26 Şubat 2019 Salı

Geçmiş Olsun Hediyem (Editlendi)


Merhaba sevgili blog dostları,
Kendimi bildim bileli en güzel hediyenin kitap olduğuna inanırım. Kitap hediye etmek yahut kitap hediye almak benim için büyük bir mutluluk kaynağı. Hal böyle olunca geçen hafta geçirdiğim küçük kazadan sonra kendime geçmiş olsun hediyesi olarak kitap almak istedim :)

Varlığından uzun yıllardır haberdar olduğum ancak şimdiye kadar deneyimleme fırsatı bulamadığım www.ucuzkitapal.com sitesinden yaptım bu kez alışverişi. Bu sitedeki kitap fiyatları  insanı acaba bir bit yeniği mi var diye şüpheye sevk edecek derecede düşük. 1 lira 2 lira gibi fiyatlara yüzlerce kitap var. Benim siparişimdeki kitapların bir iki tanesi ikişer lira. Geri kalan hepsi birer lira. Evet yanlış duymadınız, bildiğiniz 1 lira :)


Tabii bizim eve gelen kolileri benim açma önceliğim yok. Öncelikle evin küçük çocuğu canım Arkadaş'ım bir kontrol yapar :) 


Bir müddet kokladıktan sonra geçti kolinin üzerine oturdu. 


Kapağını açmayı başardığımda ise tabii ki içine atlayıp bu kez de içindekileri incelemeye başladı :) Kalite kontrolden geçirmediği hiç bir kitabı okumama izin vermiyor düşünceli kedişim :) 


Siparişime bazı çocuk kitapları da eklemiştim. Özellikle ilkokul öğretmenleri için büyük bir fırsat diye düşünüyorum. İlkokul bir için seri şeklinde olup tek ambalajda satılan 10'lu kitaplar olur biliyorsunuz. O şekilde 10'lu kitaplardan 1 liraya aldım. Yani tanesi 1 liradan 10 liraya değil. Serinin tamamı 10 adet kitap 1 lira :) 


Açıkçası kutu elime ulaşana kadar yine de bir acaba mı vardı içimde. Ama gördüm ki kitaplar orijinal, bandrollü ve sıfır. Sapasağlam kitaplar. 


Sağ taraftaki kitapta fotoğrafını gördüğünüz kişi Konyamızın manevi mimarlarından rahmetli Hacıveyiszade Mustafa Efendi'nin torunu rahmetli Ali Ulvi Kurucu. Ne güzel insandı, Allah rahmet eylesin... 


Koli elime ulaşana kadar 1 liraya bu şekilde ciltli ve kalın bir kitap alabileceğimi hiç düşünmemiştim. Siparişi verirken de fark etmemiştim kitabın böyle ciltli ve kalın olduğunu. Paketi açınca hem şaşırdım hem sevindim :) 

Siparişteki tüm kitapları size göstermek isterdim ancak sayı çok ve kaza nedeniyle hareketim kısıtlı olunca hepsini fotoğraflayamadım :) 

Ucuzkitapal.com sitesinden yapmış olduğum bu ilk alışverişten memnun kaldım. Kitapları taahhüt ettikleri gibi 24 saat içerisinde kargoya verdiler. Kargo şirketi de kendisinden beklemediğim bir çabuklukla teslim etti. Yaşadığım tek sıkıntı şu oldu; aldığım kitaplardan bir tanesi  (ki fiyatı 1 lira idi) koliden çıkmadı. Fakat sayı fazla olunca gözlerinden kaçmış olabilir diye düşünüyorum. Bilgileri olması açısından bu konuda kendilerine e-posta gönderdim. Henüz bir cevap gelmedi. 

EDİT:Firmadan gelen cevabı aynen kopyalıyorum:
"Merhaba tarafınıza gönderilmeyen ürünün yerine sizlere 5 TL değerinde bir hediye çeki tanımlasak istediğiniz zaman kullanabilirsiniz uygun mudur ?" 
Birkaç post önce Amazon ile yaşadığım sıkıntıdan bahsetmiştim. Dünya devi zannederek yaptığım alışverişte başıma gelmeyen kalmamıştı. ucuzkitapal.com sitesine ise bu ilk alışverişimde bir acaba ile yaklaştım ve 1 liralık kitap eksik çıktı ama yaklaşımlarını görmek için yine de mesaj gönderdim. Sıklıkla kötü örnekler yaşadığım için bu mesaja cevap bile gelmez diye düşünüyordum açıkçası. Fakat cevap gelmekle kalmadı, son derece tatlı bir üslupla, müşteriye "Olur mu? Uygun mudur?" diye soran bir cevap geldi. Böyle güzel davrandıkları için kendilerini tebrik ediyorum. Böyle güzel firmalar övgüyü hak ediyorlar. 

Kendime geçmiş olsun hediyesi olarak yaptığım bu ilk alışveriş ile siteden memnun kaldım. Bundan sonra da kendilerini tercih ederim. Sizlere de bol okumalı günler dilerim. 

Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun  

24 Şubat 2019 Pazar

Yavuz'un Öyküsü


Her insan dünyada çeşit çeşit imtihanlar ile sınanır. O da pek çeşitli sınavlardan geçmekteydi. Öyle ki bazen kendisini dibin dibine vurmuş gibi hissediyor ve bulunduğu noktadan asla çıkamayacağını zannediyordu. Böyle anlarda kendisine hatırlatması gerekirdi ki hayat devam ediyorsa ümit de devam etmektedir. Ne diyeceksiniz işte, insanoğlu. Adı üstünde "nisyan" kökünden gelmektedir. Yani unutmaya pek bir meyillidir. Oysa çöktüğü dipten çıkmanın yolu bazen minik bir kediciğin gülüşünde, bazen esen rüzgarla kıpırdayan bir yaprakta, bazen de ekilen bir tohumun yeşermesinde gizlidir. Kainat kitabına boş gözlerle değil de okumak maksadıyla baktığında Cenab-ı Hakk'ın her yerde olduğunu ve ümidini daima diri tutman gerektiğini hatırlarsın. Unutsan da hatırlarsın...

İşte Yavuz böylesi zor günlerden geçerken hayatın gayesini unuttuğu için hataya düşüyor, kurtulmaya çalıştıkça daha beter batıyordu. Zira bir sözde de ifade edildiği gibi "Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir."* Ne yazık ki son günlerde Yavuz'un yaptığı tam olarak buydu! Kurtulmayı canı gönülden istiyor fakat yanlış yöntemler uyguladığı için iyice dibe batıyordu. Buna rağmen kalbinin derinliklerinden inanarak dua etmeyi asla bırakmamıştı. Mütemadiyen bu durumdan çıkmasına yardımcı olacak bir kurtarıcı için yakarıyordu. Bu kurtarıcı bazen bir insan olur bazen bir olay ya da bambaşka bir şey... Yavuz'a gönderilen kurtarıcı ise bir sağlık problemi olmuştu. Zahiri manada bir sorun gibi görünse de hakikatte tam bir rahmetti. Başına gelen bu sağlık imtihanı vesilesi ile unuttuklarını hatırlıyor, duruyor, duruluyordu.

Yavuz'un hayatta öğrendiği en önemli derslerden biri; hiçbir şeyi ilk bakışta göründüğü anlamı ile değerlendirmemekti. Ve işte bugün yine bu dersi tekrar etmişti. Bu pencereden bakınca başına gelen sıkıntıya üzülmüyor bilakis hamd ediyordu.

Insandı. Yaşı kaç olursa olsun daima öğrenecek bir şeyleri vardı. Bugünlerde aldığı en önemli derslerden biri (sözde değil özde) olanda hayır olduğu idi. Maddi ve manevi ne varsa fazla olan, her birinden teker teker kurtuluyor; hayatını ve zihnini sadeleştirdikçe rahatladığını hissediyordu. Bu aralar kalbine ve zihnine sık sık fısıldadığı sözcük

"Elhamdülİllah" idi.

Gösteren'e, İdrak Ettiren'e, Kurtaran'a Elhamdülİllah...

24 Şubat 2018 / KONYA / 23.54



*Aldous Huxley

22 Şubat 2019 Cuma

Sıhhat ve Triportör


Merhaba sevgili blog dostları, 
Ceddimiz Sultan Süleyman Han'ın da söylediği gibi:
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, 
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi." 
Tecrübeyle sabit, net :) İnsan zaman zaman bir takım hadiseler nedeniyle hüzünleniyor. Zaman hiç akmayacak, vakit hiç geçmeyecek, bu gam hiç bitmeyecek gibi geliyor. Lakin sağlık ile alakalı bir imtihan yaşadığı an, üzüldüğü her şeyin nasıl da boş olduğunu anlıyor. İnsan şu hayatta üzülecekse eğer, yalnızca Allah'a hakkınca kulluk edemediğine üzülmelidir. Gayrısı sahiden boş. 

Asıl adı triportör olan bu bineğe Konyamızda Arçelik, Arçelik arabası, üç tekerli gibi adlar verilir. 60'lı 70'li yıllarda bu araç Konya'da minibüs olarak kullanılırmış. Yolda giderken dengesini kaybedip devrilirmiş. Sonra içindeki herkes birlikte kaldırıp, tekrar içine binip yolculuğa devam ederlermiş 😄 Bunun bir de ön kısmı da açık olanları var. Her ne kadar nostalji gibi görünüp şimdi böyle AVM girişlerinde sergilense de, Konyamızda halen kullanılmaktadır (eskisi kadar çok olmasa da). Özellikle kurban bayramlarında kurbanlık taşımak için idealdir :) Konyamızın eski zamanlarında çocuk olup da buna binmeyen var mıdır bilmiyorum. Çocukluğumda benim de binmişliğim var :) Elbette şimdi nostalji oldu. Kültürümüzün bir parçasını unutmayalım, burada olsun diye bloğuma eklemek istedim. 

Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle  Umut hep vâr olsun.

6 Şubat 2019 Çarşamba

Sinbo Giysi Yünü Temizleme Makinası (tiftik alma makinası)


Merhaba sevgili blog dostları. Bu kendisi küçük marifetleri büyük makina ile beni rahmetli dayımın kızı Süheyla Abla tanıştırdı. 


Memnun kaldığım için ben de sizleri tanıştırayım istedim :) 



Internet üzerinden yaptığım birkaç kıyafet alışverişi benim için hayal kırıklığı olmuştu. Bir sürü para verip aldığım kıyafetler daha ilk yıkamada sanki yıllardır giyiliyormuş gibi tüylenme yaptılar. Kıyafetleri yeni aldığım için atacak halim yok. Bir şekilde düzeltip kullanmaya devam etmeliydim. Ben de bu makinadan aldım. Yukarıdaki fotoğrafta sağ tarafı makine ile aldım, sol taraf ise olduğu gibi duruyor. Aradaki farkı net bir şekilde görebiliyorsunuz değil mi? 


Ve İşte bu da sadece bir bluzdan, üstelik yeni alınmış ve bir iki kez giyilmiş bir bluzdan çıkan tüyler... 


Makinanın fiyatı da uygundu. Yeni aldığım kıyafetleri bir kenara atmaktansa bu makinadan alıp kıyafetlerimi kullanmaya devam etme kararı aldım. 2 adet pil ile çalışıyor. Bu tarz bir şeye ihtiyacınız varsa tavsiye ederim. 

Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun. 

5 Şubat 2019 Salı

Aşama aşama ponpon yapımı


Merhaba sevgili blog dostları. Bugün çocukluğumuzun vazgeçilmezi ponponların nasıl yapışdığını aşama aşama anlatacağım sizlere  Eskiden bir bebek hırkasının bağlama iplerinin ucuna yahut bir berenin tepe noktasına yapılan ponponları ben bu defa sevgili kızım Arkadaş için yaptım :) 


Öncelikle 2 adet kartonu simit şeklinde kesiyoruz. 


Sonra bir yorgan iğnesi yardımıyla simidimizin ortasında delik kalmayıncaya kadar örgü ipi ile sarıyoruz. 


Sarma işlemi bitip de delik tamamen kapandıktan sonra bir ucundan ipleri kesmeye başlıyoruz. 


Kesip bitirdiğimizde bu şekilde görünüyor. 


Ardından tam ortasından sıkıcı ip bağlıyoruz ve kartonları koparıp çıkarıyoruz. 


Ucuna ip bağlayarak son halini verdiğimiz ponponumuz hazır. 


Ve işte mutlu son. Canım Arkadaş'ım ilk ponponu ile buluştu :) 


Bizim yaramaz iple oynamayı çok seviyor fakat ısırarak koparıyor ve yutuyor ipleri. Eğer sizin kedinizde de böyle bir durum varsa gözetiminiz altında oynatın ponpon ile. 

Güzel kızıma kocaman maşaAllah :) Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun. 

4 Şubat 2019 Pazartesi

Tiramisu ve Kolay Un Helvası


Merhaba sevgili blog dostları :) 
Tiramisu en sevdiklerimdendir fakat yıllar var ki yapmamıştım. Blogger arkadaşlarla kitap grubumuzda konuşurken aklıma düştü ve kalkıp yaptım. Tabii yine her zamanki tarifim ile yaptım. Tarife bakmak isteyenler buraya tıklayabilir


Bir önceki yazıda uzun bir hastane sürecinden çıktığımdan bahsetmiştim. Hastaneye gidip gelirken bir gün aşırı derecede tatlı ihtiyacım oldu. Fakat ocak başında uzun süre kalacak durumum yoktu. İnsan çaresizlik nedeniyle üretken olabiliyor :) O gün tavaya unu koydum ve hiç yağ koymadan tavanın altını yaktım. Sadece arada bir gelerek karıştırdım. Başında beklemedim ve sürekli karıştırmadım. Un kavrulduktan sonra yağ döktüm ve una yedirdim. Bu arada daha önceden yapmış olup buzluğa koyduğum şerbeti çıkarmıştım ve şerbet kendi halinde eridi. Un ile yağ karıştıktan sonra şerbeti de döküp karıştırdım ve tabağa aldım. Açıkçası un helvası yapmak için sürekli karıştırmaya, başında beklemeye, yağı ve şerbeti yedireceğim diye kolunu acıtmaya hiç gerek yokmuş. Beş dakikada Beşiktaş diye bir tabir vardır ya, bu helva tıpkı öyle oldu. Çaresizlik neticesinde uydurdum ve çok da güzel oldu :) Normal helvadan hiçbir tad farkı olmadı. Bundan sonra boşuna dakikalarca uğraşmam un helvası yaparken. Denerseniz sizlere de afiyet olsun :) 

Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun. 

2 Şubat 2019 Cumartesi

Amazon.com.tr de Başıma Gelenler! Kesinlikle Uzak Durun


Merhaba sevgili blog dostları. Sınavlar ve ardından uzun bir hastane dönemi derken bir süredir yine bloguma yazamadım. Daha tatlı sevimli bir konu ile sizlerle olmak isterdim. Ancak maalesef Amazon.com.tr sitesinde başıma kötü bir olay geldi. Sizlerin de benzer şeyleri yaşamamanız için bu olayı paylaşmak istedim. 


Amazon com.tr sitesinden kargo bedava kapsamında sipariş verdim. Gerekli sepet tutarına ulaştığım anda kargonuz ücretsizdir diye yazı çıktı ekranda. Siparişi oluşturduktan sonra bir kısmının Amazon bir kısmının başka bir satıcı tarafından gönderileceğini öğrendim. Öncesinde buna dair en ufak bir bilgilendirme gelmedi ekrana. İnternetten yaptığım alışverişlerde farklı bir kullanıcı siparişi gönderecekse bu kullanıcının kim olduğu, aldığı müşteri puanları ve kargo politikası hakkında her zaman ayrıntılı bilgi ile karşılaştım. Fakat Amazon sitesinde farklı bir kullanıcının göndereceği bilgisi dahi karşıma çıkmadı. Ben bunu siparişi oluşturduktan sonra parçalı gönderim yapıldığında öğrendim. Alışverişim kargo bedava kapsamında olmasına rağmen diğer satıcı siparişimi alıcı ödemeli göndermiş. Annem de durumu bilmeyince kargo parasını ödeyip teslim almış. Kargo bedava kapsamında yaptığım alışverişten haksız yere alınan kargo bedeli iadesi için amazonla defalarca iletişime geçmeme rağmen sorunumu çözmediler. "Bu olay satıcı kaynaklı, biz bir şey yapamayız" dediler. İyi ama biz zaten satıcıya değil amazona güvenip de veriyoruz siparişi. Müşterinin arkasında duramayacaksınız ne için varsınız? Satıcı haksız yere alınan kargo parasının savunması için ürünün aslında benim aldığımdan 2 katı fiyatta olduğunu, nasıl olduysa sisteme girerken ürünü yanlış girdiğini, fakat bu yanlışlığı nasıl yaptığını kendisinin de anlayamadığını, dolayısıyla verdiğim kargo parasını ürün bedeline saymam gerektiğini  söyleyen trajikomik bir cevap gönderdi! Ayrıca paketi açınca içinden çıkan ürünün ezilmiş ve kullanılamaz durumda olduğunu gördüm ve iade ettim. İade bedeli olarak sadece ürün ücreti gönderildi. Fazladan alınan kargo parası iade edilmedi. Üstüne üstlük satıcı bozuk çıkan ürününü iade için gönderdiğimde kargo bedelini niçin kendi cebimden ödemediğimden şikayet edip "Sen de karşı ödemeli göndermişsin. Bunu ona say say." diyecek kadar ileri giden bir cevap gönderdi! Satıcı  bu şekilde konuşma gücünü nereden alıyor derseniz tabiki de müşterisinin arkasında durmayan amazondan alıyor! Amazon'la tekrar iletişime geçip bunu bildirmeme rağmen hiçbir şey yapmadılar. Elimizden bir şey gelmez dediler. Tek yaptıkları önceki başvurumda hesabıma tanımlanmış 10 liralık indirim çekinden büyük bir lütufmuş gibi defalarca bahsetmeleri oldu! Kandırıldığım ve üstüne hakarete uğradığım bir siteden tekrar niçin alışveriş yapıp da bu hediye çekini kullanayım ki? Ayrıca Amazon'un müşteri hizmetleri yetkilileri de birbirinden farklı konuşuyorlar. Görüştüğüm bir önceki temsilci "Hiç merak etmeyin, satıcı kargo bedelini iade etmese bile biz Amazon olarak iade ederiz. Sizi mağdur etmeyiz." demişti. Bir sonraki ise "Amazon olarak bizim öyle bir yetkimiz yok, kesinlikle iade yapamayız. Elimizden gelen bir şey yok." dedi.

Sipariş verirken müşterisini yanıltan elektrosepeti adlı firma için yorum yapmak istediğimde ise Amazon sistemi yorumumu kabul etmedi. Nedenine gelince elektro sepetinin elinde bu ürün güya tükenmiş. O yüzden sistem yorumumu kabul etmiyormuş. Nasıl garip bir sistemleri varsa artık! Sonuç itibariyle kitap satış siteleri olsun diğer alışveriş siteleri olsun tükenmiş bir ürün için bile her sitede gayet rahat bir şekilde yorum yapılabiliyor. Şu an elektrosepeti adlı satıcı tarafından mağdur edilmememe rağmen hakkında yorum dahi yapmama izin vermiyor Amazon sitesi.

Benden alınan kargo parası atla deve değil  Fakat burada miktar hiç mi hiç önemli değil. Eğer alınan Kargo Bedeli 10 kuruş olsaydı da yine hakkımı arardım. Önemli olan bir haksızlık yapılmış bir hak ihlali yapılmış olması. Üstelik daha da ileriye gidilerek satıcının müşteriyle adeta alay etmesi. Fakat tüm bunlara rağmen Amazon kesinlikle mağduriyetimi gidermedi ve dönüp dolaşıp elimizden hiçbir şey gelmez demekle yetindi. Başka bir sitede elektrosepeti adlı kullanıcıya ola ki denk gelirsiniz, bilginiz olsun diye söylüyorum, bir İzmir firması idi. Paranızla mağdur olmak istemiyorsanız kesinlikle uzak durmanızı tavsiye ediyorum. 

Gerek amazondan gerekse elektrosepeti adlı kullanıcıdan uzak durun ki mağdur olmayın. Amazon adına güvenip  sipariş vermiştim ancak boş bir firmaymış! 

Tatlı sevimli yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle  Umut hep vâr olsun