Üç öğünde hiç bıkmadan çorba yiyebilen biri olarak (ki Hadis-i Şerif'te çorbanın şifa olarak geçtiğini öğrendikten sonra ona olan düşkünlüğüm sevinerek artmıştır) farklı çorbalar denemeyi seviyorum. Ezogelin, en sevdiğim çorbalardandır. Nasıl yapılacağını bilmiyordum. Kanserojen diye hazır çorba almadığımız halde, sadece ezogelini ara sıra alırdım. Fakat Handenur'daki monosodyumglutomat yazısını okuyunca ondan da vazgeçtik. O an bu sevdiğim çorbanın tarifini araştırıp Oktay Usta'dan buldum. Dar bir vakitte yapıp hemen yediğimiz için süslü bir fotoğraf çekemedim :) Kusuruma bakmayın. Zaten dikkatli baktığınızda çorbanın üzerindeki buharı göreceksiniz, dumanı üstünde yani :) Blogcuda güzel tariflerini bizlerle paylaşan Sevgili guljahan bu tarifi yayınlamamı bekliyordu. Taşınma vesaire derken biraz gecikti tarif, kusuruma bakmasın. İşte tarifimiz:
Malzemeler:
* 3 çorba k.kırmzı mercimek
* 3 çorba k.pirinç
* 3 çorba k.bulgur
* 1 soğan
* 3 çorba k.un
* 2 çorba k.salça
* 3 çorba k.tel şehriye
* 1 çorba k.tereyağı
* pulbiber
* nane
* su
* sıvıyağ
Yapılışı:
İlk olarak mercimek, pirinç ve bulgur ayrı bir kapta haşlanmaya alınır. Diğer tarafta tereyağı eritilir. Üzerine sıvıyağ ve doğranmış soğan eklenerek sotelenir. Daha sonra üzerine un ilave edilir. Bir süre sotelendikten sonra üzerine şehriye eklenir. Sonrasında içerisine nane ve salça ilave edilerek kavrulma işlemine devam edilir. İyice kavrulunca üzerine önce soğuk, sonra sıcak su verilerek kaynaması beklenir (Pirinç ve mercimeğin de içinde su olduğu hesap edilerek su eklenir). Kaynayınca üzerine haşlanmış pirinç, mercimek ve bulgur eklendikten sonra tuzu ve baharatı ayarlanarak pişmeye bırakılır.
İkinci konumuz ise mimler. Okurken rahat, cevaplarken sıkıntılı olduğum bir konu :) Sevgili Tuba ve ablam Hilal Timur beni mimlemişler. Tuba üç mimden istediğimizi seçmemizi söylemiş. İnsanın kendini anlatması zordur, bu yüzden blogla ilgili mimini seçmeyi düşünüyordum. Ancak ablam da aynı konudan mimleyince mecbur buna (Kendinizi yedi maddede tanıtınız) cevap vermek durumunda kaldım. İşte cevaplarımız:
1. İlk cevabımın ne olacağını aranızda bilmeyen yoktur sanırım :) Urfa Tutkunu'yum.
2. Kitap okumayı ve kitap kokusunu çok severim. Kitapsız bir hayat düşünemiyorum. Çok dar vakitlerde kalır ve okuyamazsam, en azından kapağını açar bir koklarım. O mis gibi kokuyu mutlaka duymam lazım.
3. Şüpheli şeylerden sakınmaya çalışırım. Bir şey (yiyecek-içecek) şüpheli ise benim için iş bitmiştir. Haram zaten haramdır, ona dikkat eder insan, göz göre göre yemez. Ama şüpheli ise, yemezse ölmez ama yerse ahiretini öldürebilir. Böyle şeylere dikkat ettiğim için "birlikte yaşanması zor bir insan" olduğum söylenir.
4. Kırmamak için kırılmayı seçerim. Bu yüzden de zarar gören taraf hep ben olurum (zahirde tabi bu zarar).
5. Bir insandan soğumam için yalan söylediğine şahit olmam yeter. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) bir Müslüman'ın her şeyi yapabileceğini, ama asla yalan söylemeyeceğini bildirmiş çünkü.
6. Evin derli toplu ve eşyaların simetrik olmasını önemserim. Dağınıklıkta resmen fenalık geçiririm :)
7. Limon ve sade kahve bağımlısıyım.
Bilmem açıklayıcı oldu mu ama yazabildiklerim bu kadar :)
Yapılışı:
İlk olarak mercimek, pirinç ve bulgur ayrı bir kapta haşlanmaya alınır. Diğer tarafta tereyağı eritilir. Üzerine sıvıyağ ve doğranmış soğan eklenerek sotelenir. Daha sonra üzerine un ilave edilir. Bir süre sotelendikten sonra üzerine şehriye eklenir. Sonrasında içerisine nane ve salça ilave edilerek kavrulma işlemine devam edilir. İyice kavrulunca üzerine önce soğuk, sonra sıcak su verilerek kaynaması beklenir (Pirinç ve mercimeğin de içinde su olduğu hesap edilerek su eklenir). Kaynayınca üzerine haşlanmış pirinç, mercimek ve bulgur eklendikten sonra tuzu ve baharatı ayarlanarak pişmeye bırakılır.
İkinci konumuz ise mimler. Okurken rahat, cevaplarken sıkıntılı olduğum bir konu :) Sevgili Tuba ve ablam Hilal Timur beni mimlemişler. Tuba üç mimden istediğimizi seçmemizi söylemiş. İnsanın kendini anlatması zordur, bu yüzden blogla ilgili mimini seçmeyi düşünüyordum. Ancak ablam da aynı konudan mimleyince mecbur buna (Kendinizi yedi maddede tanıtınız) cevap vermek durumunda kaldım. İşte cevaplarımız:
1. İlk cevabımın ne olacağını aranızda bilmeyen yoktur sanırım :) Urfa Tutkunu'yum.
2. Kitap okumayı ve kitap kokusunu çok severim. Kitapsız bir hayat düşünemiyorum. Çok dar vakitlerde kalır ve okuyamazsam, en azından kapağını açar bir koklarım. O mis gibi kokuyu mutlaka duymam lazım.
3. Şüpheli şeylerden sakınmaya çalışırım. Bir şey (yiyecek-içecek) şüpheli ise benim için iş bitmiştir. Haram zaten haramdır, ona dikkat eder insan, göz göre göre yemez. Ama şüpheli ise, yemezse ölmez ama yerse ahiretini öldürebilir. Böyle şeylere dikkat ettiğim için "birlikte yaşanması zor bir insan" olduğum söylenir.
4. Kırmamak için kırılmayı seçerim. Bu yüzden de zarar gören taraf hep ben olurum (zahirde tabi bu zarar).
5. Bir insandan soğumam için yalan söylediğine şahit olmam yeter. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) bir Müslüman'ın her şeyi yapabileceğini, ama asla yalan söylemeyeceğini bildirmiş çünkü.
6. Evin derli toplu ve eşyaların simetrik olmasını önemserim. Dağınıklıkta resmen fenalık geçiririm :)
7. Limon ve sade kahve bağımlısıyım.
Bilmem açıklayıcı oldu mu ama yazabildiklerim bu kadar :)
Selamun aleykum,
YanıtlaSilhakkindaki bir iki seyi biliyorduk,ama fazla bi bilgimiz yoktu.boykotcu yaninizdan bahsetmemissiniz:)))
ne guzel,herseye dikkat ediyorsun,rabbim bu yoldan ayirmasin.
yalan her muslumanin hassas olmasi gereken bir konu,hazmdilemez birsey.rabbim bizi yalandan ve yalancilardan korusun.amin
canım hayırlı olsun yeni adresin..seni daha yakından tanımak çok hoş..sevgiler..
YanıtlaSilkendini çok güzel anlatmışsın kardeşim.Kırılsamda kıramam bende senin gibi.bazen insanı kötü etkiliyor ama yapı meselesi elden birşey gelmiyor.Hangisinin daha hayırlı olduğunu Allah bilir.Ezogelin çorban çok nefis görünüyor ellerine sağlık canımsın...
YanıtlaSilevet canim en guzel çorba evde kendi ellerinle yaptigin çorbadir,
YanıtlaSilellerine saglik olsun aslihancim,
nefis bir çorbadir bu :)
sevgiyle kal...
Canım ezogelin çorbasını çok severim ellerine sağlık..
YanıtlaSilMim cevapların çok hoş, bende de var o simetri hastalığı(ileri derecede değil şükür)
Öpüyorum tatlım, dua ile..
slm sevgili aslıhan yeni yerin hayırlı olsun .bende düşünmüyor değilim doğrusu.
YanıtlaSilçorban harika görünüyor. mim cevaplarında çok güzel . yalan ve şüpheli şeyler benim içinde çok önemli konular .
aeo sevgiler
içerik olarak bloğunuzu çok beğendim sizi izlemedeyim.
YanıtlaSilbloğumada beklerim
sevgiler....
http://esmanur-sevgiyedair.blogspot.com/
Ve Aleyküm Selam Anlayamazsın,
YanıtlaSilHaklısın, boykotu yazmayı unutmuşum :) Güzel duana da amin diyorum.
Sevgili AyşeSüeda, blogspot büyük bir rahatlıkmış gerçekten. Blogcuda her gün yeni bir sorun oluşuyor. Bugün de panel sayfası açılmıyor mesela.
Sevgili Esmanur,
Ziyaretiniz ve beğeniniz için teşekkür ederim. Ziyaretinize geleceğim inşaAllah.
Sevgili Anlayamazsın, Elif, Cahide Abla, Mihriban, Tuba, AyşeSüeda ve Esmanur; hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.
yeni bloğun tekrar hayırlı olsun.. doğrusu bu çorbaya bayılırım da senden içmesi kısmet olmadı :) bilme anlatabildim mi ;)
YanıtlaSilmimi konusuna gelince, kesinlikle herşeyinle kendini tarif etmişsin:)
sevgiler..
Size de yollamıştım ya neden içmedin :) Neyse bir daha yaparız nasipse.
YanıtlaSilyap sen napacan:)
YanıtlaSilgerisini karıştırma :)
Bu soğuk havalrda en yenilesi çorbalardan biri,ellerine sağlık...
YanıtlaSilCanım mis gibi kokusu geldi çorbanın , bende denemiştim Oktay ustanın tarifiyle harika oluyor gerçekten..
YanıtlaSilSeni tanımak çok güzel canım, özelliklerinin hepsi bir mümine hanımda olması gereken hasletler..
Selam ve dua ile..
Sevgili Esra, teşekkür ederim. Hoş geldiniz.
YanıtlaSilRumma'cım, sağolasın.
Bizim evde hiç ezrogelin çorbası pişmemmiş ve yenmemiştir..zaten hazır çorba hiç mi hiç kullanmıyoruz.. ben en iyisi bi ilki gerçekleştirip senin tarifinden yapayım inş. =)
YanıtlaSil-Ben senin 'birlikte yaşanması zor bir insan' oluşunu yiyim..^_^
-bak sana hangi şarkı geliyor (benim de hiç uygulamadığım bi şarkı ama sen yine de kulak ver) sevil de sevme! ağlama ağlat! yoksa zehr olur bu tatlı hayat! der sanatçı Zeki Müren (: Herhalde bu şarkıyı yazanın artık te burasına (çenemi gösteriyorum burda:P) kadar gelmiştir de öyle yazmıştır.. neyse ben de sevme hastalığı var.. şarkı öyle dese de.. seviyorum insanları ve diğer yaratılmışları.. ağlatamam kimseyi de, ama ağlarım kimsenin haberi olmadan kimseler bilmeden dokunsalar yüreğime..
Ya bi tek şu kahve ve limon sevginle uyuşamadık =) neysem farklılıklar ortaya güzel şeyler çıkarır derler.. ben de en çok peynir severim.. yani peyniri çorbayla, pilavla, kuru fasulyeyle, taze fasulyeyle, makarnayla, köfteyle. artık aklına ne gelirse çoğu yemekle yemeye bayılırım =)
ve ve ve sayfana yorum yazarken tebessümlerimi kondurmaya engel olamadım. büyüksün be abi :P
Amma uzun ve lagalugalı bi yorum oldu ama.. kusura bakılmaya sayın bayanım..saygılarrrrrr :P
Kelebek'im hay sen hayırlı yaşa e mi :) Çok güldüm okurken. Zaten hep söylerim, yorum yazmak da ayrı bir kaabiliyet. Bende o kaabiliyet sıfıra yakın ne yazık ki :) Sen istersen sayfalarca yaz yahu, insan okumaktan hiç sıkılmıyor :) Uzun oldu diye düşünme yani.
YanıtlaSilVe ezogelini dene mutlaka seveceksin inş diye düşünüyorum. Bu arada peyniri ben de çok severim ve pilavla yerken "çok mu tuhafım acaba" diye düşünürdüm. Değilmişim demek ki :)
Sevgiler Kelebek'im. Eksik olma hiç.