tag:blogger.com,1999:blog-80027434885560195982024-03-05T17:55:54.019+03:00Urfa TutkunuUrfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.comBlogger428125tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-48515119421581423872023-12-06T15:43:00.006+03:002023-12-06T18:03:10.645+03:00Konya Şehir Hastanesi Su Altı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Ünitesinde İlginç Bir Deneyim <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Merhaba sevgili blog dostları, </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Aklım ve kalbim hep buralarda olsa da uzun zamandır yazı ekleyemedim. Ve şimdi farklı bir yazı ile karşınızdayım :) </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Bundan 7 ay önce sol kulağımda enfeksiyona bağlı ani işitme kaybı oluştu. Kulağımda sürekli ziller çalıyor ve içine şiş batar gibi oluyordu. Ayrıca adından da anlaşılacağı gibi o kulaktan duymuyordum. Beyhekim hastanesinde yapılan testler sonucu acil olarak Konya Şehir Hastanesi'ne Hiperbarik Oksijen Tedavisi için gönderildim. Açıkçası o ana kadar hiperbarik terimini duymamıştım bile. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Şehir hastanesinde yapılan tetkikler sonucu kulağımdaki işitme kaybı için hiperbarik oksijen tedavisine başlamam uygun görüldü ve sıraya adım yazıldı. Böylece maceram başlamış oldu. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Başıma gelen bu hadise ile araştırıp öğrendim ki geçmeyen yaralar, işitme kaybı, göçük altında kalıp uzuv kesilmesi, ileri düzey kemik erimesi gibi bir çok rahatsızlıkta hiperbarik oksijen tedavisi uygulanıyormuş. Tedavi özetle basınçlı bir odada size oksijen verilmesi demek. Bu da hücre yenilenmesine ve çabuk iyileşmeye vesile oluyormuş. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Tedavime hemen başlanmayıp adımın sıra listesine yazılması ise bekleyen çok kişi olmasından kaynaklanıyor. İşitme kaybı tedavisinde süre çok mühim olduğu için AİK (ani işitme kaybı) hastalarına öncelik tanıyorlar. Benim tedavimle eş zamanlı olarak Ankara'daki bir akrabama da hiperbarik oksijen tedavisi uygulandı. Kendisiyle süreci konuşurken Konya'da bu tedavinin olmasına çok şaşırdığını belirtti. Eskiden sadece Ankara İstanbul gibi merkezlerde oluyormuş. Ama şimdi şehir hastaneleri sağolsun, pek çok yerde var. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Şimdi size tedavi bölümünü tanıtayım:</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiA0pL1GqtIzw7oonDSbnPjCB_FJ4M8x0xoCthqliaYbClAxmKSPaAqB-F6rsGtR1Sp6ALLgceOYIlCPqnvXdQG97MMDITNlDsA2IV0EwxvM8iCDWzi_apqwZ0K3pNEcz0wsVry8WyTZAG-AmY0kwkH7kDO-vZeBjiSCZm28ocxo2U5Q5DlnlUNiizgYOQ/s4000/IMG_20231206_125323.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4000" data-original-width="3000" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiA0pL1GqtIzw7oonDSbnPjCB_FJ4M8x0xoCthqliaYbClAxmKSPaAqB-F6rsGtR1Sp6ALLgceOYIlCPqnvXdQG97MMDITNlDsA2IV0EwxvM8iCDWzi_apqwZ0K3pNEcz0wsVry8WyTZAG-AmY0kwkH7kDO-vZeBjiSCZm28ocxo2U5Q5DlnlUNiizgYOQ/s320/IMG_20231206_125323.jpg" width="240" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">İşte bu kapsülün içinde hiperbarik oksijen tedavisi uygulanıyor. Öncelikle size bir dosya açılıyor ve birim doktorlarından birisi sizin doktorunuz olarak atanıyor. Yapılması gereken (yazılı) anket/soru cevap vb her şeyi doktorunuzla hallediyorsunuz. Sonra hangi seansa gireceğiniz hakkında bilgi veriliyor (sabah, öğleden sonra). Her bir seans iki saat sürüyor. </div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggKoBnHwQxqVtx20c1FZw4yZs1ww8cyFYp4iaJUhY7YWEY7CZSMzAu3poQLntSclNypqWatUj4BOcxFn8NfsWoVkJmnUf9FqH0v9VhE8talWk2uvZTC4clCzGToV6biF6DGJWD_3wwDiVtYcvveWi_pUdC4BmFS4uMeRRqVDQliaBY4NwAkUER-pDhYZo/s4000/IMG_20231206_125357.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4000" data-original-width="3000" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggKoBnHwQxqVtx20c1FZw4yZs1ww8cyFYp4iaJUhY7YWEY7CZSMzAu3poQLntSclNypqWatUj4BOcxFn8NfsWoVkJmnUf9FqH0v9VhE8talWk2uvZTC4clCzGToV6biF6DGJWD_3wwDiVtYcvveWi_pUdC4BmFS4uMeRRqVDQliaBY4NwAkUER-pDhYZo/s320/IMG_20231206_125357.jpg" width="240" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Denizaltını andıran kapsülün ışıkları yanınca görünümü böyle. Seans başlama saatinden en az 15 dakika önce orada hazır bulunmanız isteniyor çünkü kapsüle girmeden bir giyinme hazırlanma süreci var:) Mümkünse tok gelin diye de uyarılıyor çünkü seans esnasında basınçtan dolayı mide bulanması olabiliyormuş. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Seans öncesi size yüzde yüz pamuk kıyafetler veriyorlar. İçeride yüksek oranda oksijen olacağı için üzerinizde takı bulunması, oje, jöle gibi tutuşmayı artırıcı şeyler bulunması kesinlikle yasak. Bir defasında seans başlamasına geç kalıp sonradan gelen bir hanım aceleden kolundaki altın bilekliğini unutmuş. Kapsüldeki görevli bilekliği hemen sargı bezinin içerisine koyup iletme kapsülü ile dışarıya yollamıştı. Böyle bir durum olursa kapsülün(kabinin) kapılarını açmadan, minik iletme kapsülü ile dışarıdan içeriye içeriden dışarıya alışveriş yapmak mümkün. İçeride yüksek oksijenden dolayı parlama ve patlama olabileceği ihtimali ile üzerinizdeki pamuk kıyafetler ve su şişeniz harici hiç bir şey bulundurulmuyor. Hatta bir defasında seansa giren bir teyzenin ayağında polyester(ince) çorap vardı, onu uyarmışlardı bir daha bu çorapla gelme diye. Bir de içeride oksijen maskesini takacağımız zamana kadar kullanmamız için herkese birer kağıt maske veriliyor her seans öncesinde. </div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNZ_337RsJ6XjueDrFDBUm2Gsq5xVfensRNOQdH-OtUbH89kZ6xD25PYNiW8DR_J-GIUJmM4jRpt6_-rjlz0INinxlGcou04iMqvurdOqZxWYlR3q00hfcWg50op24Jyw0t5vilov5Ei0SBmP9JT4jr007uZ6q_CnAnifov3X9M0HThOZdMUWwcgr8ljw/s4000/IMG_20231206_125459.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4000" data-original-width="3000" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNZ_337RsJ6XjueDrFDBUm2Gsq5xVfensRNOQdH-OtUbH89kZ6xD25PYNiW8DR_J-GIUJmM4jRpt6_-rjlz0INinxlGcou04iMqvurdOqZxWYlR3q00hfcWg50op24Jyw0t5vilov5Ei0SBmP9JT4jr007uZ6q_CnAnifov3X9M0HThOZdMUWwcgr8ljw/s320/IMG_20231206_125459.jpg" width="240" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Kapsül içinde böyle yangın söndürücü tüp bulunuyor. </div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIatpp0MenZLnUM3U6Bk64Po921s9c8a39JSpzqbmx-wL7RmR-1-M3ElSoWlckKiOLITpl1oqTyI3Raa00XI24_-KStn2SHouz1KarfyngWjSDqfHEFFO4ulyBe2me_ug-zy7kh7CcudJy9ruW43Nk6_naAOt8XNFbPvGWXoJjpZAdqXiGkfGYHtd-Yw4/s4000/IMG_20231206_125531.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4000" data-original-width="3000" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIatpp0MenZLnUM3U6Bk64Po921s9c8a39JSpzqbmx-wL7RmR-1-M3ElSoWlckKiOLITpl1oqTyI3Raa00XI24_-KStn2SHouz1KarfyngWjSDqfHEFFO4ulyBe2me_ug-zy7kh7CcudJy9ruW43Nk6_naAOt8XNFbPvGWXoJjpZAdqXiGkfGYHtd-Yw4/s320/IMG_20231206_125531.jpg" width="240" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">12+2 adet oturma alanı var. Her bir hasta bunlardan birine oturuyor. Bir de görevli giriyor sizinle beraber. Aynı tedavinin tek kişilik kapsül şeklinde olanları da varmış. Hatta haberlerden duymuşsunuzdur belki, ünlü futbolcu Ronaldo evine hiperbarik oksijen kapsülü kurdurmuş. Futbolcular erken yaşta jübile yaparken, Ronaldo'nun yaşına rağmen devam edebilmesinin nedeni buymuş. Ronaldo'nun onbinlerce dolara evine kurdurduğu tek kişilik kabin tedavisini devlet bizlere kocaman oda şeklinde üstelik ücretsiz veriyor. Ne diyelim, Allah devletimize zeval vermesin. </div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgu7_15mBlqVU_lBuBWpVFWcEosiIiGLHhQiB8T4xwZNewMdGxGR9ILuy8-KB4-ZbiXWGoCG_v454jUowibVIjREkul9kQzI_bv0SPNSp-S7WlZOBK7XG9XehVkY4jzqlPxoD5QEIJAWqyZl3_DsxW7_8gQFDhv9itkLkWG-FfIb7-UN0g7FnPFbW3O3Oc/s4000/IMG_20231206_125609.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4000" data-original-width="3000" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgu7_15mBlqVU_lBuBWpVFWcEosiIiGLHhQiB8T4xwZNewMdGxGR9ILuy8-KB4-ZbiXWGoCG_v454jUowibVIjREkul9kQzI_bv0SPNSp-S7WlZOBK7XG9XehVkY4jzqlPxoD5QEIJAWqyZl3_DsxW7_8gQFDhv9itkLkWG-FfIb7-UN0g7FnPFbW3O3Oc/s320/IMG_20231206_125609.jpg" width="240" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Kapsülün her iki tatafında da kapı var. </div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF9hTXQGaWWmCERS4cmRv_HXcthXFJse3yd4noQbTT5PlA5ig7hIssYIatcIKjqJ-R-Ql6qXvAZA8_wcgIkx4hwWFhBjOX1G1u_1Jgjn2VApAetNDJzdfvGbSgUv-7-eViomWEFa-k4ZYF7oJcBuA5rpRtQGXZySDbMK4yTb3Kq3Ksq76HKF82cZ5_Lyw/s4000/IMG_20231206_125649.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4000" data-original-width="3000" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF9hTXQGaWWmCERS4cmRv_HXcthXFJse3yd4noQbTT5PlA5ig7hIssYIatcIKjqJ-R-Ql6qXvAZA8_wcgIkx4hwWFhBjOX1G1u_1Jgjn2VApAetNDJzdfvGbSgUv-7-eViomWEFa-k4ZYF7oJcBuA5rpRtQGXZySDbMK4yTb3Kq3Ksq76HKF82cZ5_Lyw/s320/IMG_20231206_125649.jpg" width="240" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Bu kapıların arkasında televizyon ekranı var. Zira seans 2 saat sürüyor ve içerde zaman akıp gitmediği için oyalanmanız maksadıyla video açıyorlar. Siz o videoyu izlerken sıkılmıyor ve zamanın nasıl geçtiğini fark etmiyorsunuz. Benim seanslarım esnasında TRT'nin eski komedi dizisi Yedi Numara'yı izletiyorlardı. Her gün, bir önceki günden kaldığımız yeri açıyorlardı ve oradan devam ediyorduk. </div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjt6KAaza02xbhg2nPKq0NV3RGG5amg9JPpntRAy4aAOreIEBmmcw9TzdmO1cvh_00LcMJbaa-E1j9BSS6UqQZL0-mwb__Kq0qlSPrRSBeNYoUXXkoodwiNANQD8Vnt2SEUMlI1m5nJNDv_cmW61jvx7r7NxQrFv6Vl0bpQ_wnnw5eKbMwlj-MgOAnCBvE/s4000/IMG_20231206_125730.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4000" data-original-width="3000" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjt6KAaza02xbhg2nPKq0NV3RGG5amg9JPpntRAy4aAOreIEBmmcw9TzdmO1cvh_00LcMJbaa-E1j9BSS6UqQZL0-mwb__Kq0qlSPrRSBeNYoUXXkoodwiNANQD8Vnt2SEUMlI1m5nJNDv_cmW61jvx7r7NxQrFv6Vl0bpQ_wnnw5eKbMwlj-MgOAnCBvE/s320/IMG_20231206_125730.jpg" width="240" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Kapsülün ya da kabinin bir uçtan diğer uca görünümü böyle. Dışarıdan içeriye sokulabilen tek şey dediğim gibi pet şişede su. Onun da seans öncesi kapağını açmanız isteniyor. Zira içeride yüksek basınç oluşacağı için seans öncesinde şişenin kapağını açmaz da içeceğinizde açarsanız yüksek basınçtan dolayı şişe patlıyor. Buna dair video var internette. Oradan bakabilirsiniz. Ayrıca içeri girdiğinizde seans başlamadan önce herkese birer tane (sargı bezinden kesilmiş) bez parça veriliyor. Olaki ihtiyacınız olursa mendil amaçlı kullanmanız için. Zira dışarıdan içeriye mendil de sokmak yasak. </div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5r91c1N45eAinY2l7o-dkBtPRB4fnIgcYNeQa3ysSDTD9et2bEg_1W9IjPvYU_UfQFh5DhkU31bCMuz7KT4Eda2upVOAWbN-JffFJsd0Lh52kOu5NGSuTRebW1gx7P5sC1XXDoxiAGz9KnwqGW5rzS7NylN0ZlvJzRO0CRuDodAb2swxqy0jPgelzth0/s4000/IMG_20231206_125800.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4000" data-original-width="3000" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5r91c1N45eAinY2l7o-dkBtPRB4fnIgcYNeQa3ysSDTD9et2bEg_1W9IjPvYU_UfQFh5DhkU31bCMuz7KT4Eda2upVOAWbN-JffFJsd0Lh52kOu5NGSuTRebW1gx7P5sC1XXDoxiAGz9KnwqGW5rzS7NylN0ZlvJzRO0CRuDodAb2swxqy0jPgelzth0/s320/IMG_20231206_125800.jpg" width="240" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Bu fotoğrafta oturma alanlarına dikkatli bakarsanız yukarıdan ikişer hortumla bir maske indiğini fark edeceksiniz. </div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcCRIDaHR6G1Aik5dBMsodLWgkaiocR2WcXf5hUK1MrII_ScPrdoxu7jHFNuhyphenhyphen8yOIoPSgSmISW6ujODf0qpDmKPYz6qvAaIX6MyiTN3p3-kMf4D3OFcad_Jkdo9TnazTQizYIIIAlwRBM-NuvXikG7VCXIJ_p31dxUADgW0xw77LmZQTgoJ8A0iNDKJQ/s4000/IMG_20231206_125837.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4000" data-original-width="3000" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcCRIDaHR6G1Aik5dBMsodLWgkaiocR2WcXf5hUK1MrII_ScPrdoxu7jHFNuhyphenhyphen8yOIoPSgSmISW6ujODf0qpDmKPYz6qvAaIX6MyiTN3p3-kMf4D3OFcad_Jkdo9TnazTQizYIIIAlwRBM-NuvXikG7VCXIJ_p31dxUADgW0xw77LmZQTgoJ8A0iNDKJQ/s320/IMG_20231206_125837.jpg" width="240" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Maskeler burada daha yakından görünüyor. Her koltuğun yukarısından 2 hortum iniyor ve hortumların ucuna kişinin kullanacağı maske takılıyor. Bu hortumların birinden temiz oksijen girişi sağlanırken diğerinden de soluduğunuz karbondioksit çıkışı sağlanıyor. Yani kirli ve temiz hava birbirine karışmıyor. Maskeler kişiye özel takılıyor ve her kullanımdan sonra dezenfekte edilmeye gidiyor. Kadınlara S erkeklere M beden maske veriliyor. Böylece yüz hatlarınıza ancak uyum sağlıyor. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Seans başlarken kapılar kapatılıyor, herkes pet şişesinin kapağını açıyor ve içerideki görevli "dalış başlıyor" diyor. O sırada denizaltıyla denizin dibine daldığınızı düşünün, aynı onun gibi kapsülün basıncı yükseliyor. Haliyle sizde de kulak tıkanıklıkları oluyor. Aynı uçağa bindiğimizde yükselirken olduğu gibi. Zaten seansa ilk katıldığınızda daha seans başlamadan görevli basınç yükselirken kulağımızı nasıl eşitleyeceğimizi anlatıyor. Bu kapsüle gripken girmemek gerekiyor çünkü burun yolunuzun açık olması şart kulak eşitlemesi için. Eğer kulak eşitlemesi yapamıyorsanız kulakta çok ciddi sancı hissediliyormuş. Öyle bir durumla karşılaşanların hiç beklemeden görevliye bildirmesi isteniyor. Benim girdiğim dönemde bir kişinin başına böyle bir şey geldi. Bu durumda içerideki görevli öncelikle uyarı düğmesine basıyor ve dışarıdaki görevliye seslenerek seansın durdurulmasını istiyor. Sonra basınç eşitlemesinde problem yaşayan ya da kulağında ağrı oluşan hastaya bir damla damlatılıyor ve bu damla vesilesiyle hastanın ağrısı anında diniyor. Sonra seansa devam ediliyor ve basınç yükselmeye devam ediyor. Eğer hasta yine eşitlemekte sorun yaşarsa tekrar dışarıya sesleniliyor. İçerideki görevli normal konuştuğu zaman dışarıda takip eden görevli her konuşmayı duyuyor. Dışarıdaki ise bir mikrofondan konuşuyor ve ses içeriye o şekilde geliyor. Eğer hasta kulağını hala eşitlemiyor ve çok ciddi sancısı oluyorsa seans durduruluyor, basınç boşaltılıp kapı açılıyor ve o hasta dışarıya alınıyor. Daha sonra kapı kapatılıp seans tekrar başlıyor.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Seans başlayınca dalış tamamlanana kadar dediğim gibi kulak basıncınızı eşitliyorsunuz. Sonra darış bittiğinde oksijen maskelerinizi takmanızı istiyor görevli. Herkes görevlinin yardımıyla maskesini takıyor. Yüzünüze tam oturması kesinlikle çok önemli. Kaçak olmaması gerekiyor. Bu noktada bir sorun yaşıyorsanız muhakkak görevliye bildirmeniz lazım. Daha sonra oksijen solumaya başlıyorsunuz yüksek basınç altında ve bir müddet sonra içerideki mavi ledli lambalar sönüyor. Bu teneffüs vakti geldi demek. O sırada maskenizi çıkarıp su içiyor ve 2 dakika dinleniyorsunuz. Sonrasında mavi ledler tekrar yanıyor ve yeniden maskelerinizi takıp yüksek basınç altında oksijen solumaya devam ediyorsunuz. Bir müddet daha devam ettikten sonra 2 saatin sonuna yaklaşılıyor. Bu arada dalış yapan denizaltının yeniden yükselmeye başladığını düşünün. Yükselme başlarken mavi ledler yine sönüyor ve herkes maskesini çıkarıyor Kabin içi basınç dış ortam basıncı ile eşitleninceye kadar yani dalışın su yüzüne çıkması tamamlanıncaya kadar oturduğunuz yerde bekliyorsunuz ve görevli yerinizden kalkmamanızı istiyor. Çünkü ani kalkışlarda baş dönmesi yaşanabiliyormuş. Basınç eşitlendiği zaman pıs sesi gelince görevli kapıları açıyor ve herkes kabini terkediyor. Böylece seans bitmiş oluyor.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Hiperbarik oksijen tedavisine başladığınızda doktorunuzun uygun gördüğü gün kadar her gün hastaneye gelip gidiyorsunuz. Hiçbir şekilde ara vermemeniz gerekiyor. Yatan hastalardan da tedavi alanlar var. Hatta deprem bölgesinden getirilen hastalar bile olduğunu söylemişti doktorumuz.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Tedavinizin kaç gün süreceğine sizinle ilgilenen doktor karar veriyor ve belirli aralıklarla hastalığınıza göre testler yapılıyor. Bu testlerle iyileşme elde edilip edilmediği saptanıyor. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Ben AİK yaşayınca haliyle bir şaşkınlık ve bir korku yaşadım. Konya Şehir Hastanesi hiperbarik oksijen tedavisi birimine gittiğim ilk gün muayene odasında Metehan hoca vardı. O kadar güzel ilgilendi ve sorduğum her soruyu öyle güzel cevapladı ki, bu ilgisi ile kaygı yaşayan hastanın gerçekten ferahlamasına vesile oluyor. Tedavinin uygulandığı bölümdeki tüm diğer doktorlar da gerçekten ilgililer. Çalışanlar da aynı şekilde hem ilgili hem güler yüzlüler. Dilerim Allah hiçbirimize ihtiyaç etmesin ama başımıza bir şey gelirse devletimizin bize böyle bir hak tanıdığını ve işini güzel yapan doktorların olduğunu bilmek gerçekten çok rahatlatıcı bir duygu. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Yazımı görürler mi bilmiyorum ama başta Metehan Hoca olmak üzere hiperbarik oksijen bölümündeki tüm doktorlara ve tüm çalışanlara ilgilerinden dolayı can-ı gönülden teşekkür ediyorum. Hijyen kurallarına üst düzey dikkat edilen bir ortamda tedavi almamızı sağlayan Konya Şehir Hastanesi yetkililerine de teşekkür ediyorum. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">İnsan hastalık başına gelince daha iyi anlıyor ki bu dünyada en önemli şey kesinlikle sağlık. Sağlığımız yerindeyse ne kadar şükretsek gerçekten azdır. Sıhhat, afiyet ve mutluluk içerisinde yeni bir yazıda görüşebilmek ümidiyle. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Umut hep vâr olsun. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">06 Aralık 2023 / Konya Şehir Hastanesi /15.41</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-71469017906942304652023-09-08T21:30:00.006+03:002023-09-08T21:36:14.953+03:00Adam, Şemsiye ve Yağmur<div dir="auto" style="background-color: white; text-align: justify;"><span><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZVmcJJTmnLeDh740xNBFB6zDZ83lB38W7H0ABzkjDnKm9qHaWdqVXUYXmTc77bpvBwO_Fjeey0a0h_7AB7okqZv5_uShwr666gybTg1PbDPqFhpw9UHGzHtnO48ZH17KoiFttp6217zqF_hgLxQ2rtJf_DexOQPelsoQv0tIpP7D2uFAW--QkXDA_hNs/s716/IMG_20220727_233339.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="320" data-original-width="716" height="143" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZVmcJJTmnLeDh740xNBFB6zDZ83lB38W7H0ABzkjDnKm9qHaWdqVXUYXmTc77bpvBwO_Fjeey0a0h_7AB7okqZv5_uShwr666gybTg1PbDPqFhpw9UHGzHtnO48ZH17KoiFttp6217zqF_hgLxQ2rtJf_DexOQPelsoQv0tIpP7D2uFAW--QkXDA_hNs/s320/IMG_20220727_233339.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div></span></div><div dir="auto" style="background-color: white; text-align: justify;"><span style="font-family: verdana;"><span style="color: #222222;">İş çıkışı eve gitmek istememiş, daralan gönlünü bir nebze olsun ferahlatmak maksadı ile biraz yürüyüş yapmayı uygun görmüştü. Mesainin son yarım saatinde başlayan yağmura aldırmadan yürüyecekti. Şemsiyesini de yanına alarak mesai arkadaşlarına iyi akşamlar deyip daireden çıktı. Aslında çocukluğundan beri yağmurda yürümeyi severdi. Ancak son günlerde kendisini fazlasıyla yorgun ve halsiz hissettiği için hastalanmama düşüncesiyle şemsiye ile yürümeye başladı. Yürüyüşü yaparken amaçladığı şey kafasını boşaltmak ve bu vesileyle sıkıntılardan yorgun düşmüş kalbini ferahlatmaktı. Ancak pek çok zaman olduğu gibi o nereye giderse düşünceleri de onunla gittiği için bu amaca pek de ulaşamadı. Aslında sürekli kendine telkin veriyor ve düşünmeyeyim düşünmeyeyim diyordu. Ancak Neşet Ertaş'ın da dediği gibi "Kalpten Kalbe Bir Yol var"dı. Demek ki karşısındaki de sürekli onu düşünüyordu ki o da muhatabını bir türlü aklından çıkaramıyor, ne yapsa ne etse sürekli onu düşünüyordu. Üstelik aradan geçen yıllar yarasının kabuklanmasına ve iyileşmesine yardım etmemişti. Bu zamana kadar herkes zaman her şeyin ilacıdır demişti. Hani o zaman? Madem zaman her şeyin ilacıydı, bunca yıl geçmesine rağmen o hala niçin iyileşemiyordu? Beklemediği anda beklemediği iki insandan aldığı derin darbelerin etkileri adeta peşini bırakmıyordu. Yüzeye çıkmak için çabaladıkça daha çok batıyor gibi hissediyordu kendini. Ânı ânına, günü gününe uymuyordu. Bazen unutur gibi oluyor, kısmen de olsa gününü mutlu geçiriyor, fakat bir başka gün yine en derinlerinde hissediyor ve istemsiz bir hüzüne kapılıyordu. İşte bugün de o hüzünlü günlerinden biriydi. Gece uyku tutmamış, onu düşünmekten gözünü kırpmamıştı. Acaba şimdi neredeydi, ne yapıyordu, yanında kimler vardı?... Her şeyden öte, mutlu muydu?... Acaba o da düşünüyor muydu yoksa tamamen çıkarmış mıydı aklından, kalbinden?... Eğer o aklından ve kalbinden çıkarmışsa, bu tarafın da çıkarması gerekmiyor muydu? İnsanoğlu kalbine mukabil bir kalp arardı ya hayatta hani, arkadaşlıkta da hayat arkadaşlığında da bu böyleydi. Ve o kalbine mukabil kalbi bulduğu zaman hisler karşılıklı ise akıllardan çıkmıyor, tek taraflı ise bir şekilde unutulup gidiyordu. Dünyanın düzeni bu şekilde kurulmamış mıydı? Aradan yıllar yıllar geçmişti. Fakat numarasını halen ezbere biliyordu. Geceleyin uyuyamamanın da verdiği sarhoşlukla daha fazla dayanamadı ve eli telefonun tuşlarına gitti. Ahizeden duyduğu 'Aradığınız numara kullanılmamaktadır' cümlesi bir bomba gibi patladı beyninde. Şok olmuştu. Acaba dedi,o tamamen unuttu mu beni? Gerçekten aklından ve kalbinden silip attı mı? Beni unutmasına yardımcı olmak için mi numarasını değiştirdi yoksa? Bu soruların hiç birinin cevabını bilmiyordu. Kendisine ciddi manada zarar veren bu iki kişiden birini bırakıyor diğerini düşünüyor ve kendisine bu kötülüğü niçin yaptıklarını anlamaya çalışıyordu. Ancak zaman içerisinde o da öğrenecekti ki 'bana bunu niye yaptı' cümlesi cevapsız bir cümleydi. Buna kafa yormak anlamsızdı. Zira insanoğlu her türlü vefasızlığı ve kötülüğü gösterebilecek bir canlıydı. Madem umulmadık anda sırtını dönüp gidecekti, madem her şeye rağmen yapayalnız bırakacaktı o halde niçin zamanında gelmiş ve bazı şeylere inandırmıştı? Madem kendisi bile kendinden emin değildi, keşke hiç karşısına çıkmasaydı... Bu düşünceleri kafasında çevirirken şemsiyenin giderek koluna ağır geldiğini, daha fazla taşıyamayacağını hissetti. Üstelik evi ile </span><span style="color: #222222;">iş yeri</span><span style="color: #222222;"><span> arasındaki ormana yaklaşmıştı yürüye yürüye. Ormanın nispeten tenha olmasından faydalanıp içinde tuttuğu duyguları bir anda salıverip rahatlamak istiyordu. Açıkçası o anda etrafta kendisini görecek birilerinin olması da umurunda değildi. Kalbi dolmuş, Birecik köprüsünün altından geçen Fırat gibi fokur fokur kaynamaya başlamıştı. Ağırlaşan kolunu yere bırakmasıyla yağmur damlaları başına, gözyaşları yüzüne döküldü. Serbest kalan duygularının etkisiyle bir anda hüngür hüngür ağlamaya başladı. Cevapsız bir soru olduğunu bildiği halde neden demekten alamadı kendini. Madem hiçbir zaman var olmamış gibi tüm izlerini silip ortadan kaybolacaktın, acaba bunlar yaşandı mı, acaba o gerçek miydi yoksa hiç olmadı mı dedirtecek kadar izlerini kaybettirecektin, madem kendinden ve duygularından emin değildin; o halde keşke hiç karşıma çıkmasaydın diye haykırdı ağlarken. O sırada karşıdan gelmekte olan anne ile ilkokul çağındaki oğlunu </span>fark etmemişti<span> bile. Çocuk onu parmağı ile göstererek 'Anne, hani erkekler ağlamazdı?' deyince kadın çocuğu apar topar susturmaya çalıştı. Ama kadının bu çabası nafileydi. Çünkü hepsini duymuştu bile... Erkeklerin de kalbi vardı ve incindikleri zaman onlar da ağlardı. Adam, koluna yük olmuş şemsiyesini, tek şemsiyenin altına sığışmaya çalışan anne ve oğluna uzatırken çocuğa gülümsemişti. Adeta bir yükten kurtulmuş gibi hissetti şemsiyeyi verince. Ve ruhundaki diğer yüklerden kurtulmak istercesine ağlayarak yoluna devam etti. Yalnızlığına, duvarlarda sesinin yankılandığı evine doğru yol aldı...</span></span></span></div><div dir="auto" style="background-color: white; text-align: justify;"><span><span style="color: #222222;"><span style="font-family: verdana;"><br /></span></span></span></div><div dir="auto" style="background-color: white; color: #222222; text-align: justify;"><span style="font-family: verdana;">21 Ağustos 2020 / KONYA / 22.41</span></div><div dir="auto" style="background-color: white; color: #222222; font-size: small; text-align: justify;"><span style="font-family: inherit;"><br /></span></div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><span style="font-family: inherit;"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px;" /></span></a></div>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-47325246577216748042023-02-26T22:00:00.003+03:002023-02-26T22:18:33.161+03:00Yarım Kaldığımız Yerden <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTgOn7enWeZvnWIe62JVkrSOWEFZzEHHEAEHk61pMZ1-plmTjovqgQFBtgNYVx33SZieRVnK_zxcmjvIEi9T93M2oe5z1ylz0moj2A1xcLbQEfmui0C7aBquzC7quqlbGY6Jx7ZCWYCQ9PAqaeut018HyU2aWBzZA6O6KvfGRfPzk4iP2L1DoSZCdW/s452/IMG_20210716_212635.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="395" data-original-width="452" height="280" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTgOn7enWeZvnWIe62JVkrSOWEFZzEHHEAEHk61pMZ1-plmTjovqgQFBtgNYVx33SZieRVnK_zxcmjvIEi9T93M2oe5z1ylz0moj2A1xcLbQEfmui0C7aBquzC7quqlbGY6Jx7ZCWYCQ9PAqaeut018HyU2aWBzZA6O6KvfGRfPzk4iP2L1DoSZCdW/s320/IMG_20210716_212635.jpg" width="320" /></a></div><br /><div>Artık Antep'in Kalesi'ne fermanımız asılmayacak AbdUllah, </div><div>Yaz günleri Kurtuluş Caddesi'nde mutlu yürüyüşler yapamayacağız,</div><div>Affan Kahvesi'nde süvari içip ardından haytalı yiyemeyeceğiz mesela, </div><div>Rızvaniye'nin minaresini berrak bir su gibi göremeyeceğiz, </div><div>Yaşar Pastanesi'nde Maraş dondurması yiyebiliriz belki, kim bilir? </div><div>Ama Diyarbakır surlarını uzun bir ip gibi göremeyeceğiz, </div><div>Habibi Neccar'da namaz kılamayacak, </div><div>Antakya Protestan Kilisesi'ni gezemeyeceğiz, </div><div>Uzun Çarşı'da tekrar kağıt kebabı yemek de hayal oldu AbdUllah, </div><div>Hatay Meclisi'ni göremeyecek, </div><div>Ulu Cami'de oturamayacağız. </div><div>Ama en kötüsü ne biliyor musun? </div><div>Sevdiklerimize bir daha sarılamayacağız dünya gözüyle... </div><div>Kavuşmalar, buluşmalar, sevinçler öte dünyaya kaldı,</div><div>İnsanız, aciziz,</div><div>Yüreği yanan bir avuç ölümlüyüz altı üstü, </div><div>Dünya dünya dedikleri şey yüzünden yandı kül oldu gönüllerimiz, </div><div>Düğünler, mezuniyetler, doğum günleri başka baharlara kaldı, </div><div>Hatıra defterleri ve günlükler boynu bükük kaldılar henüz sayfaları dolmadan, </div><div>Biz, </div><div>Biz yarım kaldık be AbdUllah! </div><div>"Göğsüm daralıyor, yüreğim kanıyor" evet, </div><div>Ama "Olmasaydı sonumuz böyle" diyemem,</div><div>İsyan etmek ne haddimize! </div><div>İmtihandır, baş göz üstüne, </div><div>Lakin bilirsin sen, </div><div>Allah sever bizi, </div><div>İmtihan eder fakat hiç yalnız bırakmaz, </div><div>O(cc) yine ellerimizden tutacak, </div><div>Biz yine O'na ve birbirimize sarılacağız, </div><div>Göreceksin bak, yeniden yeşereceğiz,</div><div>Yeniden çiçek açacağız biiznİllah! </div><div>Balkonlarımızda yine mor menekşeler açacak, </div><div>Hüsnü emminin oğlunun düğününde halay çekeceğiz, </div><div>Hatçe teyze bize yine katıklı ekmek yapacak, </div><div>Evet, Ayşe ablanın kızını gelin edemeyeceğiz belki, </div><div>Ama komşu kızını everirken de sevinecek Ayşe abla, buruk da olsa... </div><div>Biz, </div><div>Biz Allah'ın izniyle yeniden yeşereceğiz AbdUllah, </div><div>İnanmaktan ve umut etmekten vazgeçmeyeceğiz, her şeye rağmen... </div><div>Günler sonra enkazdan sapasağlam çıkan Aleyna, </div><div>Hiç bir şey olmamış gibi gülümseyerek çıkan bebiş, </div><div>Ve yeniden gökyüzünü görüp şükreden gözler umut olacak bize. </div><div>Enkazdan sağ çıkan her kedi, her köpek, her canlı güç ekecek yüreklerimize, </div><div>"Acıkmadım ki, bi abla bana aşağıda yemek yedirdi" diyen kız çocuğuyla adrenalin alacağız bedenlerimize, </div><div>Âmâ bir kediyi kurtarmak için korkunç binalara giren adamları, </div><div>Enkazdan bir kişiyi daha sağ çıkarabilmek için ayakları şişen kadınları, </div><div>"Bu bana yeter, onları da başkalarına dağıt" diyen çocukları unutmayacağız. </div><div>Taaaa uzaklardan koşup gelen dost ellerini unutmayacağız. </div><div>Ama "ihanet zincirini tutan"ları da unutmayacağız! </div><div>Biz bu yaşadıklarımızı istesek de unutamayacağız AbdUllah, </div><div>Ezildik, üzüldük, örselendik kabul, </div><div>Ama yeniden çiçek açacağız, </div><div>Güzel günler göreceğiz hep birlikte, </div><div>Göreceksin bak! İnanmaktan sakın vazgeçme! </div><div>Allah bizimledir💚Ve kenetlendi ellerimiz birbirimize💚</div><div><br /></div><div>26 Şubat 2023 / KONYA / 22.15</div><div><br /></div><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-40524571932802710692023-01-07T16:35:00.002+03:002023-01-07T16:38:56.193+03:00Kalbin Sözü<div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3TzV9KO1pqwTutyS6iT9mueBd0lYRQ72rJXZIP-RcCBmG373WGoDNk53TfpMkMYuoC3PIo7E_Ery_XnKSUE-dsFqjkadkv0kL5IWSrNOEYIX4SPGcxt16KKX__C0-0hUG8TX2ST_W6MKLa5yXLU_glhN_pNJsiZqGs8K_NGwFAp7eryyI3hUuaemO/s640/DnBvZ3A1tEaluN-ggVXIuA.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="480" data-original-width="640" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3TzV9KO1pqwTutyS6iT9mueBd0lYRQ72rJXZIP-RcCBmG373WGoDNk53TfpMkMYuoC3PIo7E_Ery_XnKSUE-dsFqjkadkv0kL5IWSrNOEYIX4SPGcxt16KKX__C0-0hUG8TX2ST_W6MKLa5yXLU_glhN_pNJsiZqGs8K_NGwFAp7eryyI3hUuaemO/s320/DnBvZ3A1tEaluN-ggVXIuA.jpg" width="320" /></a></div><p dir="ltr" style="text-align: justify;">Benim şu dünyada en iyi bildiğim şey yazmak. Üzüldüğümde, sevindiğimde, konuştuğumda, konuşamadığımda hep yazmak iyi geliyor bana. Sevdiğimde de sevildiğimde de yazıyorum. Acımı, derdimi, yüreğimin sancısını yazımla paylaşıyorum. Ben anlatıyorum, onlar dinliyorlar. Üstelik yazılarım beni anlıyorlar. Dinlemeyi başarabilen de çok değildir dünyada. Ama hem dinleyip hem de anlayabilen sayısı pek azdır. İşte bu yüzden kıymetlidir anlayanlar. Şimdi ben bardağımda kahve, elimde kalemim, zihnimde sen; yazılarımla konuşuyorum. Senin bu yazıdan haberin yok. Aslına bakarsan senin benden bile haberin yok. Nasıl oldu bu dediğini duyar gibiyim. Hep söylerim, sevgide neden olmaz. Sevmek hiç bir nedene ihtiyaç duymaz. Ama'sı fakat'ı olmaz. Kalbe düşer bir anda. Ve düştüğü an başlar tutuşmaya yürek. Kurudu sandığın kanın yeniden damarlarında gezinmeye başlar. Karnında bir karıncalanma, bir kelebek geçidi olur tıpkı ilk gençlik yıllarındaki gibi. Öldü zannettiğin yüreğin pıt pıt atmaya başlar. O atarken, acıyı taa içinde hissedersin. Yüzyılın hasreti vardır adeta derininde bir yerlerde. İşte o hasretin görünüşüdür hissettiğin bu acı. Söylemek istersin, söylememek istersin, düşüncelerin berrak olsa da zihnin karmakarışıktır. Neden derler sonra sana, neden? Bunu neden göze alıyorsun? Niçin sırtına yük bindirmeye talip oluyorsun? Niçin alıştığın hayatın dışına gönüllüce çıkmaya çalışıyorsun? Neden neden neden? Anlamaz çoğusu. Anlatamazsın. Çünkü sen bir kere onun içindeki yıldızları görmüşsündür. Hayat işkenceye tutturulmuş bir profil gibi yontuyor bizi zaman zaman. İşte bu süreçlerde o yıldızlardan saçtığın ışıkların azalır, üstü tozlanır yıldızların, eskisi gibi apaydınlık olamazsın. Ve sen zannedersin ki içindeki yıldızlar bitti. Onlar gitti ve ışık bitti. Hayır hayır, oysa böyle değildir. O yıldızlar hala senin yüreğindeler. Sadece üstlerine perde indi. İşte ben o perdeyi kaldırmaya, sana içindeki yıldızları hatırlatmaya, gözbebeklerinden kaybolan mutluluk ziyasını yeniden yakmaya talibim. Ben, pişman olmamaya talibim. Hani soruyor ya insanlar neden bu yükü istiyorsun diye, oysa bilmiyorlar ki sevince yükler yük olmaktan çıkar. Ne demiş Hazreti Şems:</p>
<p dir="ltr"></p><div style="text-align: justify;">"Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca,</div><div style="text-align: justify;">Dağı bile taşır insan aşık olup inanınca."</div><p></p>
<p dir="ltr" style="text-align: justify;">Kurak topraklara can suyu verdiğin için, artık asla atmaz dediğim kalbimi yerinden oynattığın için, bana sormadan dualarıma dahil olduğun için talibim gözündeki mutluluk ziyasını yakmaya. Talibim pişman olmamaya. Vekilim Allah, kefilim Allah. Başka hiç bir şeyim yok...</p>
<p dir="ltr" style="text-align: justify;">07 Ocak 2023 / KONYA / 16.23</p></div><div style="text-align: justify;">Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun. </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px;" /></a></div>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-19065848987520228112022-08-19T23:51:00.005+03:002022-08-19T23:55:51.768+03:00VAZGEÇMEK ÖZGÜRLEŞMEKTİR <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwT3QQA98kqyfmnaFHnLdDtBhJd90bs7A3uyhd9IHx7CMo9n_JusCtAoRbtV4GvqqoMDmbrFwjoOibL_75X5FRMHegCg2nF3TAD8nC033NnV7f4t5c06V_eqR2YyqzNIXLrvbzmTWnxilfnSzgE61W9MNkTidYYz4Z8srToPCzNnyVzQlLom5VMT2S/s702/islamda_huzur_bulan_dort_varlik2-702x336.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="336" data-original-width="702" height="153" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwT3QQA98kqyfmnaFHnLdDtBhJd90bs7A3uyhd9IHx7CMo9n_JusCtAoRbtV4GvqqoMDmbrFwjoOibL_75X5FRMHegCg2nF3TAD8nC033NnV7f4t5c06V_eqR2YyqzNIXLrvbzmTWnxilfnSzgE61W9MNkTidYYz4Z8srToPCzNnyVzQlLom5VMT2S/s320/islamda_huzur_bulan_dort_varlik2-702x336.jpg" width="320" /></a></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">"Annem neden beni hiç sevmedi?" diye düşünüp duruyordu Rabia. Ömrü boyunca bu soruya cevap aramış, lakin bir türlü cevap bulamamıştı. İşin ilginci annesine de defalarca sormuş, ama ondan da bir yanıt alamamıştı. O kadar ki günün birinde soluğu psikoterapistte aldı. Kadın sordu, neden geldiniz? Tek bir cevap verdi :</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">"Bana kabullenmeyi öğretebilir misiniz?"... </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Sonraki seanslarda konu hep belliydi. Neden, neden, neden sorularına cevap aranıyordu. Bir gün psikoterapist dedi ki:</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">"Anneniz sizi o kadar güçlü görmüş ki, kendi hayatının çocukluktan itibaren gelen tüm yükünü size yüklemiş. Bu hayatta herkes kendi yükünü çekmelidir. Bu zamana kadar annenizin yükünü taşımışsınız. Şimdi bu yükü ona sevgiyle iade edin." </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">İlerleyen haftalarda durum değişmeye başlamış, eskiye göre kendini rahat hissetmeye başlamıştı. Ama zaman bu ya, insan unutuyordu. Ya da her şeye rağmen kabullenmeyi öğrenemiyordu. "Annem bana neden böyle, neden çocuklarından sadece bana böyle?" sorusuyla kalbini yeyip bitiriyordu Rabia. Bir gün psikoterapist ona müthiş bir cümle kurdu:</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">"Elinde 50 lirası olandan 100 lira isteyemezsin. Senin annenin sadece 50 lirası var."... </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Yıllar yıllar sonra, bir gün internette bir cümle okudu:</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">"Sevgili kalbim! Neden hâlâ apartman boşluğunun gün ışığı görmeyen penceresinde kuş sesleri beklersin?"*</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Yıllar geçmişti ama değişen hiç bir şey olmamıştı. Annesi Rabia'yı görmüyordu. Hastalıklarını yalnız yaşıyor, sorunlarıyla tek başına mücadele ediyor, başarılarını yalnız kutluyor, uğradığı kalp ağrılarını bile tek başına çekiyordu. Annesi vardı. Çok şükür hayattaydı. Ama Rabia'nın başına verecek bir omzu yoktu annesinin. Hiç bir zaman olmamıştı. Oysa Rabia her seferinde ama her seferinde yeni bir umutla annesine koşmuştu. Belki bu sefer olacaktı. Belki bu defa ilgi gösterecekti. Belki bu kez kızının acısını paylaşacaktı. Belki bu kez onu anlayacaktı... Olmadı. Olamadı. Annesinde hayat boyu sadece 50 lira olmuştu. Ve annesi hiç bir zaman o 50 lirayı 100 liraya tamamlamaya çalışmamıştı. Annesi 50 lirasıyla, diğer çocuklarıyla, Rabia'sız hayatıyla mutluydu. Psikoterapiste "bana kabullenmeyi öğretebilir misiniz?" dediği o ilk gün dahi her şeyin farkındaydı Rabia. Bu hali kabullense beklentisizleşeceğini, mutlu olacağını biliyordu. Ama bu halin değişeceğine dair bir umut besliyordu, her şeye rağmen...</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Aradan yıllar geçti. Ve Rabia O GÜN anladı "apartman boşluğunun gün ışığı görmeyen penceresinde kuş seslerini 'beyhude' beklediğini". İşte o gün, kendine şöyle dedi :</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Olmuyorsa olmuyordur, </div><div style="text-align: justify;">Sevmiyorsa sevmiyordur, </div><div style="text-align: justify;">Vazgeç Rabia, </div><div style="text-align: justify;">Çünkü, </div><div style="text-align: justify;">Çünkü VAZGEÇMEK ÖZGÜRLEŞMEKTİR! </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">19 Ağustos 2022 / KONYA / 23.51</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><span style="color: #cccccc; font-size: x-small;">*İnternetten alıntı cümle</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="color: #cccccc; font-size: x-small;">**Fotoğraf alıntıdır. </span></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com24tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-11963059126853261572022-07-27T23:36:00.003+03:002022-07-27T23:36:30.272+03:00RÜZGARLI SAYFALAR<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjau3dCzXsoqbmI-HUcFxiNQA9YSpFmELz86w8jCrfZIS7fr6_JsOY1YsuT1PPzTHsjioS63iKTLEMuQMPt73lGWqML-KYq855BVdLx8m9a-X0AFfNc3d7BMlVJ7S7ehU86aMEuaLrsqofrNhA55iYx9qY6HPTSd1IvTyV8P_mRLlDx7pfS-hE2rIdn/s716/IMG_20220727_233339.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="320" data-original-width="716" height="143" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjau3dCzXsoqbmI-HUcFxiNQA9YSpFmELz86w8jCrfZIS7fr6_JsOY1YsuT1PPzTHsjioS63iKTLEMuQMPt73lGWqML-KYq855BVdLx8m9a-X0AFfNc3d7BMlVJ7S7ehU86aMEuaLrsqofrNhA55iYx9qY6HPTSd1IvTyV8P_mRLlDx7pfS-hE2rIdn/s320/IMG_20220727_233339.jpg" width="320" /></a></div><div><br /></div><div style="text-align: justify;">"İnsan yanlış kişileri sevdikçe kurak tarlalara dönüyor" dedi adam. Arkadaşlıkta, dostlukta, aşkta... Seçimlerin hep hatalıysa giderek kuruyorsun. Bazense seçmediğin gelip seni buluyor. Hatan bunu kabullenmek, ilk dakikadan yol vermemek oluyor. Hal böyle olunca hem anatomik olarak hem duygusal olarak kuruyorsun. Artık öyle bir zaman geliyor ki, kalbin hiç bir şeye/hiç kimseye çarpmıyor. Her şey boş, her şey anlamsız, her şey kuru geliyor, kupkuru... Ömrün kuruyor yavaş yavaş. Yeşertecek bir katalizör çıkıp gelse diye bekliyorsun. Bir süre sonra onu da beklemiyorsun. O istek dahi kuruyor. Ahhh bilmem ki var mıdır bir çaresi? Bilmem ki var mıdır yeşillenmenin bir yolu? Yeniden kelebekler uçuşur mu insanın kalbinde? Yeniden yağmur yağar mı çorak gönül tarlalarına? Yeniden yasemin çiçeğinin o mis rayihası dolar mı kurumuş burunlara? "Sen istersen yanalım o zaman"* dedirtebilecek biri çıkar mı kuru kalplerin karşısına? </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Adam iki eli ceplerinde, tüm bu düşüncelerle yavaş adımlarla yürüyordu rüzgarlı havada. Etrafı görmüyordu. Sesleri duymuyordu. Dünyadan kopmuş gibiydi adeta. Saçlarını savuran rüzgarda hayat kitabının sayfalarını bir bir çeviriyordu. Yüreğinin niçin bu denli kuraklaştığını düşünüyordu. O an, tam adamın yüreğindeki yağmur hasretiyle cebelleştiği o an, gökler bangır bangır bağırarak çakmaya ve bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı. Adam, suratına inen yağmur damlalarıyla derin bir şaşkınlık yaşadı. Sonra suratındaki yağmur damlaları, gözlerinden dökülen durduramadığı yaşlarla karıştı. Adam yağmura sarılmak istercesine kollarını açıyor ve sarsıla sarsıla ağlıyordu. Kendine engel olamadan ve dahi engel olmak istemeden... İçinde bi umut kırıntısı yeşerdi o yağmurla. Yılların suskunluğu gözlerinden akıp gidiyordu adeta. Kim bilir, belki tıpkı bu yağmur gibi, kurak yüreğine de bir yağmur yağardı. Kim bilir, belki....</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">27 Temmuz 2022 / KONYA / 23.29</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div><span style="color: #999999; font-size: x-small;">*İçimdeki Duman'dan bir cümle</span></div><div><span style="color: #999999; font-size: x-small;">**Fotoğraf alıntıdır. </span></div><div><br /></div><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com13tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-84931997393294534712022-05-22T13:09:00.001+03:002022-05-22T13:21:25.984+03:00"Yalnızlık Ömür Boyu" mu?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh26EiXBWgDSCZ4jYMW6Mc3vr3r3TQHfhSQ6B6x7gAQyeyAhFsrthpdHEsra1ebHJxBgGAGimPRlG-X9t3WXmNMcLXFeeOnahYYroUJNkuMgABRg01EIxFPxW5F6SJ8zySq4WZw0ha1ohct_5AJbcngrIUYYYcLIp2_BclV5YfZocxhoFISPZlg1oSa/s904/IMG_20220522_115703.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="904" data-original-width="877" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh26EiXBWgDSCZ4jYMW6Mc3vr3r3TQHfhSQ6B6x7gAQyeyAhFsrthpdHEsra1ebHJxBgGAGimPRlG-X9t3WXmNMcLXFeeOnahYYroUJNkuMgABRg01EIxFPxW5F6SJ8zySq4WZw0ha1ohct_5AJbcngrIUYYYcLIp2_BclV5YfZocxhoFISPZlg1oSa/s320/IMG_20220522_115703.jpg" width="310" /></a></div><div><br /></div><div style="text-align: justify;">Merhaba sevgili blog dostları,</div><div style="text-align: justify;">Geçen gün ablam Instagram'dan bana bu paylaşımı gönderip, altına "bu zor bir şey mi?" diye yazmış. Konunun uzmanı olduğumu bildiği için soruyu doğru kişiye sordu😉 Bu güzel ve önemli bir konu bence. Sadece yazışmalarımızda kalmasın ve sizlerle de paylaşayım istedim. </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">{Ola ki resmi göremeyenler olursa üzerinde şöyle yazıyor:</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">"Bir restoranda oturup tek başına yemek yeme veya bir sinema salonunda tek başına oturma gücüne sahipsen hayatta istediğin her şeyi başarırsın."</div><div style="text-align: justify;">İşte ablam bana bu cümleyi gönderip bu zor bir şey mi diye sordu}. </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Bizler birlikte yaşama kültüründe yaratılan varlıklar olduğumuz için genelde her güzelliği yanımızda bir başka insan ile yaşıyoruz. Evliler hanımları/beyleri ile, bekarlar anne babaları/ kardeşleri ya da arkadaşları ile gibi... Yanında güzellikleri paylaşacağın birisi olması hissiyatı yaratılışın bir gereği, tamam. Ama bunun ötesinde bir de mevzunun toplum dayatmasına dönüşmesi konusu var. Şöyle ki, hayat hepimiz için aşamalardan oluşuyor. Yapa yapa, göre göre, yaşaya yaşaya öğreniyoruz. Ve yolun başlarındayken herhangi bir etkinlik yapacağımızda mutlaka yanımızda birisi olmak zorunda gibi hissediyoruz. Zira yalnız insan toplumun gözünde acınan(!) insan oluyor. Burada etkinlikten kastım zorunlu mecburiyetler için yalnız kalanların yaptıkları değil. Yani işiniz gereği bir şehre gitmişsinizdir ya da yeni bir yere atanmışsınızdır. Orada öğle tatilinde yemeğe çıkmanız gerekir ve teksinizdir mesela. Bu değil söylediğim. Ki bunu bile tek başına yapamayan pek çok insan var orası da ayrı konu. Benim bahsettiğim; hobi olsun, etkinlik olsun, içimden geldi, öyle istiyorum diye yapılan şeylerin tek başına yapılması ya da yapılamaması. İnsan yemek yemeye ilk defa tek başına gittiğinde, sanki herkes ona acıyarak bakıyormuş gibi düşünülüyor. Belki gerçekten böyle bakanlar da oluyor. Halbuki ne alakası var acımak duygusunun burada? Evet gerçekten ama gerçekten o şekilde değerlendirenler, o şekilde bakanlar, hatta çekinmeden bunu suratınıza söyleyenler bile oluyor. Onlar size 'yalnızsın' diyerek acıyor ve acıyarak bakıyorlar. Siz ise 'Hayatta birçok şeyin farkına varmadan bu yaşına gelmiş' diye, onların size duyduğundan daha derin bir acıma hissediyorsunuz onlara karşı. Bu tarz toplumsal baskılardan dolayı olsa gerek, herhangi bir şeyi tek başınıza ilk yapmaya başladığınızda _ve bunu yapan kişi özellikle belli bir yaşın üzerinde olmasına rağmen hala bekar ise_ gerçekten kendisini bir tuhaf hissediyor ve zorlanıyor. Herkes ona bakıyor, herkes ona acıyor gibi düşünceler hücum ediyor belki zihnine. Fakat yukarıda da dedim ya, yaşayarak öğreniyoruz. Bugün endişe duyduğunuz bir şeye 3 yıl 5 yıl sonra dönüp baktığınızda, bunun için üzülmeme endişelenmeme ne gerek varmış diyorsunuz. Yalnızlığın acınılacak bir şey olmadığını belki sonradan anlıyorsunuz; kendinizi buldukça, durumun hiç de dışarıdan zannedildiği gibi olmadığını deneyimledikçe, ve yalnız yaşayıp kendinizle en iyi arkadaş olmayı öğrendikçe... </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Acıyarak bakanların fark etmediği bir şey var. Yalnız insan her şeyi ya da birçok şeyi tek başına yapmak zorunda olduğu için, çok daha güçlü insan oluyor. Allah'ın izni ve yardımıyla sıkıntıların üstesinden tek başına nasıl geleceğini, başına ilk kez gelen bir olayı nasıl halledip o olayın içinden nasıl çıkacağını öğreniyor. Her işi başkası tarafından yapılanlar için akla gelmeyecek derecede kolay sanılan şeylerin bile aslında kolay olmadığını görüyor ve her şeyi kendisi düşünüp ayarlamak zorunda kaldığı için belki başlarda bir yorgunluk çöküyor omuzlarına ve yüreğine. Ama zamanla, kimseye minnet etmeden tek başına güçlü bir şekilde ayakta kalmanın nasıl bir haz olduğunun farkına varıyor. Gençlik yıllarının en başlarında bir sinemaya gideceğinde bile yanına illa bir eş ararken ve bulamadığı zaman üzülürken, gün gelip bunun ne kadar gereksiz bir üzüntü olduğunu ve aslında tek başına izlediği sinemaların en güzel ve en keyifli sinemalar olduğunu anlıyor. </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Çok yaygın bir söz vardır "Yalnızlık Allah'a mahsustur" diye. Doğrudur. Kesinlikle yalnızlık Allah'a mahsustur. Fakat hayat seçimlerden ve imtihanlardan ibaret. İster seçiminiz ister imtihanınız olarak yalnız iseniz, bununla başa çıkmayı da öğrenmeniz gerekiyor. Ve toplumun size yaptığı gibi oturup kendinize acıyacağınıza, kendinizle iyi arkadaş olmayı öğrenip hayattan tad alma mutluluğunu yakaladığınızda, artık her şeyi tek başınıza yapmak ister duruma geliyorsunuz. Demem o ki, ister isteyerek ister istemediği halde imtihanı olarak yalnız kalmak, çok da insanların zannettiği gibi acınacak bir şey değil. Yazımı hitama erdirirken, sorusu üzerine ablama Instagram'dan verdiğim cevabı da sizlerle paylaşmak isterim:</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieCmDU5h2JWaOzERF7qAqsse6r6KlwzJbw93EUzpUyDNHQLmf6AzgkgwsqhpuxDIV3m8Epqf6mMbE8gTNLxkgPUWwLXSpNfTXFdWGvOOfV2fkMGi7IILnDbuv1obFSFCmFQxadOlkiAniR-c7ZX8AV1iZ2bbth6_yMy5AqyLfWiIf16GW9VCYcPxim/s763/IMG_20220522_120557.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="686" data-original-width="763" height="288" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieCmDU5h2JWaOzERF7qAqsse6r6KlwzJbw93EUzpUyDNHQLmf6AzgkgwsqhpuxDIV3m8Epqf6mMbE8gTNLxkgPUWwLXSpNfTXFdWGvOOfV2fkMGi7IILnDbuv1obFSFCmFQxadOlkiAniR-c7ZX8AV1iZ2bbth6_yMy5AqyLfWiIf16GW9VCYcPxim/s320/IMG_20220522_120557.jpg" width="320" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div>Cenab-ı Hakk yalnızların yalnızlığını bitirmeyi murad ettiyse, dilerim ki kıymet bilenlerle ve gönül yıkmayanlarla karşılaştırsın :) Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun. </div><div><br /></div><div>22 Mayıs 2022 / KONYA / 13.07</div><br /><div><div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiN-M25LPSaMy3JBh78hHg8qS5jleCm__W4lZx2EzOj7bSUl-F-f1HlVV6-vSmwh1wNUn6FIBfjEMbJX3XpwKNvRztWQjkOEOfmdG-EjNua7U7vL6BRB_t05J7BnjiwAFbQifVgTKkT4KXULvOvav6epweG34-w8qyB-BZ1mjeF5xCSf0X7zOUuD1fn" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" data-original-height="39" data-original-width="174" height="45" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiN-M25LPSaMy3JBh78hHg8qS5jleCm__W4lZx2EzOj7bSUl-F-f1HlVV6-vSmwh1wNUn6FIBfjEMbJX3XpwKNvRztWQjkOEOfmdG-EjNua7U7vL6BRB_t05J7BnjiwAFbQifVgTKkT4KXULvOvav6epweG34-w8qyB-BZ1mjeF5xCSf0X7zOUuD1fn=w200-h45" width="200" /></a></div><br /><br /></div></div>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-61990635543783696682021-07-30T11:36:00.000+03:002021-07-30T11:36:01.113+03:00Mide Kanaması Mı Geçirdim? <div><p dir="ltr"></p><div style="text-align: justify;">Merhaba sevgili blog dostları,</div>
<div style="text-align: justify;">25 Temmuz pazar günü sabah uyandığımdan itibaren bir takım tuhaf belirtiler göstermeye başladım. Belirtiler akşama kadar durmaksızın devam etti ve akşam üstü şiddetini artırdı. Yarım gün boyunca ne için bekledin derseniz geçecek önemsiz bir şey zannetmiştim. Ancak öyle olmadı maalesef. Akşamüstü artık bir şeylerin ters gittiğine emin olunca doktora gittim. Şehir hastanesinin aciline başvurdum. Öncelikle şunu söylemek isterim ki Konya Şehir Hastanesi ekipmanlarıyla, hızıyla, ekibi ile gerçekten muhteşem olmuş. Kendimi bir devlet hastanesinde değil de, özel hastanelerin en lüksünde gibi hissettim. Her şey son derece sistemli ve güzel. Numaranızı alıyorsunuz ve sıra size geldiği anda içeri giriyorsunuz. Karışıklık vesaire yok. Muayene olduğumda doktor mide kanaması geçiriyor olabileceğimi, bu belirtilerin onu işaret ettiğini ve çok acil üniversite hastanesine gitmem gerektiğini söyledi. Zaten taşıdığım belirtilere internetten bakınca ben de mide kanaması olabileceğini düşünmüştüm. Ancak bunu doktordan duymak başka bir şey tabii ki. Doktor çok acil olarak üniversite hastanesine gitmem gerektiğini, eğer gitmez de geciktirirsem bir yerde düşüp kan kaybından ölebileceğimi söyledi. Biz de hemen üniversite hastanesine gittik. Uzun zamandır hastaneye gitmediğim için üniversite hastanelerinin insanı yoran yüzünü unutmuşum. Acil resmen tıklım tıklımdı. Ne numaratör var ne bir şey. Önce triaja alınıyorsun, oradaki doktor ismini okuduğunda içeriye geçiyorsun. Ancak bunun için o kadar çok bekledim ki size anlatamam. O sırada kalp krizi geçiren bir hasta geldi, karısı koluna girmiş zor yürüyordu. Kadın "kalp krizi geçiriyor, yardım edin, yardım edin" diyor. Baktı ki gelen giden yok, çığlık çığlığa "ne biçim hastane burası, bir sedye yok mu?" diye bağırdı. Sonra hemen doktor hasta sandalyesi ile geldi ve adamı içeriye aldı. Yani gerçekten milattan önceden kalma gibiydi görüntüler. Sıra bana geldi, içeri alındım. Kan aldılar tahlil için ve hemen mide koruyuculu bir serum verdiler. Ancak size anlatırken böyle kısacık bir cümlenin içerisinde söylediğime bakmayın. Maalesef gelen hemşire damarlarımı bulamadığı için 4-5 farklı yerden deneme yaparak girdiği her damarı patlattı. En sonunda bileğimin iç tarafından taktı serumu. "Buradaki damar çok ince, elinizi kıpırdatmayın, çok yavaş gidecek serum" dedi. Zaten tarifi imkansız bir acı yaşadığım için put gibi hiç kıpırdamadan durdum. Ancak bir süre sonra kolumda yanma, uyuşma ve korkunç acılar baş gösterdi. O sırada doktor gelince durumu anlattık. Doktor "buraya niye taktı, bu damar çok incedir, buradan serum doğru dürüst gitmez ki" diye kendince söylendi ve sonrasında daha tecrübeli yaşı büyük bir hemşire gönderdi. O da serumu bileğimin iç kısmından çıkarıp, diğer elimin üstüne taktı. Ve çıkardığı anda gördüğüm görüntü ile şok oldum. "Buradaki damarınızı patlatmışlar" dedi ama o görüntüyü hiç unutamayacağım. Resmen bileğimin içi balon gibi şişmişti. Çok korkunç ve kötü görünüyordu. Ben artık hastalığın derdini bıraktım, patlayan damarlarımın acısına düştüm. Şu an günler olmasına rağmen damarlarımın acısı ve üstündeki morluklar hala geçmedi. Bir işi yapmak için o işte ehil olmak gerçekten çok önemli. İnsanları deneme tahtası gibi kullanmak, nasıl olsa benim canım acımıyor ona ne olursa olsun gibi bir düşüncede olmak gerçekten çok yanlış. Ben ağrı eşiğim yüksek olduğu halde damarlarımın acısına gerçekten zor dayandım. Sonrasında belirli saat aralıkları ile kan aldırmam gerekti. Çünkü kıyaslayıp hemoglobin değerlerine bakacaklarmış düşüş var mı diye. Ancak bu kanı almaya gelen hemşireler de kanı alabilecek damar bulamadılar maalesef ilk hemşire kolumun içi dışı ellerimin üstü her taraftaki damarları patlattığı için! Gerçekten çok acılı ve zor bir süreçti. Gece boyu hastanede kalmak durumunda kaldım. Sabaha karşı dışarıdan çığlık çığlığa ağlama sesleri gelmeye başladı. Sanırım birilerinin cenazesi oldu. Hani bazı yörelerde ağıt yakar gibi sayarak ağlarlar ya, yaklaşık 1 saat boyunca kadınlar durmaksızın saya saya ağladılar. İnsanların böyle hallerini görmek de insanın üzülmesine sebep oluyor. O sırada acil odasından yaşlı bir amcanın son ses bağırışlarını duydum. Amca "Burası ne biçim hastane! Siz ne biçim insanlarsınız! Acıtmadık yerimi bırakmadınız! Yeter artık! Böyle tedavi mi olur!" diye bağırıyordu. O an içimden "sanırım amcaya da benim damarlarımı patlatan hemşire gitti" diye düşünmedim desem yalan olur. İnsanların acı çektiğine yakından şahit olmak insanın ruhunu derinden etkileyen bir şey gerçekten. Tüm bunların sonunda sabahleyin doktorum mide kanaması geçirmediğimi, yaşadıklarımın bir enfeksiyondan kaynaklı olduğunu söyleyerek bir poşet dolusu hap yazarak beni taburcu etti. Ve o andan sonra birkaç tane tanıdığımızdan arka arkaya duyduğumuz şey şuydu; Konya'da çeşmeden akan sulara lağım suları karışmış. Bundan dolayı da bir salgın baş göstermiş. Hatta yan komşumuzun kızı başka bir hastanede sağlıkçı. Akıl etseydim de keşke sana söyleseydim, iki haftadır bizim hastaneye gelen gelene, bu konuda ortalık kırılıyor, çeşmeden kullanmayın demediğim için üzgünüm dedi. Eczacım da reçetemi görür görmez bu durumdan siz de mi nasibinizi aldınız dedi. Benim hiç haberim yoktu ama şu an Konyamızda bu şekilde bir salgın varmış.</div><p></p>
<p dir="ltr" style="text-align: justify;">Sonuç itibari ile sağlığın her şeyden ama her şeyden daha önemli olduğunu bir kez daha anladım. Rabb'im cümlemize sıhhat afiyet şifa versin. Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Kendinize ve sağlığınıza lütfen çok dikkat edin. <br /></p></div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px;" /></a></div>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-89398160694346484552021-07-20T00:43:00.004+03:002021-07-20T01:07:40.129+03:00Alacağın Olsun Zehrem <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwYROq0vx3m56tlIbetBfLG694Cch73Ci_AFw7Sfsoh2YneM6YECMBb_2aYqONcUU0MVwmSeQvhNfme_RGDRhD8dD6VfzWPE-JwB37zmDaq_G3lGf_WnYwk_WQo5DH4q1w10MW2Shb3dM/s540/Screenshot_2015-11-16-02-38-31-1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="515" data-original-width="540" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwYROq0vx3m56tlIbetBfLG694Cch73Ci_AFw7Sfsoh2YneM6YECMBb_2aYqONcUU0MVwmSeQvhNfme_RGDRhD8dD6VfzWPE-JwB37zmDaq_G3lGf_WnYwk_WQo5DH4q1w10MW2Shb3dM/s320/Screenshot_2015-11-16-02-38-31-1.png" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Ben daha çocuk sayılacak yaşlardayken çok severek dinlediğim ve söylediğim bir ezgi vardı. Nereden bilirdim o ezginin bir gün hayatımın hakikati olacağını... </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">"Özlemekten yorulmuşum, kapında durdur beni, </div><div style="text-align: justify;">Ucu sana dek uzanan bir zincire vur beni, </div><div style="text-align: justify;">Beni çöllerden sorma ki sonra Mecnun yerinir, </div><div style="text-align: justify;">Aşksızlıktan taş kesilmiş şehirlere sor beni!" </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Yorgunum be Zehrem. Zihnim yorgun, bedenim yorgun, fikrim yorgun, hislerim yorgun; külliyen yorgunum senin anlayacağın. İnsan kendi hayatının yükünden yorulur mu? Gün gelip yoruluyormuş meğerse. Seni özlemekten bitap düştüm. Aradım, bulamadım. Aramaktan vazgeçtim, yine bulamadım. Bulduğumu sandığımdaysa Ağrı Dağı'nın zirvesinden yere çakıldım. Öyle şiddetli, öyle sert bir düşüştü ki bu; sinemde kırılmadık kemik kalmadı. Öldüm sonra. Sesler öldü, suretler öldü, lisan öldü. Karanlık, kapkaranlık bir mahzende yapayalnız kalakaldım. Çok korkunçtu Zehrem. Hâlâ çok korkunç... </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Sonra bir gün celladımı gördüm. İlginçtir, o bakışla dirildim. "Bu ne yaman çelişkidir" anlayamadım...</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Nefes alınmayan şehirlerde beton binaların arasında bir başıma bıraktın ya beni, alacağın olsun! Olsun be gülüm, senin yine de canın sağ olsun! </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Her neredeysen, bayramın mübarek olsun Zehrem... </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">20 Temmuz 2021 / KONYA / 00.40</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px;" /></a></div>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-65502414544999032382021-07-16T22:02:00.001+03:002021-07-16T22:03:36.936+03:00Her Yıl Bu Zamanlar <div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5BqDvaqEO_0Asfe_b83RHr0c59H_sVqmpAF_NtljY2hgXD-LUmrXnbhnpemsrGE7AuRm9Sow2yRfrTmrEZBvG38zIdYHd2iyf9FjXBFwePnkH_IN4MjmFH5hMaGo-JYkOkFkFBWtFLDI/s452/IMG_20210716_212635.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="395" data-original-width="452" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5BqDvaqEO_0Asfe_b83RHr0c59H_sVqmpAF_NtljY2hgXD-LUmrXnbhnpemsrGE7AuRm9Sow2yRfrTmrEZBvG38zIdYHd2iyf9FjXBFwePnkH_IN4MjmFH5hMaGo-JYkOkFkFBWtFLDI/s320/IMG_20210716_212635.jpg" width="320" /></a></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">"İnsanın hem kavuşması hem ayrılığı nasıl aynı zamana denk gelir ki?" diye düşündü. Her sene bu vakitler geldiğinde sevinç ve hüzün bir arada içini kaplardı. Bu haline şaşıyordu. Bir insan aynı anda nasıl hem durgun ve mahzun hem de mutlu ve neş'eli olabilirdi ki? Mutluydu, çünkü sevildiğini biliyordu. Mahzundu, çünkü sevdiği artık yanında değildi. Niye böyle oldu, nasıl böyle oldu'ları bir kenara bırakıp hayatın akışında oradan oraya savrulmaya başlayalı epey zaman olmuştu. Kendisini duygusal ve fiziksel anlamda son derece yalnız hissediyordu. Nereye varacak bu yalnızlığın sonu diye düşünürken, komşu balkonundan çay karıştırma sesleri duydu. Çay... İnsana ne güzel bir arkadaştı. Mutluyken de insana iyi geliyor, kederli iken de iyi geliyordu. Ancak en güzeli, evin içinde çay kaşığı sesi duyabilmekti. Yalnız içilen çaydansa, karşılıklı içilen çaylar her zaman daha lezzetli gelmişti ona. Bu düşünceler içerisinde iken Özdemir Asaf'ın "Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa adı yalnızlık olmaz" dizesi geldi aklına. Yalnızlığın da güzel tarafları var aslında diye kendini teselli etmeye çalıştı. Fakat iş tüm güzelliklerden geçip geceleyin zihninin içinde yürüyüp duran karıncalarla baş başa kalmak ve onlar yüzünden uyuyamamaya dayanıyordu. Yalnız olmanın en zor tarafı galiba geceleri uyuyamamaktı. Gece, sessizliğin göbek adıydı. Ama onun zihni asıl geceleri konuşmaya başlıyordu. Ortamda çıt çıkmasa da beyninin içinde bir orkestra vardı sanki. Bu orkestra seslerini susturmadığı için geceleri bir türlü uyku yüzü göremiyordu. Düşünceler içerisinde iken vakit bir hayli ilerlemişti. Kederin bünyesini iyiden iyiye basmaya başladığını farkedince bu halini dağıtmak istedi. 'Eskiler radyoyu açar ve "ikinci/beşinci... sıradaki benim olsun" derlerdi, ben de öyle yapayım bugün' dedi kendine ve ekledi "üçüncüsü benim olsun". Radyonun düğmesini çevirdi. Kısmetinden radyonun gece programı da yeni başlamıştı. Spiker hızlı ve neşeli bir giriş yapmış ve ard arda iki hareketli türkü çalmıştı. İkincisi bitince yeniden mikrofon başına geçen spiker "Evet dostlar, gece ilerliyor ve artık kendimizi gecenin hüzünlü kollarına bırakma zamanı geldi. Şimdi biraz da gecenin ruhuna uygun yavaş parçalardan dinleyelim" dedi ve üçüncü parçayı başlattı. İşte gelmişti. Şimdi çalan onun için çalıyordu. Acaba ne çıkacak diye merak içerisinde beklerken iyiden iyiye durgunlaştı. Çünkü sırada sevdiği, ama her dinlediğinde çok etkilendiği bir türkü vardı:</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">"Ne feryad edersin divane bülbül? </div><div style="text-align: justify;">Senin bu feryadın gülşene kalsın. </div><div style="text-align: justify;">Bu dünyada eremezsen murada, </div><div style="text-align: justify;">Huzuru mahşere divana kalsın." </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Derin bir ahhh çekti. Anlaşılan gece yine uzun olacaktı... </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">16 Temmuz 2021/KONYA/21.58</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px;" /></a></div><div style="text-align: justify;"><span style="color: #cccccc;"><br /></span></div><div style="text-align: justify;"><span style="color: #cccccc;">*Fotoğraf internetten alıntıdır. </span></div>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-1607464410335487762021-06-30T01:17:00.004+03:002021-06-30T01:18:24.112+03:00Yarım Kalan Şarkı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPDTCZ2L0sYXj9N3YQB1zq6sS5xdJaDclqbHK0UIed5Dm2tO5jgNl0Vz1HAC7AzU4gzGibltUg_26Gh26R1gpVuV5VDgEk3vDXmyJCjuGPpVLBiFXVJrs9Ppd8T9ZydboFNBz17A32KFs/s775/222.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="517" data-original-width="775" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPDTCZ2L0sYXj9N3YQB1zq6sS5xdJaDclqbHK0UIed5Dm2tO5jgNl0Vz1HAC7AzU4gzGibltUg_26Gh26R1gpVuV5VDgEk3vDXmyJCjuGPpVLBiFXVJrs9Ppd8T9ZydboFNBz17A32KFs/s320/222.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Kadın, yıllardır yolunu gözlediği yolcuyu görmenin şaşkınlığı ve heyecanı içerisindeydi. Görmek dediysem öyle bire bir değil, uzaktan bir rast gelmek hani. Adam, yıllardır yollarına düşmek istediği kadın için ortaya çıkmaya karar vermişti. Kapalı perdeleri aralayıp uzaktan da olsa bakmıştı sevdiğine. İmkansızı düşlüyorlardı. Kadın, hasretin getirdiği uykusuz gecelerin hediyesi yorgun bir simaya bürünmüştü. Adamsa adeta "o eski halimden eser yok şimdi"yi söylüyordu. Kibirli alnı ve dimdik omuzları gitmiş, hayatın yorgunluğu altında kıvrılan sırtıyla kederden açılmış alnı gelmişti. Uzaktan uzağa da olsa bir an gözgöze geldiler. Kalp atışlarının sıklaştığının ikisi de farkındaydı. Vücutlarının sol yanındaki gümbürtünün dışarıdan duyulup duyulmadığını merak ediyorlardı. İkisi de eskisi gibi görünmüyordu. Çok değişmişlerdi. Belki de değişen sadece suretleriydi. Her yan yana gelişlerinde gümbür gümbür atan kalplerde bir değişme yoktu. Belki kırgınlık, üzgünlük, ama ille de hasret vardı.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">_Neden? diye sordu biri. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">_Korktum... diyebildi öteki. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">_İnsan hiç sevdadan korkar mı? </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">_Kaybetmekten ölesiye korkuyorsa başlamaktan da korkar. Bu korku hatalar yaptırır insana. Dönüşü olmayan korkunç hatalar... Kaybetmemek için kendi elleriyle kaybeder insan. Tıpkı Arkaş* gibi... </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Ses yoktu. Söz yoktu. Kalpten kalbe giden görünmeyen yol ile konuşuyorlardı. Bu sözlerden hangisini kim söylüyordu acaba? Kadına sorarsanız soruları soran kendisiydi. Adama sorarsanız da soruları soran adamdı. İkisi de yaralı, ikisi de aynıydı. O kadar birlerdi ki; soracakları sorular da, bu sorulara verecekleri cevaplar da birbirinin aynısıydı. Kırgınlıkları, özlemleri, düşleri aynıydı. Ne var ki yürüdükleri yollar bambaşkaydı artık... </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Adam, kadın ve ortak düşleri; yeniden aynı çizgide buluşamayacak kadar savrulup yaralanmışlardı. İşte tam o sırada bir ses yükseldi yurdun sesleri radyosundan:</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">"Sen benim hiçbir şeyimsin, </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Yabancı bir şarkı gibi yarım, </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak, </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Hiç kimse misin bilmem ki nesin, </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Uykumun arasında çağırdığım, </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Çocukluk sesimle ağlayarak"... **</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">30 Haziran 2021 /KONYA /01.17</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">*Arkaş: Mihail Nuayme'nin Kendini Arayan Adam (Arkaş'ın Günlüğü) adlı kitabının baş karakteri. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">**Attila İlhan </div><div><br /></div><div><br /></div><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-92052709299180820962021-04-21T00:30:00.002+03:002021-04-21T00:31:14.762+03:00Açıversen Ya Kapıyı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-ohOabEVg3OlNNseABA1arYqn1j6yFrkNH-9u-2v3VmK3AiF7QjxLME1FLAAFYi_PIJMqR3ixiw-BeFAtDOaHmlQVuk9x5n3WfC141mJIuLr8z7DTZCzHtih9EGwYY0j3isNUQQVcT60/s1178/IMG-20161028-WA0006-1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1178" data-original-width="720" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-ohOabEVg3OlNNseABA1arYqn1j6yFrkNH-9u-2v3VmK3AiF7QjxLME1FLAAFYi_PIJMqR3ixiw-BeFAtDOaHmlQVuk9x5n3WfC141mJIuLr8z7DTZCzHtih9EGwYY0j3isNUQQVcT60/s320/IMG-20161028-WA0006-1.jpg" /></a></div><div><br /></div><div>Şöyle bir düşünüyorum da, </div><div>Sen güney kutbunun parlayan yıldızıyken,</div><div>Ben kuzey kutbunda kalmışım sanki. </div><div>Sen kalbimin en yakınıyken, </div><div>Ben öte yana koşmuşum sanki. </div><div>Neden böyle oldu ki? </div><div>Oysa Sen sevginin adısın, </div><div>Yüreğimin en berrak tarafısın, </div><div>Sen ömrümün güneşi, </div><div>Ciğerimin ateşi, </div><div>İşte kapındayım yeniden, </div><div>Titrek ellerimle çalıyorum aniden, </div><div>X, y, z beni duymuyorsa ne çıkar, </div><div>Tek Sen duysan bana kâr, </div><div>Açıver de kapını, bu yorgunu içeri al. </div><div>Takatim kalmadı, bak dilim artık lâl, </div><div>Tek Sen'i isterim, </div><div>Gayrıyla konuşmak ağrımdır benim,</div><div>Yormazsın Sen, yorulursun gerekirse, </div><div>Dert vermezsin insanın sırtına, yüklenirsin ne gelirse, </div><div>Açıver hele Gül Yüzlü, Pamuk Elli, </div><div>Ömrümün gülü gülistanı, canım Nebî, </div><div>Kapında bekliyor bu yorgun fakir, </div><div>Gülüver de silinsin dertleri bir bir... </div><div><br /></div><div>21 Nisan 2021/KONYA/00.23</div><div><br /></div><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-68394534781368595582020-10-23T14:32:00.005+03:002020-10-23T14:37:08.459+03:00Elveda Rossmann <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><p dir="ltr"></p><div style="text-align: justify;">Merhaba Sevgili blog dostları, </div><div style="text-align: justify;">Daha önce instagramdan sizinle Rossmann Türkiye hakkındaki memnuniyetimi paylaşmıştım siparişimde patlak gelen ürünü hemen değiştirdiklerine dair. Nasıl ki bir firmanın güzel yönlerini yazıyorsam kötü yönlerini de yazarım. Önerdiğim için sözüme güvenip bu markayı tercih eden arkadaşlarım memnuniyetsizliğimi de bilsin, kimse mağdur olmasın. Ben bundan sonra Rossmann web sitesinden alışveriş yapmayacağım. Nedenine gelince:</div>
<div style="text-align: justify;">İkinci siparişimde ambalajı açılmış ürün gönderildi ve ürün kargolama esnasında kutudaki diğer her şeyin üzerine dökülmüştü. Bu konuyu iletmeme rağmen hiçbir şekilde ilgilenmediler ve geri dönüş olmadı. Yine de diğer ürünlerin sadece ambalajı zarar görüp içleri sağlam olduğundan fazla sorun etmedim ve kendilerinden üçüncü bir sipariş verdim. 3. siparişim yolda gelirken ürün akmış, kutuyu patlatmış, kargocular kutuyu tekrar bantlamak zorunda kalmışlar, fakat kutu ve içerisindeki ürünler kullanılamaz duruma gelmiş. Bu nedenle kargocu tutanak tutarak karşı tarafa geri gönderdi. Ben de Rossmann Türkiye'yi arayıp durumu bildirdim. Direkt 'paranızı iade ederiz' dediler. Ben para iadesi istemiyorum ki, ürünlerimin değiştirilmesini istiyorum dediğim zaman bizim öyle bir prosedürümüz yok dediler. Şimdi soruyorum, madem öyle bir prosedürleri yoktu niçin ilk siparişimde patlak gelen ürüne değişim yapıldı🤷🏻♀️ Şu an 10. yaş kampanyası döneminde oldukları için yoğunluktan dolayı müşteriye böyle söylediklerini düşünüyorum açıkçası. Bunca zamandır internetten sipariş veririm. Farklı birçok firmayı denedim ve tabii bunlardan memnun kalmadıklarım da oldu. Ancak gönderen firmanın paketleme hatası ya da kargo firmasının taşıma hatasının direkt müşteriye kesildiğini ve bu kadar rahat bir şekilde 'bizim prosedürümüz bu' denildiğini açıkçası ilk kez görüyorum. Bu şikayetimi bildirdiğim zaman konuyu ilgili birimlere ileteceğini, belki ürünlerimin yeniden çıkış yapılabileceğini ve bana bu konuda geri dönüş yapılacağını söyledi müşteri temsilcisi. Hiçbir geri dönüş yapılmayınca tekrar aramak zorunda kaldım ve 'paranız iade edilecek' denildi. Ürünün firmada hazırlanıp yola çıkması, bana ulaşması, sonrasında iade olduğu için kargo şubesinde 3 iş günü bekletilmesi, tekrar yola çıkması ve onlara ulaşması düşünüldüğü zaman ortalama 10 gün geçecek. Bundan sonra bir de para iadesi prosedürü başlatılacak. Nereden bakarsanız 2 hafta geçecek aradan. Müşteri temsilcisine bunu iletip 'bir müşteri olarak benim suçum ne? Almadığım ürün için para ödemiş oldum ve siz şu anda 10 günlüğüne benim parama el koymuş oluyorsunuz' dediğim zaman yine "prosedür" denildi. 21. yüzyıldayız, artık böyle şeyleri çoktan aşmış olmamız lazımdı. Müşterisinin yaşadığı olumsuzluklara kulak tıkayan, çözüm odaklı olacağına "prosedür" deyip kestirip atan her firma kaybetmeye mahkumdur. Elveda Rossmann. Prosedürlerinizle size mutluluklar.</div><p></p></div><div><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a><div><br /></div></div>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-80142726932510093702020-10-04T09:00:00.078+03:002020-10-04T09:00:03.555+03:00Magnolia Tatlısı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzEMbMFbmq1l1tOHUm93GyG_XxfIDBIGWyAUCsKEk3TunxoC0ODnYCHGDJvzudvD_3jySPBb5wzrvtWuNQGIgPJS8V3C6ltJZg3UKNqsmjhYL5i87-JAxFyF1qsS_mWGvstOvmiDM6GI4/s2048/IMG_20200930_200114.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1708" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjzEMbMFbmq1l1tOHUm93GyG_XxfIDBIGWyAUCsKEk3TunxoC0ODnYCHGDJvzudvD_3jySPBb5wzrvtWuNQGIgPJS8V3C6ltJZg3UKNqsmjhYL5i87-JAxFyF1qsS_mWGvstOvmiDM6GI4/s320/IMG_20200930_200114.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Merhaba Sevgili Blog Dostları,</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Bundan bir kaç sene evvel magnolia tatlısı aşırı derecede popüler olmuştu. Duymayan ve yapmayan yoktu neredeyse. Nedense kafamızı çevirdiğimiz her yerden magnolia fışkıran o günlerde bense artık görmek istemiyordum :) Denemedim dahi. Bu yıl karantinanın başlarında evde çilek de olunca artık ben de denemek istedim:)</div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpPhu8xFGi1y2erfBNaw6K1qRdu-2enRY0f-gWgx-tC9u1TkNLKgegnqGqPTMzoK7ytt2n4zi6KyADsH40Jruhf4h_API4htukZwK4Upr1HWg-ziuNWKYZF93Tenvw9HCW5FRIsAUiEh8/s2048/IMG_20200930_200249.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1996" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpPhu8xFGi1y2erfBNaw6K1qRdu-2enRY0f-gWgx-tC9u1TkNLKgegnqGqPTMzoK7ytt2n4zi6KyADsH40Jruhf4h_API4htukZwK4Upr1HWg-ziuNWKYZF93Tenvw9HCW5FRIsAUiEh8/s320/IMG_20200930_200249.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Tatlı yiyen herkesten tam not aldı. Bilhassa tatlısever küçük yeğenim Harun köpüğümden :))</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Ben nefisyemektarifleri uygulamasından uygulamanın kendi tarifini denedim. İşte tarifimiz:</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b>Malzemeler:</b></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both;">*2 paket Eti Burçak bisküvi (evde burçak yoktu. Ben normal pötibör kullandım)</div><div class="separator" style="clear: both;">*10-15 adet çilek</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;"><b>Muhallebisi İçin:</b></div><div class="separator" style="clear: both;">*1 litre süt</div><div class="separator" style="clear: both;">*1 su bardağı toz şeker</div><div class="separator" style="clear: both;">*2 adet yumurta sarısı</div><div class="separator" style="clear: both;">*1 Türk kahvesi fincanı mısır nişastası</div><div class="separator" style="clear: both;">*2 yemek kaşığı tepeleme un</div><div class="separator" style="clear: both;">*1 adet vanilya (ben kullanmadım. Gıda mühendisi arkadaşlardan vanilya çubuğunun çözdürülmesi için tek yolun alkole atmak olduğunu öğrendiğimden beri eve vanilya almıyorum. Başka bir helal yöntem bulunduysa da bilgim yok açıkçası).</div><div class="separator" style="clear: both;">*1 kutu krema (200 ml)</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;"><b>Hazırlanışı</b></div><div class="separator" style="clear: both;">Bisküvileri rondoda çekip toz haline getirin. Çilekleri suda bekletmek suretiyle yıkayıp temizleyin. Krema, bisküvi ve çilek hariç, muhallebi malzemesi ile muhallebinizi hazırlayın. Yani süt, toz şeker, yumurta sarısı, mısır nişastası, un ve vanilyayı derin bir tencerede güzelce telle çırpın ve ocakta muhallebi kıvamı alana kadar göz göz olana kadar pişirin. Ve soğumaya bırakın.</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;">Çileklerin yapraklarını koparıp doğrayın. Eğer temizliğinden eminseniz yaprakları da süslemede kullanabilirsiniz. Ben pandemi döneminde olduğumuz için yapraklarını direkt attım.</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;">Soğumuş muhallebinin içine 1 kutu kremayı ekleyin ve telle güzelce karıştırın, homojen bir karışım olsun.</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;">Bardakların dibine çektiğimiz bisküvilerden 2 yemek kaşığı koyun.</div><div class="separator" style="clear: both;">Şimdi bardağın kenarlarına dilimlenmiş çilekleri güzelce yerleştirin, dizin. Daha sonra muhallebiden 1’er kepçe koyun. Üzerine tekrar 1 kaşık bisküvi ve tekrar puding koyun. Bu şekilde pudingi paylaştırıp, bitirin.</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;">Tatlının en üstünü de kalan bisküvilerinizi paylaştırarak kapatın. Tepe kısmını ise çilek dilimleri ile süsleyin. Hazırladığınız tatlıları buzdolabında 4-5 saat soğutup soğuk soğuk servis yapın. Ve işte sonuç:</div></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvp67tzlR5nQm3rsmOjljU2gVa51DbG6_pdBgF3GP-S-DxYnVvaXphJ8JZJU3v3IRg6pQ8Htf3T-NqQAbVTMLaalXMe-h9k07o5vP6rpe_S7lk2Elt6EbO3Vb3uflTjKdtNRM-iFCOB6I/s2048/IMG_20200930_200351.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1334" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvp67tzlR5nQm3rsmOjljU2gVa51DbG6_pdBgF3GP-S-DxYnVvaXphJ8JZJU3v3IRg6pQ8Htf3T-NqQAbVTMLaalXMe-h9k07o5vP6rpe_S7lk2Elt6EbO3Vb3uflTjKdtNRM-iFCOB6I/s320/IMG_20200930_200351.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Deneyecek olanlara afiyet olsun.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun.</div><br /><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com13tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-45848239289261621982020-10-03T08:30:00.005+03:002020-10-03T08:30:00.300+03:00Mercimek Ekmeği ve Bursa Süt Helvası<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1928" data-original-width="2048" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjN1Tt3V5-tGtY0vk00ioj_tN0IN78LWNCFL0yLCxtXBp_ve8tlqTApCCu6QcgAdwWXKhn9hhEJTpIaDajo97xuaJHI2nUTYB-u1tDSA0DZUSdNkO6SXE08rwFXw4pY4SMOwVyfLOgy2TY/s320/IMG_20200930_174814.jpg" style="text-align: left;" width="320" /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Merhaba Sevgili Blog Dostları,</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Uzun zaman önce youtube'da mercimek ekmeği görmüştüm. Bir ara deneyeyim diye kaydettim ve şimdiye kadar farklı tariflerle bir kaç kez denemek kısmet oldu. Benim en hoşuma giden instagram'dan gördüğüm zerdeçallı tarif oldu. Tarifi instagramdaki @kurumsalhayatmutfakta hesabından aldım. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgfDrpoQMKydURighTiR_XCAUKzX7gKcWpQ-loO_f6aPfJ4vNHfcfptFunIIjRORAUKNA36C4LqZPJ273YD4qGz-P2O8r9DaTnVFv2bq9i42tiwICRC7sxp3Gz-Zn3J-f_k9iRDjFKqtl4/s2048/IMG_20200930_174727.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1980" data-original-width="2048" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgfDrpoQMKydURighTiR_XCAUKzX7gKcWpQ-loO_f6aPfJ4vNHfcfptFunIIjRORAUKNA36C4LqZPJ273YD4qGz-P2O8r9DaTnVFv2bq9i42tiwICRC7sxp3Gz-Zn3J-f_k9iRDjFKqtl4/s320/IMG_20200930_174727.jpg" width="320" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Aslında bu bir ekmek. Ama tadı o kadar güzeldi ki ben acıktıkça kek niyetine yedim:)</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhk2DTzAHBvbZ2_AVFuaRuJJ8NRzTaeKEgpAIa2_j5DCDapmMre8l6sbncNMNw-_tt6qcOzhhCe5YdZI1Hf-LXNTph2Ldes5WPIX-uaKryN3_4P4iu9xNh_F6NnYZpmFz0yuJkTIYlv6Uk/s2048/IMG_20200930_174750.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1801" data-original-width="2048" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhk2DTzAHBvbZ2_AVFuaRuJJ8NRzTaeKEgpAIa2_j5DCDapmMre8l6sbncNMNw-_tt6qcOzhhCe5YdZI1Hf-LXNTph2Ldes5WPIX-uaKryN3_4P4iu9xNh_F6NnYZpmFz0yuJkTIYlv6Uk/s320/IMG_20200930_174750.jpg" width="320" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">İşte tarifimiz:</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*1 su bardağı kırmızı mercimek (geceden ıslatın)</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*1 su bardağı sulu yoğurt</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*Yarım çay bardağı zeytinyağı</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*1 ya da 2 yumurta (ikisi de olur)</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*1 paket kabartma tozu</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*1 çay kaşığı tuz (damak tadınıza göre artırabilir ya da azaltabilirsiniz)</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*Maydanoz, dereotu </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*1 tatlı kaşığı sarımsak tozu (ben koymadım, sarımsak tozu kullanmıyorum, koyacak olursam 1-2 diş sarımsak koyarım)</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*1 çay kaşığı zerdeçal</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*1 çay kaşığı kekik</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*Üstüne susam ve çörek otu</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Yapılışı:</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Mercimekler geceden sabaha kadar suda beklediği için yumuşamış oluyor. Mercimeği ve yoğurdu mercimek taneleri ezilip yok olana kadar mutfak robotunda çekin. Sonra diğer malzemeleri de eleyip bir kaşıkla iyice karıştırın. Pişirmek istediğiniz kaba alın. Ben borcamın dibini sıvıyağla yağladım. Belki hiç yağlamasam da yapışmazdı, bilemiyorum. Farklı bir yapısı var. Sonra üstüne susam çörek otu serpip 170 derecede 35 dakika pişirin. Bu gerçi herkesin fırınına göre değişir. Bizim fırında daha uzun sürede pişti mesela. Aynı kek pişirir gibi kontrollü bir şekilde bakarsınız. Tadına ben bayıldım. Deneyeceklere şimdiden afiyet olsun :)</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFQAhjrIQl6_2SL0siqvU5gsBY2dCb3c22JRdfhIC9O17IaCSSh78gxKQPSnfFZkqDXaxczUiHT5rlybmKGQWsc9VRzBzG7EJwAzvUJC3tt3W0HmAit0xpj8IA1Hgp_3Q0ZKasSbl6JUI/s2048/IMG_20200930_183600.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1810" data-original-width="2048" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFQAhjrIQl6_2SL0siqvU5gsBY2dCb3c22JRdfhIC9O17IaCSSh78gxKQPSnfFZkqDXaxczUiHT5rlybmKGQWsc9VRzBzG7EJwAzvUJC3tt3W0HmAit0xpj8IA1Hgp_3Q0ZKasSbl6JUI/s320/IMG_20200930_183600.jpg" width="320" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Bursa süt helvası da merak ettiklerim arasındaydı. İtiraf etmeliyim rahmetli anneannem İnegöllü olmasına rağmen ben süt helvasını Bursa'da hiç görmedim duymadım. Geçen sene Bursalı bir arkadaştan duyunca anneme sordum. Annem süt helvasının Ramazanlarda sokak sokak satıldığını söyledi. Ramazan dışında pek olmazmış. Ben de hiç Ramazanda İnegöl'de bulunmadım.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dwM4iOYZPKLePz99n1uCkLjtqdoB9a6SZVgU-WIvT4ccUYJNCCz9oORgJF7AlweerqeN9oBjn2gFwjA8V4ywA' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Bursa süt helvasını tariflerini severek takip ettiğim Youtuber Masmavi3mutfakta'nın tarifiyle yaptım. Masmavi hanım bu helvanın muhakkak sıcak tüketilmesini, kalırsa bile ısıtılıp yenmesini özellikle söylemiş ama ben kalan kısmını soğuk denedim, inanın öyle bile çok beğendim. Tarifin orijinaline <a href="https://www.youtube.com/watch?v=DWSjvqfHapE" target="_blank">şuradan</a> ulaşabilirsiniz. İste tarifimiz:</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Malzemeler:</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*80 gram tereyağ</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*1 çay bardağı un</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*1,5 çay bardağı şeker</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">*8 çay bardağı süt</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Yapılışı:</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Yağı eritin. Yağ erisin ama yanmasın. Unu ekleyip ocağı kısın ve tahta kaşığın ters tarafıyla eze eze en az 15 ortalama 20 dakika kavurun. Bu süre sonunda tereyağ ve un akışkan bir kıvam alacak ama unun rengi asla dönmeyecek, beyaz kalacak. Kıvamı kontrol etmek için kaşığa alıp yukarıdan tencereye dökün. Eğer sıvı bir şekilde akıyorsa kıvamı iyidir. Bu noktada 8 çay bardağı sütü ekleyin. Süt normal soğuk süt olacak. Isıtılmış olmayacak. Kıvamı koyulaşıp göz göz kaynayınca 1,5 çay bardağı şekerini ekleyip hızlı hızlı karıştırın. Bir taşım kaynatın (yaklaşık 2 dakika). Sonra pişireceğiniz fırın kaplarına aktarın. Ben küçük boy yuvarlak borcamda yaptım ama tek kişilik güveçlere dökseniz daha hoş olur.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Sadece üst kısmı açılarak önceden 190 derecede ısıtılmış fırının en üste yakın noktasına ızgara teliyle koyun. Üstü kızarana kadar pişirin. Masmavi hanım çok çabuk yanıyor aman dikkat edin demiş ve 2 dakika tutmuş fırında ancak bu fırından fırına değişir. Bizim fırın biraz tuhaf. Maalesef bizim fırında bu hale gelmesi yaklaşık 35 dakika falan sürdü. Siz de kendi fırınınızın durumuna göre kontrollü bir şekilde kızartın.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Bursa süt helvasını ilk kez yedim ve ilk kez denedim ama kesinlikle bayıldım. Kavururken biraz uğraştırsa da enfes bir tatlıydı. Muhakkak denemelisiniz.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span face="Roboto, Arial, sans-serif" style="background-color: #f9f9f9; color: #030303; font-size: 14px; text-align: start; white-space: pre-wrap;"><br /></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-11901572110015216142020-10-02T07:07:00.070+03:002020-10-02T07:07:01.567+03:00Mısır Kovasından Kalemliğe, Peçete Dekupaj Çalışmalarım<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1529" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhg8zC1rRigFsPMcYvkYT7fuRA9iJsPVMnGz2Ou__fg_x2VQU4xrLDpKm8CKmpmo2HNo_ax0QhwavMzauvw8fC4YQPPiltWmpwkekXR6mx2SgyN6Z1YlMTsaePDwEM9XZ-Mq_YPpN8JbQ8/s320/IMG_20200930_164252.jpg" style="text-align: left;" /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Merhaba Sevgili Blog Dostları,</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Bu sene yazın başlarında yaptığım iki adet peçete dekupaj çalışmamı paylaşmak istiyorum sizlerle. Nasıl yapılacağını daha önce ayrıntılı anlatmıştım. <a href="http://urfatutkunu.blogspot.com/2018/10/ilk-pecete-dekupaj-calsmam.html" target="_blank">Buraya tık tık</a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1080" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhm7T9LlQtKICXHHLbYWuqO_VvIN4baA6QgMTJry6ImvujauaWx1QlxAfyjfn5jyeUbyXMQgPDEOEhDbsmbvkCt7FghKqlSjovFPbql9uPeS_UrTR1JXufip8S-QBCTB55rKO4fDjSwFJM/s320/IMG_20200930_163808.jpg" /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Bundan bir kaç sene önce çalışma masamda derin bir kalemlik ihtiyacı olunca bakındım ne alsam diye. Büyük bir market gezdim. Adı "kalemlik" olanlar o zamanın fiyatıyla 15 liradan başlarken, onunla aynı boyuttaki bu mısır kovası 2,5 lira idi. Aynı ürüne neden daha fazla ödeyeyim ki? Tabi ki mısır kovası olanı aldım :) Bir süre bu haliyle kullandım. Sonrası malum :)</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZPTRWpCuI0ihP1p-pg_Oe3Ijtmvuow-7bvS9Bhmg-1rHkuFtF8d076pCVyN_V_ZYdY9KUbDGDHqih92FbX_15uAqNig-IVem44eXhR4YJtUhYUlWfTdV8CRME1rsxFrFskvCLzmDlbsk/s1079/IMG_20200930_163838.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="689" data-original-width="1079" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZPTRWpCuI0ihP1p-pg_Oe3Ijtmvuow-7bvS9Bhmg-1rHkuFtF8d076pCVyN_V_ZYdY9KUbDGDHqih92FbX_15uAqNig-IVem44eXhR4YJtUhYUlWfTdV8CRME1rsxFrFskvCLzmDlbsk/s320/IMG_20200930_163838.jpg" width="320" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Bu kestane şekerini Bursa'dan sevgili <a href="http://1661hayat.blogspot.com/" target="_blank">Blogger arkadaşım Hatice</a> getirmişti. Kutu çok hoş ve hatıra olunca onu da dekupajla değerlendireyim istedim.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1680" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJHOzHm-QGBEC2F1ctEScXSZbaq_D-JAB48-UTOJKyNC6VWeaZScKCsNagPVqkpTUu9uxgZAWgS2dfA4KS37h8-xw9GQ4CmwwmPOh0iGOGQBn9RtnJpfPlN2LQOvgwrYhgbYHls-YIDJ0/s320/IMG_20200930_164043.jpg" style="text-align: left;" /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Dekupaj yapacağınız yüzeyi boyarken asla tek kat boya yetmiyor.</div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMyS7bwk1a-2-V31urb_d22-H5uqlsMzjQw9dVo8JepS7FRvDyRgil3ifqthiozxGqZ4FVzegYa0IFs2ZjIzU5tKkDOFXvzjnVRgpS6bXHREgr0SuWhePEdyzs8G4Uk527Ac7f08QfOUU/s1882/IMG_20200930_163948.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1882" data-original-width="1495" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMyS7bwk1a-2-V31urb_d22-H5uqlsMzjQw9dVo8JepS7FRvDyRgil3ifqthiozxGqZ4FVzegYa0IFs2ZjIzU5tKkDOFXvzjnVRgpS6bXHREgr0SuWhePEdyzs8G4Uk527Ac7f08QfOUU/s320/IMG_20200930_163948.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Alt yüzey kapanana kadar defalarca ve defalarca boyamanız gerekiyor.</div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0J0AYwOyl6QAA6ddxdqQUJoKl2_PC9rbIAURp2LrNbubH533lahOV_ey9Iv8sjpWCJtQz8FvRHnZueh40_hG3UJkfJJFm6b8fgApIZXfFtKFG5csIP7v4ojsOyhxsYnl0A7shxYWV72U/s2048/IMG_20200930_164013.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1846" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0J0AYwOyl6QAA6ddxdqQUJoKl2_PC9rbIAURp2LrNbubH533lahOV_ey9Iv8sjpWCJtQz8FvRHnZueh40_hG3UJkfJJFm6b8fgApIZXfFtKFG5csIP7v4ojsOyhxsYnl0A7shxYWV72U/s320/IMG_20200930_164013.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Ama sonunda mutlu sona ulaşıyorsunuz :)</div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpgzDOniRZ_RSV0eU6qNLmD7R_kN-ges1N2Bs75QP9fdL9bq_DnKAwCn1Lh5vFHY3vnO_csoGS5nTRGYwzWSfBQCATaQ4NawSEOeomiZYE-NGN85tRlpv6kEfUWpSsym8BIAX0Ltb3Mf0/s2048/IMG_20200930_164142.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1889" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpgzDOniRZ_RSV0eU6qNLmD7R_kN-ges1N2Bs75QP9fdL9bq_DnKAwCn1Lh5vFHY3vnO_csoGS5nTRGYwzWSfBQCATaQ4NawSEOeomiZYE-NGN85tRlpv6kEfUWpSsym8BIAX0Ltb3Mf0/s320/IMG_20200930_164142.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Ve sonrası işte bu :)</div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinB20m3MSwgQvNKaI3KtvcMzIaO3mUhskIPpFw43ELKLJWO5cK1DJ6Z4yrrZ4d9UdPtSFjelb0__23S_8FW8EjJknesJCyO0hepQchjwGFEqc-2JvClenMvpqUD1EraLFJqGlABW7lzSU/s2048/IMG_20200930_164221.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1880" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinB20m3MSwgQvNKaI3KtvcMzIaO3mUhskIPpFw43ELKLJWO5cK1DJ6Z4yrrZ4d9UdPtSFjelb0__23S_8FW8EjJknesJCyO0hepQchjwGFEqc-2JvClenMvpqUD1EraLFJqGlABW7lzSU/s320/IMG_20200930_164221.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Bu da kestane şekeri kutumun son hali.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun.</div><div><br /></div><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-74347965893409606872020-10-01T07:07:00.100+03:002020-10-01T07:07:05.372+03:00Kabuktan Şeftali Reçeli<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8d7AHH7fKje5RNygajhOjz5SJNj4FFd_GVhiAzy4BDv5rvgnknq1Q3SCidimdOR9TlQGIGOv4C-Razvlj6o7XH-3qlGisRsbv-MdbiG8tbWQcRdJDqfAiNDOfcQEh1iiqJt3biqkE7PE/s2048/IMG_20200929_102510.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1844" data-original-width="2048" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8d7AHH7fKje5RNygajhOjz5SJNj4FFd_GVhiAzy4BDv5rvgnknq1Q3SCidimdOR9TlQGIGOv4C-Razvlj6o7XH-3qlGisRsbv-MdbiG8tbWQcRdJDqfAiNDOfcQEh1iiqJt3biqkE7PE/s320/IMG_20200929_102510.jpg" width="320" /></a></div><div><br /></div><div style="text-align: justify;">Merhaba sevgili blog dostları, </div><div style="text-align: justify;">Bir israftan kaçınalım paylaşımıyla daha karşınızdayım :) </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Şeftali benim için en en en önemli meyvelerden biridir. Yaz mevsiminin gelmesini sırf şeftali yemek için dört gözle beklerim her sene. Şöyle en sertlerinden kütür kütür olacak misss:) Bu yıl ilk kez şeftali konservesi yaptım ve tarif araştırırken YouTube'a baktığımda meyveden konserve, kabuklarından da reçel yaptıklarını gördüm. Böyle ilginç fikirleri seviyorum. Doğrusu benim aklıma gelmemişti. Ben şeftalinin kabuklarını hem sevdiğim için hem israf olmasın diye yemeyi düşünmüştüm :) Yani soyduğum gibi çöpe atmayacaktım. Ama reçel yapma fikri çok güzel. Bunu denedim ve gerçekten hoşuma gitti. </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Tarif çok basit. Soyduğunuz şeftali kabuklarının üzerine birazcık şeker gezdiriyorsunuz ve çok az da kaynar su döküp kabuklar iyicene eriyinceye kadar ocakta kaynatıyorsunuz. Daha sonra el blenderından geçiriyorsunuz ve reçeliniz hazır. </div><div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6DcmHIaA9cziuV3SRzYrLE5fbd1vxhLty8DrBoJlGPB1SX5jrxkuaslDYC3z9dvjuDM2MoOOZa6rMxvdk4dPMj3LH1YSpI5_oAtApEQQhbf_NsvaZXefHLDDjZBD_ebIYbAjPmmd6u08/s2048/IMG_20200929_102558.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1567" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6DcmHIaA9cziuV3SRzYrLE5fbd1vxhLty8DrBoJlGPB1SX5jrxkuaslDYC3z9dvjuDM2MoOOZa6rMxvdk4dPMj3LH1YSpI5_oAtApEQQhbf_NsvaZXefHLDDjZBD_ebIYbAjPmmd6u08/s320/IMG_20200929_102558.jpg" /></a></div><br /><div style="text-align: justify;">Şu rengin güzelliğine bakar mısınız! Cenabı Hakk neler yaratıyor ve insanoğlu düşündükçe neler buluyor maşaAllah. </div><div style="text-align: justify;">Bazı şeylere toplumda çöp diye bakılıyor ama düşündükçe ve araştırdıkça öyle olmadığını anlıyoruz. Mesela İbrahim Saraçoğlu bir gün bir televizyon programında şöyle demişti "Sizler narı soyar ve kabuklarını çöp diye atarsınız. Oysa bir bilseniz o kabuklar altın kıymetindedir. Onları 1 lira büyüklüğünde bölüp çayınızın içine atsanız Allah'ın izniyle şu şu hastalıklardan korunursunuz." diye anlatmıştı. Yani öğrenmenin araştırmanın sonu yok. Bizler de kainat kitabını Allah'ın verdiği nimetleri israf etmeme gözüyle okumaya çalıştıkça kim bilir daha neler çıkacaktır ortaya... </div><div style="text-align: justify;">Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun. </div><br /><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-71469817298729153722020-09-30T07:07:00.128+03:002020-09-30T07:07:00.894+03:00Evde Ekmek Yapımı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZAwppSW8Whx2TLtsySI_Hp0SS_OsHc4Xo43J8_fnMTeSZOw0qgRMAe7lFhdXRjHOc9py9fPne7H5n_8zEpnHxPcuwkO-cI7et-C7U6sLUuRwBNtJXkDIlaAFQRCVQ9M4lRpJzqHH_BwA/s2048/IMG_20200927_131904.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1311" data-original-width="2048" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZAwppSW8Whx2TLtsySI_Hp0SS_OsHc4Xo43J8_fnMTeSZOw0qgRMAe7lFhdXRjHOc9py9fPne7H5n_8zEpnHxPcuwkO-cI7et-C7U6sLUuRwBNtJXkDIlaAFQRCVQ9M4lRpJzqHH_BwA/s320/IMG_20200927_131904.jpg" width="320" /></a></div><div><br /></div><div style="text-align: justify;">Merhaba sevgili blog dostları, </div><div style="text-align: justify;">Umarım hepiniz iyisinizdir. Arşivde biriken tarif postlarından biriyle daha devam ediyoruz :) </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Pandemi döneminde neredeyse herkes evde ekmek yapmaya başladı. Başlarda mayalar yok sattı. Tarifler havalarda uçuştu. Sonra her şeye alışan insanoğlu yavaş yavaş buna da alıştı. </div><div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBUbeBjawX7r4uRQR1makOWuZoChk3AC381_uyiScVoP4GqTAZhmUNvC9uHAH6COC49b6xsl97hLr52jXKoDVGLQmD0Zhd1IGF2UPUzfZZeZ2x6Xzim5u73JGf79Wt7bzSoS_chyphenhyphenYTwXo/s2048/IMG_20200927_131928.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1536" data-original-width="2048" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBUbeBjawX7r4uRQR1makOWuZoChk3AC381_uyiScVoP4GqTAZhmUNvC9uHAH6COC49b6xsl97hLr52jXKoDVGLQmD0Zhd1IGF2UPUzfZZeZ2x6Xzim5u73JGf79Wt7bzSoS_chyphenhyphenYTwXo/s320/IMG_20200927_131928.jpg" width="320" /></a></div><div><br /></div><div style="text-align: justify;">Ben pandemiden önce de evde ekmek yapardım ama bu iş için genellikle ekmek makinamı kullanırdım. Pandemi sürecinde de aynı şekilde makinamla ekmek yaptığım oldu. Fakat yılların yorgunluğunu üzerinde biriktiren makinam bir gün garip sesler çıkartıp sonunda da bomba gibi bir patlama sesi ile kendi kendisinin fişini çekti. Ömrü dolmuş demek ki. Aslında makinamla çok iyi anlaşıyorduk, ondan çok memnundum, ama her hayatın bir sonu var. Şimdi yeniden ekmek makinası almak için araştırma yapıyorum. Bu noktada kullanıp memnun kaldığınız marka ve modelleri önerirseniz çok sevinirim. </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Ekmek yapmak farklı bir sanat aslında. Ben de bunu dayımın kızından öğrendim. Nice teknikleri nice malzemeleri varmış meğerse. Bu işe gönül verince yavaş yavaş öğrenilip gidiyor. Benimkisi basit ev usulü ekmek :)</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Pandemi sürecinde ekmek makinası dışında fırında yaptığım ilk ekmek Şükran kaymak'ın yoğrulmayan ekmek tarifi oldu. Sizlere de gerçekten tavsiye ederim. YouTube'a yazarsanız hemen ulaşabilirsiniz tarifine. Kolay ve çıtır çıtır bir ekmek oluyor.</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmOZPa9vE6b9qIACBXeZcVFlNUYluEcH7IvvO8hHCuUMr2aH1wCt7UYXGK7rU1CLFscamivIw_G2VaOMe7qoEsKhiKb5L7iwGR5GeFv6X9tLsqVok2bbOSUvtDQ3FrezbEutoAdKRCNFk/s1080/IMG_20200927_132001.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="783" data-original-width="1080" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmOZPa9vE6b9qIACBXeZcVFlNUYluEcH7IvvO8hHCuUMr2aH1wCt7UYXGK7rU1CLFscamivIw_G2VaOMe7qoEsKhiKb5L7iwGR5GeFv6X9tLsqVok2bbOSUvtDQ3FrezbEutoAdKRCNFk/s320/IMG_20200927_132001.jpg" width="320" /><br /></a></div><div><br /></div><div style="text-align: justify;">Normalde un tuz maya ve su ile basitçe yoğuruyorum ekmek hamurunu. Bu fotoğraftakinin içinde ise tereyağı, süt ve biraz da nescafe var. Beklenmeyen bir şekilde gelişti olaylar :) </div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnT1Bxay_R7wr7CgcyswNSpLKZkBPk-cl5VUI3_83fttaXrijyO6FZxjbf2lGX7XG_7ok0gPRTqnpMzzR_YwQifun1O-0h81ZaTzT3tS_1IifKD51rShrRLMXqfBiVllj8o2FlSsYnYEM/s2048/IMG_20200927_132021.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1635" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnT1Bxay_R7wr7CgcyswNSpLKZkBPk-cl5VUI3_83fttaXrijyO6FZxjbf2lGX7XG_7ok0gPRTqnpMzzR_YwQifun1O-0h81ZaTzT3tS_1IifKD51rShrRLMXqfBiVllj8o2FlSsYnYEM/s320/IMG_20200927_132021.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Yoğurma kabında bir süre kabaran hamuru unladığım fırın tepsisine aldım. Şeklini düzeltmekle uğraşmadım açıkçası, döktüğüm gibi bıraktım ve üzerine de parlak ve çıtır çıtır olsun diye sulandırılmış yoğurt sürdüm. Eğer vaktim olsaydı ve biraz daha bekleyebilseydim fırın tepsisinin tamamını doldururdu diye düşünüyorum. Çünkü çok güzel mayalanmıştı. Ancak bu kadarı yeter deyip fazla vaktim olmadığı için fırına sürünce ortaya bu ekmek çıktı. </div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFqsGxXUzZyt92LHTbKm5KxxNOeMRZQXTBsG_S_0ZaPElSd2-1gJFlJkol_EHcsmXlx-mhCqMrMJuVNHNMGNVwdLs5pDC01ig8zYYdjq96dDOytQ7eLbOZYAHddMW-EiD9H5uyCJaV_M4/s2048/IMG_20200927_132041.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1414" data-original-width="2048" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFqsGxXUzZyt92LHTbKm5KxxNOeMRZQXTBsG_S_0ZaPElSd2-1gJFlJkol_EHcsmXlx-mhCqMrMJuVNHNMGNVwdLs5pDC01ig8zYYdjq96dDOytQ7eLbOZYAHddMW-EiD9H5uyCJaV_M4/s320/IMG_20200927_132041.jpg" width="320" /></a></div><div><br /></div><div style="text-align: justify;">Son derece çıtır çıtır ve içi güzel pişmiş bir ekmek oldu. Basitçe anlatmam gerekirse ekmek yaparken mayayı suyun içinde biraz eritip tuzunu ve unu ekleyip tahta kaşıkla karıştırıp yoğurma kabının kapağını örtüp kabarmasını bekliyorum. Çabuk mayalansın diye mayanın içine biraz şeker eklendiği de oluyor bazen. Mayalandıktan sonra un serpilmiş tezgahın üzerine alıp bir iki kez zarf gibi katlarsanız güzel oluyor. Yok uğraşamayacağım, hem de vaktim yok diyorsanız un serpilmiş tepsiye döküp biraz da tepsi mayasında bekletip fırına sürüyorsunuz. Dışı daha kıpkırmızı olsun isterseniz sulandırılmış yoğurt sürüyorsunuz. Hepsi bu. Mis gibi ev ekmeğiniz hazır. Deneyecek olanlara afiyet olsun. Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun. </div><br /><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a></div>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-85861273397411810652020-09-29T07:07:00.138+03:002020-09-29T07:07:00.534+03:00Erik Reçeli<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrul18xfHet7EOiQOzko8ppYQc0ZCeEg38eMmseV-txIAKNMr17pXUc3cE3axdXd5fKPAoZJvpZGDILeN1aTwHiuJ_LNFo-7C4nWmebz0takIEZl1JAzL7VCqfTcqn53Ol81Ujp7xIAec/s2048/IMG_20200927_124516.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1955" data-original-width="2048" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrul18xfHet7EOiQOzko8ppYQc0ZCeEg38eMmseV-txIAKNMr17pXUc3cE3axdXd5fKPAoZJvpZGDILeN1aTwHiuJ_LNFo-7C4nWmebz0takIEZl1JAzL7VCqfTcqn53Ol81Ujp7xIAec/s320/IMG_20200927_124516.jpg" width="320" /></a></div><div><br /></div><div style="text-align: justify;">Merhaba sevgili blog dostları, </div><div style="text-align: justify;">Bu aralar birikmiş tarif postlarından devam ediyoruz :) Bugün de sizlere çok sevdiğim bir erik türünün reçel tarifini aktarmak istiyorum. </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Şekerin en tatlı zehir olduğunu ve sağlığımız için kendisinden kesinlikle uzak durmamız gerektiğini aramızda artık bilmeyen yoktur sanırım. Bununla birlikte çocukluk alışkanlıklarını terk etmek pek de kolay olmayabiliyor. Aşırı düşkün olmayıp her gün yemesem de yine de arada bir reçel yemekten kendimi alamıyorum. Ve reçel deyince aklıma hep babaannemin çocukluğumda bahçemizden çıkan meyveleri kocaman tencerede reçel yapması ve üzerinde biriken köpüğü bir tabağa alıp bana vermesi geliyor hatırıma:) Küçükken en sevdiğim şeylerden biriydi bu; babaannemi reçel yaparken izlemek ve çıkacak olan köpükleri biriktirip bana vermesini beklemek :) Ben de bugün babaannemin usulü ile yaptığım erik reçelini sizlerle paylaşmak istedim. Fotoğrafta gördüğünüz bu erik rahmetli büyükbabamın bahçesinden. Çocukluğumdan beri çok severek yerim fakat cinsi nedir adı nedir tam olarak bilmiyorum açıkçası. Bu eriği henüz olmadan yeşil iken yemeyi seviyorum. Hatta o zaman tuza basıp yemesi bir ayrı güzel olur. Anlatırken bile ağzım sulandı :) Biraz erdiğinde böyle mor bir renk aldığında ise reçelini yaptığınız zaman harika oluyor. </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlbREO-mkNQfv0Nz840zEviP9ahKq2IpRE0AkrJtBWsmwBvkbYmux88rfr9X5i-ikJYOFmgKQtsO_D35SI6XeZDPAGaEmgA298YdO-USnHMwtWBcQ3Gx_4f6k3MMM_uASg_xgjaSqDQ6E/s2048/IMG_20200927_124542.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1888" data-original-width="2048" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlbREO-mkNQfv0Nz840zEviP9ahKq2IpRE0AkrJtBWsmwBvkbYmux88rfr9X5i-ikJYOFmgKQtsO_D35SI6XeZDPAGaEmgA298YdO-USnHMwtWBcQ3Gx_4f6k3MMM_uASg_xgjaSqDQ6E/s320/IMG_20200927_124542.jpg" width="320" /></a></div><div><br /></div><div style="text-align: justify;">Ön aşamaları fotoğraflamayı unutmuşum, sizlere anlatayım. Babaannemin ölçüsü reçel yapılacak olan meyvaları bir tasın içerisinde ölçmek ve bir tas meyve için bir tas şeker dökmek. Ben de erikleri çekirdeklerini çıkarıp ay ay doğradım, sonra bu şekilde tas ölçüsüyle bir tas eriğe bir tas şeker olacak şekilde bir kabın içine alıp buzdolabına koydum. Normalde bir gece bekletmek yeterli olur derler ama açıkçası ben o sırada başka işlerim olduğu için 3-4 gün kadar buzdolabında beklettim. Bunun bir nedeni de şu, özellikle kayısı reçeli için bir yakınımızdan duymuştum buzdolabında bir hafta bile bekletenler oluyormuş ve ne kadar çok bekletirseniz reçel o derece güzel berrak ve erimemiş kıvamda oluyormuş. Bu sürenin ardından zaten reçel yapacağımız malzeme sulanmış oluyor. Tencereye alıp kaynatmaya koydum. </div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPcEj54g75_eDBG6Em8DvxW2X2n9466JnEdF7hQ92Xo8J4hMxvE8pj3CrImehv2zPXUci-nMWyNul12A9tulrwi91ykgagR_JWjVNUDVZWFDfhGdjmAMlLmAivuNuOm6UQHAlxbTgXHV8/s2048/IMG_20200927_124620.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1993" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPcEj54g75_eDBG6Em8DvxW2X2n9466JnEdF7hQ92Xo8J4hMxvE8pj3CrImehv2zPXUci-nMWyNul12A9tulrwi91ykgagR_JWjVNUDVZWFDfhGdjmAMlLmAivuNuOm6UQHAlxbTgXHV8/s320/IMG_20200927_124620.jpg" /></a></div><div><br /></div><div style="text-align: justify;">Reçel kaynadıkça yüzüne harika renkte köpükler çıkıyor. Onları da alıp bir tasa koydum ve işlem sonunda çocukluk geleneği olarak bu köpüğü bir güzel yedim:) </div><div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiz-xLD1EQdCZeoEfqlJmGuyl3VT3hhvvVSLTjhZUtgjaLMLTS8lRYjN6vF_8ukeUA_1ALywP4HYlpnivDONA052o0Cn-FL7HTJvV4TeBYzA10e0Da0TF49SsJ4EQlbX5wNlwBur7AKPvw/s2048/IMG_20200927_124656.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1536" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiz-xLD1EQdCZeoEfqlJmGuyl3VT3hhvvVSLTjhZUtgjaLMLTS8lRYjN6vF_8ukeUA_1ALywP4HYlpnivDONA052o0Cn-FL7HTJvV4TeBYzA10e0Da0TF49SsJ4EQlbX5wNlwBur7AKPvw/s320/IMG_20200927_124656.jpg" /></a></div><div><br /></div>Şu rengin güzelliğine bakar mısınız! Rabb'im neler yaratıyor! </div><div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9UKYJijwnBBEZUnUrbm9zEPdD5O8eXaEDTSm0yYiZJOCiy35ZLD5FuJZcr3h5MjovglE9LrQErWvO7FLVjCusozlvo0yRuV9AeW6smPNWN5ZLrqpVuLxGz_NO2rSIeTemc3Fvz87XBss/s2048/IMG_20200927_124724.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1536" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9UKYJijwnBBEZUnUrbm9zEPdD5O8eXaEDTSm0yYiZJOCiy35ZLD5FuJZcr3h5MjovglE9LrQErWvO7FLVjCusozlvo0yRuV9AeW6smPNWN5ZLrqpVuLxGz_NO2rSIeTemc3Fvz87XBss/s320/IMG_20200927_124724.jpg" /></a></div><div><br /></div><div style="text-align: justify;">Gerek rengi gerekse kıvamı olarak harika bir reçel elde ettim ancak burada bir tecrübe de edindim. İlk defa böyle bir reçel yaptım. Ve henüz olmadı sanırım biraz daha kaynatayım diye birkaç dakika fazladan ocakta tutmuştum. Meğerse o şekilde tutmak pek de iyi olmuyormuş. Reçelimin bu harika mor rengi ocakta biraz fazla kalınca sarıya dönüştü. Böylelikle bu tecrübeyi de edinmiş oldum. Kısmette varsa bir sonraki pişirmelere daha dikkatli olurum artık. </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Sizin en sevdiğiniz reçeller nelerdir? Siz de evde reçel yapar mısınız yoksa hazır almayı mı tercih ediyorsunuz? </div><br /><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div></div>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-24167282945644477462020-09-28T07:10:00.012+03:002020-09-28T07:10:00.550+03:00Patlıcanlı Uydurmasyon Yemek<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJapF0vaSSkWFxbramBj00hiXdklr8cksT3rc8G9CjqkNpH4a9B1GJODbeCrtq-uymyKEwwKMpF2so3xev7hFbf9Mqmue_opmASThAIMbyJiTEFwKqGm8mOcNR70ojNJh-Izgal-YNsFc/s2048/IMG_20200926_071323.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1156" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJapF0vaSSkWFxbramBj00hiXdklr8cksT3rc8G9CjqkNpH4a9B1GJODbeCrtq-uymyKEwwKMpF2so3xev7hFbf9Mqmue_opmASThAIMbyJiTEFwKqGm8mOcNR70ojNJh-Izgal-YNsFc/s320/IMG_20200926_071323.jpg" /></a></div></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span style="text-align: left;"><br /></span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span style="text-align: left;">Merhaba sevgili blog dostları, </span></div></div><div style="text-align: justify;">Beni eskiden beri takip edenler bilirler, kafamdan yemek uydurup uygulamayı çok severim. Geçenlerde yine eldeki malzemelerle birden böyle bir yemek çıktı. Açıkçası başta sadece ablama göndermek için fotoğrafını çekmiştim, bloğa koymak gibi bir düşüncem yoktu. Fakat yeyince tadı o kadar hoşuma gitti ki blog arşivimde de bulunmasını istedim. O nedenle fotoğraf çok güzel değil, kusura bakmayın. İşte tarifimiz:</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">2 adet küçük boy kırmızı biberi doğrayıp zeytinyağında soteledim. Birer adet dolma biber, sivri biber ve köy biberini de doğrayıp soteledim. Buzlukta közlenmiş ve çekilmiş patlıcan vardı, onu da ekledim. Bunları güzelce karıştırdım. İpli blenderda üstüne tuz atılmış domates çektim. Çekilmiş domatesi de tavaya döküp karıştırdım ve ağzını kapatıp en kısık ateşte pişirdim. </div><div style="text-align: justify;">Gerçekten harika oldu. Şimdi bundan çok miktarda yapıp porsiyonlar halinde buzluğa atmayı düşünüyorum. Sizlere de denemenizi tavsiye ederim. </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a></div>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-11596805380931731472020-09-27T07:03:00.022+03:002020-09-29T11:53:26.432+03:00Kabuktan Patates <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLyLsRm48bi7y7Ei-8BjE4WceabIiYFqKb9qnZxcqcgxgB_OPNOGC9Or-ByeHZ_Cg9l5Sa05GWnn_jL-2ouXd7HYw2Tr125nazQ4a1ZpzsKCchS53xcd2_9Nri_5oFkR3S90xjfsz8Z0A/s2048/IMG_20200926_063722.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1842" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLyLsRm48bi7y7Ei-8BjE4WceabIiYFqKb9qnZxcqcgxgB_OPNOGC9Or-ByeHZ_Cg9l5Sa05GWnn_jL-2ouXd7HYw2Tr125nazQ4a1ZpzsKCchS53xcd2_9Nri_5oFkR3S90xjfsz8Z0A/s320/IMG_20200926_063722.jpg" /></a></div><div><br /></div><div style="text-align: justify;">Merhaba sevgili blog dostları, </div><div style="text-align: justify;">Başlıkta bahsedilen konuya geçmeden önce hemen söylemek isterim ki geçen gün ahirete yolcu ettiğimiz kıymetli İbrahim Toru abim için yarın yani 27 Eylül Pazartesi akşamı saat 20.30 da Kanal Urfa'da Mevlit okunacak canlı yayında. Katılmak isterseniz bilginiz olsun. Mekanı cennet olsun güzel abimin... </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiy8xLunlEoLrrrr3qwYz9k2rZOP7UCQ-5MLDfkGZkNEjR0ABDaMnk0UjJzikoZQon9v5n1D-wDls4OJQaWEB3WPNmV9iygRHObIUHNPRZZnt9IZKlrSXPuzPCLUHG72Dn6ovSQMBkrWxk/s1253/IMG_20200926_063928.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1253" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiy8xLunlEoLrrrr3qwYz9k2rZOP7UCQ-5MLDfkGZkNEjR0ABDaMnk0UjJzikoZQon9v5n1D-wDls4OJQaWEB3WPNmV9iygRHObIUHNPRZZnt9IZKlrSXPuzPCLUHG72Dn6ovSQMBkrWxk/s320/IMG_20200926_063928.jpg" /></a></div><div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdAT0JM_VaMZ5UksgEx1YqgszAuQ0XLyv10nVHspKz1UtUNhquFWcf_I4v-wCVt1Z6Ryuu-NR30fGzRrBJPo4Sw9bOvAgiwiwpOrFCjrYVinEcE024xHWExpePXTkFyEmoGqzxfFAC7DM/s1270/IMG_20200926_063855.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1270" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdAT0JM_VaMZ5UksgEx1YqgszAuQ0XLyv10nVHspKz1UtUNhquFWcf_I4v-wCVt1Z6Ryuu-NR30fGzRrBJPo4Sw9bOvAgiwiwpOrFCjrYVinEcE024xHWExpePXTkFyEmoGqzxfFAC7DM/s320/IMG_20200926_063855.jpg" /></a></div><div><br /></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYP-DM0lE4jEco5RYOpeAUYi3cS8EqL9ZS1ZVCXkz4UFPxHEswG4QYzbQntXCKnn_7gfc2twiS1W2IWNuo6UcYEv1WYs5sCUi9TbCTCAeHvesorCcdSnZIgVygBK-6KTya_5hhkc7RUa0/s1080/IMG_20200926_063835.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="778" data-original-width="1080" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYP-DM0lE4jEco5RYOpeAUYi3cS8EqL9ZS1ZVCXkz4UFPxHEswG4QYzbQntXCKnn_7gfc2twiS1W2IWNuo6UcYEv1WYs5sCUi9TbCTCAeHvesorCcdSnZIgVygBK-6KTya_5hhkc7RUa0/s320/IMG_20200926_063835.jpg" width="320" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrOsa002V1YbRZrYrdAz8mbGN2XBDAbQ1xBIScA0NlmGy27RHRrg4jA0IvLzCm1imtcRERlZBtDN38THhZFMVInVCIBzHEEcBsXcbg96IQL6ZlpmSQhVlIvKK8WN2If2cb0VsoF12J740/s1410/IMG_20200926_064118.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1410" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhrOsa002V1YbRZrYrdAz8mbGN2XBDAbQ1xBIScA0NlmGy27RHRrg4jA0IvLzCm1imtcRERlZBtDN38THhZFMVInVCIBzHEEcBsXcbg96IQL6ZlpmSQhVlIvKK8WN2If2cb0VsoF12J740/s320/IMG_20200926_064118.jpg" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWQfh_fKlkbp-eaXzcnns0gcDllsXqtiSdZsF_G1MIF-0bQRfjYozZy1S30-q0Nr2vA464wJZa7UrmvuxvvyjHzjEGlLztCdkYcJDTUGXJFRLVp75lK81vDRKWdt16_zRObFhJaBIhNmw/s1358/IMG_20200926_064153.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1358" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWQfh_fKlkbp-eaXzcnns0gcDllsXqtiSdZsF_G1MIF-0bQRfjYozZy1S30-q0Nr2vA464wJZa7UrmvuxvvyjHzjEGlLztCdkYcJDTUGXJFRLVp75lK81vDRKWdt16_zRObFhJaBIhNmw/s320/IMG_20200926_064153.jpg" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCS0RYaPyMOAkXVNhqFWzxs0aY6YlA6o-FbXFYv305YBLz_Cp4Re6AF_vJHY9wXyEy1rXKynw6Oe7g1wwM_SyrM_IJXr3-cJD7hD9Pin85_tDcqC9t_xojz0WeSp2z9XDRPh6mkTsN_vA/s2048/IMG_20200926_064018.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1536" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCS0RYaPyMOAkXVNhqFWzxs0aY6YlA6o-FbXFYv305YBLz_Cp4Re6AF_vJHY9wXyEy1rXKynw6Oe7g1wwM_SyrM_IJXr3-cJD7hD9Pin85_tDcqC9t_xojz0WeSp2z9XDRPh6mkTsN_vA/s320/IMG_20200926_064018.jpg" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj395ATpJHX0xbbpMqvR07cH-7fAvpozK35NGPoQOP6Ye8TPtzIlrvfg2t4eLT6SieP04NZsT21HO5raXwrgSoP794GrhDMjsEwwd0x0EQlUJLdlz4Kdn6Ki6Dt3B53JvtKBCqqC6ctRCg/s2048/IMG_20200926_063950.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1536" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj395ATpJHX0xbbpMqvR07cH-7fAvpozK35NGPoQOP6Ye8TPtzIlrvfg2t4eLT6SieP04NZsT21HO5raXwrgSoP794GrhDMjsEwwd0x0EQlUJLdlz4Kdn6Ki6Dt3B53JvtKBCqqC6ctRCg/s320/IMG_20200926_063950.jpg" /></a></div><div><br /></div><br /><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img height="39" src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" width="174" /></a><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-41927496409805016792020-09-26T07:00:00.004+03:002020-09-26T07:03:05.134+03:00İbrahim Toru<div style="text-align: justify;"><span style="background-color: white;"><br /></span></div><div><span style="background-color: white;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDSpYD8U4HY2ObDfvtzyBanzK7qm_41UlAyjVzSWL8bY6IJ5_7e6lCz6oF0Y6ccxD4oXhK9GhErN99cWSoGT4YmhnFWLrqeW-zz0gikJbSNEcv543sM-7NabZrtW8DNrRd-IHHTZ3Zdz4/s1080/IMG_20200926_065056.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1068" data-original-width="1080" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDSpYD8U4HY2ObDfvtzyBanzK7qm_41UlAyjVzSWL8bY6IJ5_7e6lCz6oF0Y6ccxD4oXhK9GhErN99cWSoGT4YmhnFWLrqeW-zz0gikJbSNEcv543sM-7NabZrtW8DNrRd-IHHTZ3Zdz4/s320/IMG_20200926_065056.jpg" width="320" /></a></div><div style="text-align: justify;"><br /></div></span></div><div><div style="text-align: justify;"><span style="background-color: white;"><br /></span></div><div style="text-align: justify;"><span style="background-color: white;">Başın sağ olsun Canım Urfam...</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="background-color: white;">Urfamızın gülen yüzü, yetim babası, fakirlerin dostu, dargınları barıştıran, daima Urfam için çalışan ve "geldiğim yeri biliyorum" diyen güzel insan İbrahim Toru 25 Eylül 2020 tarihinde covid19 nedeniyle vefat etmiştir. Çok sevdiği babasına ve Aziz hocamıza kavuştu. Biz İbrahim Ağabey'le sürekli görüşürdük ama yüzyüze tanışmak nasip olmadı. Başta kendime, ailesine ve tüm sevenlerine baş sağlığı diliyorum. Urfatutkunu kardeşim derdi bana. Bugün kardeşin çok üzgün abim... Mekanın Cennet olsun...</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="background-color: white;"><br /></span></div><div style="text-align: justify;"><span style="background-color: white;">#ibrahimtoru #kanalurfa #torutoys</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="background-color: white;"><br /></span></div><div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.mylivesignature.com" style="background-color: white;" target="_blank"><span style="color: black;"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px;" /></span></a></div><div style="text-align: justify;"><span style="background-color: white;"><br /></span></div><div style="text-align: justify;"><span style="background-color: white;"><br /></span></div><div><div style="text-align: justify;"><span style="background-color: white;"><br /></span></div><div style="text-align: justify;"><br /></div></div></div></div>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-47861480168060387032020-08-15T21:22:00.005+03:002020-08-15T21:26:44.039+03:00Tiramisu Topları<div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAlRppJGIQIck0PqFXp6l8og7Zukk1ed4sMaq4NW4eV0JGe1fHGyRhXEVyMSU-IMV4wNxyhQOj5UoWksJUcSqUSCsTA0CwLN0q0mkR-WPBHZ5o4j0yaDnGqL4f_oxaZ11gZonz8eyp8Ck/s2048/IMG_20200815_205137.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1619" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAlRppJGIQIck0PqFXp6l8og7Zukk1ed4sMaq4NW4eV0JGe1fHGyRhXEVyMSU-IMV4wNxyhQOj5UoWksJUcSqUSCsTA0CwLN0q0mkR-WPBHZ5o4j0yaDnGqL4f_oxaZ11gZonz8eyp8Ck/s640/IMG_20200815_205137.jpg" /></a></div><div><br /></div>Merhaba sevgili blog dostları. Umarım herkes iyidir. Bendeki <a href="http://urfatutkunu.blogspot.com/2010/02/tiramisu.html?m=1" target="_blank">tiramisu sevgisini</a> bloğumu <a href="http://urfatutkunu.blogspot.com/2019/02/tiramisu-ve-kolay-un-helvas.html?m=1" target="_blank">takip edenler bilirler</a>. Bugün de sizlerle Instagram'da görüp kendime göre değiştirdiğim tiramisu topları tarifini paylaşmak istiyorum. Tadı gerçekten enfes oluyor. Ancak şunu söyleyebilirim ki buzdolabında beklettikçe tadı daha da oturuyor ve güzelleşiyor. Mutlaka buzdolabında bekletip yemenizi tavsiye ederim. Deneyecek olanlara şimdiden afiyet olsun. </div><div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmWc-dwcMKZwct6gv2i_OEoiL2JGX0G2WgtlieivTkrduieKKL2PEwWVOSP7xijAAu8zSqEFs7Te37qxhbVwxYKavpDzlYruQ0ffZd0rKbsqSdvh5zC0mV22X7E7H9UJeze9xp95md2IM/s2048/IMG_20200815_204914.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1921" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmWc-dwcMKZwct6gv2i_OEoiL2JGX0G2WgtlieivTkrduieKKL2PEwWVOSP7xijAAu8zSqEFs7Te37qxhbVwxYKavpDzlYruQ0ffZd0rKbsqSdvh5zC0mV22X7E7H9UJeze9xp95md2IM/s640/IMG_20200815_204914.jpg" /></a></div><div><br /></div><div>Tarifi ilk uygularken Instagram'da gördüğüm şekli ile yaptım. Ancak ikincisinde kendime göre malzeme miktarlarını biraz değiştirdim. İkincisi gerçekten daha güzel oldu. </div><div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGhGJl2GWE5oUDdQGVJYrQ97eO6jLee-zejWqn5NxLJKrY-ny_GF98FJqSbvel9VieZbdx3o3hhIwGSP8rULYqPgd4p6PVuiWcWu3DwSWSnDdRhOuPDzrCEOG9MVFtdIjiAk3vhyphenhyphenVNOdU/s2048/IMG_20200815_204954.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1846" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGhGJl2GWE5oUDdQGVJYrQ97eO6jLee-zejWqn5NxLJKrY-ny_GF98FJqSbvel9VieZbdx3o3hhIwGSP8rULYqPgd4p6PVuiWcWu3DwSWSnDdRhOuPDzrCEOG9MVFtdIjiAk3vhyphenhyphenVNOdU/s640/IMG_20200815_204954.jpg" /></a></div><div><br /></div><div>İşte benim yaptığım şekli ile tarifimiz:</div><div><br /></div><div>Malzemeler:</div><div>* 2 paket+yarım paketten biraz daha az pötibör bisküvi (200 gramlık paketlerden) </div><div>* 2 yemek kaşığı nescafe</div><div>*4 yemek kaşığı su</div><div>*300 gr labne peyniri</div><div>*200 ml krema </div><div>*Damak tadınıza göre pudra şekeri </div><div>*Üzerini bulamak için kakao</div><div><br /></div><div>Yapılışı:</div><div>Bisküvileri rondodan geçirin, un haline gelsin. Nescafeyi su ile eritip bisküvilerin üzerine dökün. Labne peyniri ve kremayı da ekleyip yoğurun. Sonra tadına bakıp istediğiniz miktarda pudra şekeri ekleyin. Yoğurma işlemi bitince ceviz büyüklüğünde parçalar alıp yuvarlayın. İlk yoğurduğunuzda çamur gibi bir bulamaç oluyor. Bu nasıl yuvarlanacak diye düşüneceksiniz muhtemelen :) Ama yaptıkça el alışıyor ve kakaonun içine atınca da kendini toparlıyor. Yuvarlak toplar yapıp servis tabağına dizin ve buzdolabında bekletin. İşte tadan herkesten tam puan almış sonuç:</div><div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbM5B_MMDs-jxXmjUrDssplt4Dnv5jaJuv9P51iwjyYOR6NIce3v69mCShp1SYTP38sxmVLp-yXKJyP1lNgs7nrrnQAAE1K9syTlOmKfTs-8ZzSr9ClEswfrt1b3uPI9qdK6uuccI8Ne0/s2048/IMG_20200815_205058.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1441" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbM5B_MMDs-jxXmjUrDssplt4Dnv5jaJuv9P51iwjyYOR6NIce3v69mCShp1SYTP38sxmVLp-yXKJyP1lNgs7nrrnQAAE1K9syTlOmKfTs-8ZzSr9ClEswfrt1b3uPI9qdK6uuccI8Ne0/s640/IMG_20200815_205058.jpg" /></a></div><div><br /></div><div>Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun. </div><div><br /></div><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background: transparent; border: 0px;" /></a><div><br /></div>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-77306407027962063452020-08-11T13:23:00.003+03:002020-08-11T13:46:27.155+03:00Bu Dünyadan Bir Aziz Hoca Geçti<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJnCDD9O8aOo2hDHjG-WwRdFwtMs8q1rRD78cakquVS-2OLKYuifGk1UsuLPcbJBabVAerLO7A482ND8LjlAosAzjyoK-02vS-fULghtaa45RsRcMa5hvluJHEHIbwf8w0HzhwntXtUkQ/s1600/1597141411995682-0.png" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;">
<img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJnCDD9O8aOo2hDHjG-WwRdFwtMs8q1rRD78cakquVS-2OLKYuifGk1UsuLPcbJBabVAerLO7A482ND8LjlAosAzjyoK-02vS-fULghtaa45RsRcMa5hvluJHEHIbwf8w0HzhwntXtUkQ/s1600/1597141411995682-0.png" width="400" />
</a>
</div><div><br /></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: arial;"><br /></span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-family: arial;">Sözlerime nasıl başlasam bilmiyorum. Urfamızın göz bebeği AbdülAziz Kutluay hocam 09 Ağustos 2020 tarihinde covid19 nedeniyle vefat etti. Peki covid19'a nasıl yakalandığını biliyor musunuz? Yardım ettiği yetimler için para toplarken... Senelerdir binlerce muhtaç insana sıcak yemek ve yardım dağıtılmasına vesile olup Urfa aşevinde bizzat çalışan bu güzel insanla dünya gözüyle tanışmak bana da nasip olmuştu. Yazımı nasıl toparlayacağımı bilemiyorum. Yazıp yazıp siliyorum. Benim için zor bir yazı. Emir Allah'ın. Cennette tekrar görüşmek ümidiyle elveda hocam. Ağla Urfam, yetim babası Aziz hoca vefat etti... </span></div>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-8002743488556019598.post-41845375818510505442020-07-09T00:27:00.002+03:002020-07-09T00:35:02.619+03:00Zehre III (Âwdil'in kaleminden) <h1 style="text-align: left;"><div style="text-align: justify;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi45-y4ecMjxBt9vdV2UXlQR94KwGWFbECyyNl_qQ9zH9IaONDWQrWeO9fKaK8KzfLN02DHsXR8h_gwtcOPdd6ly7UDSFFNyFhMFrUxre0mXoaJlcllWccxsf7pVOO3K4XO_RNkA-2No-U/s600/1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="600" data-original-width="398" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi45-y4ecMjxBt9vdV2UXlQR94KwGWFbECyyNl_qQ9zH9IaONDWQrWeO9fKaK8KzfLN02DHsXR8h_gwtcOPdd6ly7UDSFFNyFhMFrUxre0mXoaJlcllWccxsf7pVOO3K4XO_RNkA-2No-U/s320/1.jpg" /></a></div><span style="color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><br /></span></div><span style="color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;"><i style="font-weight: normal;"><br /></i></div><div style="text-align: justify;"><i style="font-weight: normal;">Merhaba sevgili blog dostları. Zor zamanlardan geçtiğimiz şu günlerde umarım hepiniz iyisinizdir. Daha evvel <a href="http://urfatutkunu.blogspot.com/2011/06/kiymetli-awdil-zehreyi-yazmis.html?m=1">bu linkte</a> Kıymetli Âwdil kardeşimin kaleminden Zehre'yi okumuştunuz. Kendisi sağolsun yıllar sonra yeniden Zehre'yi kaleme aldı. Noktasına virgülüne dokunmadan burada paylaşıyorum :) Âwdil'e teşekkürlerimle. </i></div><div style="text-align: justify;"><br /></div></span><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"></a><a href="http://www.mylivesignature.com" target="_blank"><img src="http://signatures.mylivesignature.com/54488/122/C53938F8B95F9B82C59DDE609C55D0ED.png" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border: 0px;" /></a></div><div style="text-align: justify;"></div></h1><h1><span style="color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;"><span style="background-color: #fefefe;">ZEHRE III</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="background-color: #fefefe;">Ellerimin içinde derin bir hançer iziyken adın</span></div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Ve yokluğun düşlerime prangalı tutsakken ayrılığın</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Şehirlerde kimsesiz çığlıkken kaçaklığım</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Seni terk ediyorum demek</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Riyakar ölümler ile ecele meydan okumaktır</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Hoş-çakalı yitik bir veda ederken yüreğim</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Bitmeyen hasret sancılarıyla dolduruyorum geceyi</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Sokaklar siyaha bürünüyor usuldan</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Cellat yüzlü intiharlar âr(d)ında</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Kan kırmızı umut gülleri açıyor bahçelerde</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Her ölüm kimsesiz olur şimdi</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Her türkü üryan bir ağıt</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Süphanda münkesir yazgılı benefşe olur ömür</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Kimsesizliğinle örselenmiş</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Güneşe hasret öylece geçip giden</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Bir mevsim olur adımın karşılığı</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Sadece kendine mülteci</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Kendine sürgün içinde</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Saklısında yasaklı kelimeler taşıyan</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Dilinde mahrem kelimeler saklayan</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Cehennemsi bir hikayedir</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Tövbesini bekleyen göğün gergefinde</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Kendinden başka bileni olmayan</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Hem günah hem günahkar</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">T-Adı y-aklımda bir yasak elma</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Kırılgan bir düş</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Gözlerimdeki manadır Zehre</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Ben bitmeyen şarkılarla adımlarım sokakları</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Cüzzamlı sözler ile kirletirim vuslatları</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Yağmurlara günahı yüklediğim gibi</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Ben ki,günah kadar siyah</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Yani senin renginden başka renk bilmeyen</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Bir geçmiş zaman vurgunu</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Bitmeyen aşklarım</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Ve sana gelmeyen yollarım var</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Tükenen hayatların ortasında</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Kan emici kabuslarım var benim</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Ben ki kendime küs</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Gölgenden bile ırak düşmüşüm</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Sonsuz bir hayalin kavisinden</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Feveran ederken ömrüm</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Hüzün vurdu geçmişime-geleceğime</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Tecrit yedi güneşim</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Gecelerim gözaltında</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Bu yüzden zindan kokar ölmelerim</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Ve şimdi Zehre</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Yetim bir derviş sahipsizliğinde gönlüm</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Ölüm sahnelerinde öleni oynayan figüran</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Ceplerinden yalnızlık ağıtı acı masallar taşıyan</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">İçim filisin kadar yaralı</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Bir yanımda yarım kalmış oyunlar</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Diğer yanımda baskın yemiş şehirler</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Dinle Zehre</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Ateşe terk edilmiş Urfa gibiyim</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">İbrahim'i kuşatan ateşlerden geriye kalan</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Cürmü kadar yer yakamayan bir köz</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Ve bir alevlik dahi dermanı olmayan</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Suyunu bekleyen sönmek için</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Gör Zehre</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Yarım kalmış aşkların demi var bulutlarda</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Yıldızlarda zifiri kayboluş matemi</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Bense bir bulut özleminde</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Yağmurdan türküler dinliyorum</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Her yanda hasret,yitiklik,yenilgi</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Besmelesiz vuruluyor düşler</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Ağustos gülüşlü çocukların koynunda</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Kasım yüzlü cellatlarca</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Bak ve Dinle</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Yetim bir akşamüstü kızıllığında kırdım kalemimi</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Solgun gül tebessümü düşlerim</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Acılarım ki,adınla hemhâl</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Bitsin diyorum bu ömür</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Yeterki adın hayat olup</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Damarlarımdan boşalsın Zehre</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">(2020-Yaz)</div></span><span style="background-color: #fefefe; color: #141414; font-family: "Segoe UI", "Helvetica Neue", Helvetica, Roboto, Oxygen, Ubuntu, Cantarell, "Fira Sans", "Droid Sans", sans-serif; font-size: 15px;"><div style="text-align: justify;">Âwdil </div></span></h1>Urfa Tutkunuhttp://www.blogger.com/profile/05114108783565714779noreply@blogger.com0