1 Şubat 2010 Pazartesi

2008 URFA HATIRALARIM-1

Bu yıl 09 - 16 Kasım tarihleri arasında Urfam'daydım. Tutkumun on ilçesinden yedi tanesine gittim. Geçen yıl da diğerlerini görmüştüm. Dolayısıyla görmediğim ilçesi kalmadı. Merak edenler için sıralayayım:
1.Akçakale
2. Birecik
3. Bozova
4. Ceylanpınar
5. Halfeti
6. Harran
7. Hilvan
8. Suruç
9. Siverek
10. Viranşehir
Bu yıl Akçakale, Suruç ve Halfeti hariç diğerlerinin hepsini gezdim. Çok sıcak insanlarla tanıştım. Hamd olsun yine hep İbrahimîler' le karşılaştım. Urfalılar der ki, Urfa' da iki çeşit insan olurmuş; İbrahimîler ve Nemrudîler. Bana hiç Nemrudî denk gelmedi şimdiye kadar. Bundan sonra da gelmemesini diliyorum Rabb' imden.Harran' da Ulu Cami ve Harran Üniversitesi kalıntıları, Harran İç Kale kalıntıları, Sin Mabedi, tarihi Harran evi ve Hayat El-Harrani Hazretleri' nin türbesini ziyaret ettim. Giderken Konya' dan bir kutu dolusu şeker almıştık yanımıza. Urfa' da çocuklara dağıtırız düşüncesiyle. Yolda her gördüğümüz çocuğa durup şeker verdik. Maddi değeri belki 20-30 kuruş. Hadi en fazla bir lira olsun. Ama o küçücük şekere o çocukların gözünde yanan sevinç, ışık yok mu; dünyalara değer. Sırf bu sevinci görmek için, bu mutluluğu tatmak için gitmeye değer. Urfam'ın mazlum, yoksul ama adam gibi adam çocukları... Hepsini kucaklayasım geliyor...Harran'dan sonra Şuayb Şehri' ne gittik. Geçen yıl orda çok fakir bir aile bizi misafir edip yemek ve çay ikram etmişlerdi. Yemek dediğim domates, isot ve yufka ekmeğinden ibaret. Başka bir şeyleri yoktu çünkü. Ailenin geçimini sağladığı bir adet tavukları vardı. O tavuğu bizim için kesmek istemişlerdi. Evin babası ikide bir "Sizi misafir olarak bize gönderen Allah'a şükürler olsun." diyordu. Allah'ım, bunlar nasıl insanlar böyle! Fakirler ama hala ellerindeki her kuruşu misafire sermek istiyorlar.Biz de bu yıl bir vefa göstergesi olsun diye onlara tekrar ziyarete gittik. Evde kimse yoktu. Diğer köylülerden öğrendik ki pancar işi için bir iki aylığına Hatay'a gitmişler. Yan komşuları (aynı zamanda geçen yılki amcanın erkek kardeşi) bizi eve alıp çay ikram ettiler.Sonra tekrar yola koyulduk. Ver elini Soğmatar. Soğmatar' da yaşadıklarımızı da bir başka yazıda paylaşayım. Ancak Urfam'a gitmek isteyenlere ışık olsun diye yazmak istediğim bir iki yer daha var. Harran' dan çıkıp Şuayb Şehri yoluna düştüğünüzde sağ tarafta sıra sıra dizilmiş Çoban Mağaraları' nı göreceksiniz. Onu birazcık geçince yine sağ kolda Harran Bazda Mağaraları var ki kesinlikle görmeden geçmeyin. Devasa mağaralar. Allah' ın kudretine hayran kalacaksınız bir kez daha. Yola devam ederken fî tarihinde İpek Yolu' ndan üzümlerin taşındığı ve develerle üzüm taşıyan kervanların uğradıkları tarihi Han El Ba'rür Kervansarayı' nı göreceksiniz. Yine sağ kolda bu da. Bu yerlere uğramadan sakın geçip gitmeyin derim.Yeni bir yazıda buluşmak ümidiyle hepinize mutlu günler dilerim.(NOT: Saygıdeğer SABRİ TEMEL büyüğüm, resmi almanıza ve sitenize koyacak olduğunuza sevindim. Ben de bloğunuza ve kalaboynu' na yorum yazmaya çalışıyorum ama uzun zamandır muvaffak olamadım. Blog sayfanızda sorun yaşıyorum. Ama sürekli ziyaret ediyorum. Bilmenizi istedim. Saygılarımla.)

(İlk yayın Tarihi 29.11.2008)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.