanırım ne onlar beni. ama Erpiliç hakkındaki yazımı forumlarında paylaşıp "kim oluyor bu Aslıhan? Kesin Erpiliç'ten bir rantı var." falan diye başlayıp bir sürü yazışmışlar =) Ben o yazımı, yaptığım teknik gezi neticesinde mühendis gözüyle bir firma diye yazmıştım ve niyetim sadece insanları Allah için bilgilendirmekti. Erpiliç'ten bir kişiyi ne tanırım ne ederim. Ama zamanımız öyle kötüleşmiş ki, bir insan / kurum hakkında güzel sözler söylüyorsanız hemen "kesin bir çıkarı var" diye yaftalanıyorsunuz. Ayrıca ironiye bakar mısınız; İslami forum sitesi ama İslam'ın yasakladığı sui-zannı yapıyorlar =) Ne deyim, Allah ıslah etsin. O hesap, burada İnegöl ekmeğini tanıtıp fırın adlarını yazdım diye birileri bunu da reklam filan sanır, nemelazım =) Baştan söyleyim, kendi birikimimi paylaşıyorum sadece. Zaten paylaşımımdan İnegöllülerin ve fırıncıların da haberi yok =)=)

Ve işte resimlerimiz:

 Ekmekler tezgahta dururken.


Burada boyunu göresiniz diye annem ekmekleri tuttu. Dikkat ederseniz ekmeğin boyu annemin neredeyse belini geçiyor. Annem 1,68m boyunda.

Burada da boyu daha iyi farketmeniz için çamaşır makinasının yanına tuttuk ekmekleri.

Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun.

1 Ocak 2013 Salı

e-posta adresim hakkında

Merhaba,

Bazı arkadaşlarımın uyarması neticesinde, bilhassa yaz aylarında e-posta adresimden şahsıma ait olmayan mailler atıldığını öğrendim. Nasıl olduğunu anlayabilmiş değilim. Derhal gerekli güvenlik tedbirlerini aldım. Aranızda adresimden bu tip mailler alanlar olduysa bilginiz olsun istedim. Konu hakkında uyaran arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Hepinize sevgilerimle;

Umut hep vâr olsun.