28 Şubat 2013 Perşembe

Gönül Döktüm

Urfam, 
Gözümün bebegi,
Biye 'niçin mutlu degilsen?' diye soriysan hemi? Çünkü mutlulukh, seniy o sürmeli gözlerine bakhmakhtır Gülüm. Biliysen, kaç zaman var ki senden ayrı kalmışım. Ruhumdaki bu darlanma elbet normaldır. Etraf kötüüü, zaman bozzıııkh, sen yanımda degilseeeen... Hepsi birleşince karmaşa basiy insanın ruhını. Bakiyem saga sola, "insan" denilen varlıgın ekmagı suyı "bugün kime ne kötülıkh etsem" düşüncesi olmış. Kime ne diyem? Rabb'ül Alemin ıslah ede. Ara sıra "bu insanlar ne vakıt bele kötü oldılar" diyecekh oliyem; sonra vazgeçiyem. Neden mi? Bu dar-ı dünya Yezid'i görmüş Gülüm. O vakıt bile varmış kötü ve kötülıkh. Şimdi Yezid yoksa da belki torınları vardır degil mi?

İş yerlerinde eskiden böyükler "eg başını, gör işini" derlerdi. Şimdi öyle mi ya? Kardaşlık falan hepten unutılmış. Cümle elem başkasının çinine basarak yükselmekh derdinde. Sen incinmişsin kimin umrında ki? Beglerin işi görılsın yeter! Kimseye bi zararın dokunmiy. İşini yapiysan. Hem de eyi yapiysan. Lakin insanlar fısfıs gonuşiyler. Laf ürediyler. Gıybet, böhtan, dedikodı almış yürımış. Nefesin darlaniy Urfam. Nasıl bu kadar kötü oliyler aynamiysan. Her şeye ragmen aynamiysan. İftira atiylar, yine aynamiysan. Yav bu insanların (!) heç işi yokh mudır? Neden bele ediyler? Fesatlık sarmaşık kimin sarmış etrafı. Rabb'im, Siye havale ediyık. Sen biliysen en dorgısını.

Hayat her bi yönden üstüne geliy  bazen insanın. Gönlü kırıkh, ruhu dargın, yüregi bunalmış... Lakin her şeye ragmen hamd etmakh gerektir Gülüm. Biliysen. Şükür nimeti artıriymiş.

Hayatta heç düşünmekten yoruldıgın oldu mu Urfam? Bırakıversem istedigin? Düşünmesem artıkh dedigin? Hani zihnin sanki bele lime lime olır. 

Siye yazmakh istedıgım öyle çok şey oldu ki son zamanlarda... Lakin hem yorgındır ruhum, dermanım yoktır, hem de yalan dünyanın derdidir işte. Geçer gider elbet. Yeter ki saglık olsın. Tek gerçek derdim Sensin aslında Gülüm. Senden uzakh kalmışlıgımdır. Biliysen, nefesimsen sen. Dutkınına dua edesen hemi? Az bi ferahlayam. Dua et Gülüm.

14 Şubat 2013 Perşembe

Kitap Takasında Başıma Gelenler =)

 
Kitap okumayı çok severim. Hatta benim için bir bağımlılık gibidir okumak. Küçükken geceleri anneme ışığı söndürtmez, yattığım yerde uykudan bayılana kadar okurdum =) Annem "geç oldu hadi uyu artık" dediği zaman o üzülmesin diye tamam der, kitabı yorganımın altına saklar ve o çıkınca çıkarıp okumaya devam ederdim =) Okumadığım dönemler oldu mu hayatımda? Evet oldu. Ama okumadığım zamanlarda hep mutsuz hissettim. Hiç bir koşulda okuyamadığım zamanlarda en azından kitabı açar, bir kez koklar ve yerine öyle kaldırırım. O kokuyu içime çekmesem rahat olamıyorum.
 
Kitap okurken, hele de tarih ve dinle ilgili kitaplar okurken en önemli şey yazarı ve yayınevidir. Din hakkında yalan yanlış bilgiler öğrenmemek ve yalan söyleyen tarihi okumamak için bu şart diye düşünüyorum. Ancak onun haricinde bazen tavsiye üzerine aldığım, bazen hediye gelen, okuyup da beni çok sarmayan ya da "kütüphanemde durmasa da olur" dediğim kitaplarım var. Bunları değerlendirmek için arayışlardayken bir kitap takas sitesi keşfettim. Üye olup takas yapmaya başladım. Site şöyle işliyor. Profilinize sizdeki kitapları ekliyorsunuz. Yanına satmak ya da takas etmek istediğinizi (ya da her ikisi) belirtip, edinmek istediğiniz kitapları elinde bulunduran üyelere teklif gönderiyorsunuz. Anlaşırsanız o size istediğiniz kitabı gönderiyor, siz de ona. Bir de bu siteden öğrendim ki PTT kargo kitapları %50 indirimli taşıyormuş. Dolayısıyla astarı yüzünü geçmiyor. 2,5 TL'ye gönderebiliyorsunuz.
 
Bu sitede yaptığım ikinci takasımda kitabı Ankara Polatlı'ya gönderdim. Ancak bir aksilik olmuş ve paket geri dönmüş. Bana geri geliyor yani kitap. Ben de teslim alınca, ikinci kez gönderecektim. Burada biraz PTT Kargo'nun azizliğine uğradık açıkçası. Her neyse. Hesap hareketlerinden takip ettim. Kitap Konya'ya geldi. Dağıtıma çıktı. Ama bana bir türlü gelmiyor. Bu arada gönderdiğim kitapların içine "iyi okumalar" babında bir not iliştirip altına da imza olarak bloğumun adresini yazıyordum. O gün Hilal ablam garip bir telefon aldı. Ablamı blogdan tanıyan bir hanım var. E-posta gönderip takipçisi olduğunu, Konya'da yaşadığını ve tanışmak istediğini ifade etmişti bir zaman önce. Biz de onu davet ettik. Ancak o gün bir işi çıkınca gelemedi ve yüzyüze tanışmak kısmet olmamıştı. Kargomun bana geri döneceği gün o hanım ablamı aradı ve şunları söyledi:
 
"Urfa Tutkunu sizin kardeşiniz değil miydi? Bizim işyerine bir kargo geldi. Üzerindeki isme dikkat etmeden diğer kargolarla birlikte açtık. Bir baktım ki içinde bir kitap, ve kitabın içinde de Urfa Tutkunu imzalı bir iyi okumalar notu." Şok olduk tabi bunu duyunca. Bizim işyeri şehrin A noktasında ise, bu hanımın işyeri B noktasında. Ne alaka ile PTT kargo kitabımı oraya teslim etti anlayamadım. Hani şurada bir sokak aşağıda bir işyerine teslim etseler hata oldu deyip anlayacağım. Ama biri hanya biri Konya denir ya =) O derece uzağız bu hanımın iş yeri ile. Kendisinin ismini de bilmiyorum, böyle hanım diye bahsediyorum ama. Okursa kusuruma bakmasın.
 
İşin ikinci ilginç yönü ise, kitabın benim bulunduğum yer ile alakaya maydonoz bir yere teslim edilmesi ve buna rağmen orada blog ismimden beni tanıyan birinin çıkması. Sır kapısı gibi oldu adeta =) O hanım olmasa idi kitabım muhtemelen kaybolurdu. Nerede olduğunu bile bulamazdım. Allah (cc) razı olsun onun vesilesi ile kitap bana geri geldi de takas yaptığım okuyucuya gönderebildim.
 
Takasımla ilgili ikinci hikaye ise şöyle. Bu sitedeki üçüncü takasımı da Mersin'den bir arkadaşla yaptım. Kendisine o gün İstanbul'dan, Konya'dan ve Canım Urfam'dan olmak üzere üç kargo gelecekmiş. Konya malum, benden. PTT kargo çok yoğun olunca evlerine getirememiş. Takas yaptığım arkadaşın kardeşi gidip kargodan teslim almış. Arkadaş da akşam işten eve dönünce bakmış paketlere. Bana siteden bir mesaj gönderdi:
 
"Sizin kitabı aldım. İstanbul'dan gelen kitabı da aldım. Ama ilginçtir, Urfa'dan gelecek olan kitap gelmedi fakat onun notu sizin kitabın içinden çıktı."
 
Nasıl güldüm anlatamam =) Nasıl hoşuma gitti =) Dedim o Urfa Tutkunu benim ve o notu kitabın içine ben yazıp koydum. Tevafuğa bakar mısınız =) Arkadaş Urfa'dan bir kitap bekliyor. Konya'dan gelen kitabın içinden de Urfa Tutkunu diye not çıkınca onu zannediyor =)
 
Canım Urfam, seni de blogumu da çok seviyem. Bakh senin vesilenle nasıl hoşlukhlar yaşiyem =)
 
NOT: Resim internetten alıntıdır. Harran'daki Üniversite ve rasathane kalıntılarını andırdığı için bu resmi özellikle seçtim =) Her dem Urfa Urfa Urfaaa =)
 

11 Şubat 2013 Pazartesi

HEMOROİD (BASUR) İÇİN KESİN ÇÖZÜM


Arkadaşlar bu yazıyı yazmak aklımda yoktu. Çekiniyorum da yazmaya. Ancak annem "Muhakkak yaz da insanlar faydalansın" dedi. Onun isteği üzerine yazıyorum.

Annem bu rahatsızlıktan çok çekti. Senelerdir bir türlü şifa bulamadı. Bir gün onun için internetten araştırdım. Ve bir kaç farklı tecrübeyi not ettim. Kimi patlıcan demiş kimi kara halile demiş. Bir sürü şey. Yalnız bir hanım öylesine iddialı yazmış ki. "30 yıldır bu hastalığı boşuna çekmişim. Ne ilaç ne ameliyat. Boşuna uğraşmayın. Şifa hurmadaymış." demiş. Uygulaması da hem çok kolay hem lezzetli =) O akşam anneme anlatıp "Önce bunu dene. Şifa bulmazsan diğer kürlere bakarız. Bu bayan çok iddialı yazmış" dedim. Kür şu. Yedi gün boyunca günde yedi adet hurma yiyeceksiniz. Ancak çekirdeklerini de yutacaksınız. Yani toplamda 49 hurma ve 49 hurma çekirdeği yemiş olacaksınız. Annem bunu uyguladı. MaşaAllah diyeyim rahatsızlığından kurtuldu. Bu hastalığa sahip başka insanlar varsa umarım yazıyı görür ve faidelenirler. Hepinize sevgilerimle;