27 Mayıs 2014 Salı

Açelya Akkoyun & Pril Konya Etkinliği

Geçtiğimiz hafta biz Konyalı Bloggerlar Pril'den hoş bir davet aldık. Açelya Akkoyun ve Pril Ailesi'nin Konya etkinliğine çağrılınca seve seve kabul ettik. Etkinliğimiz 25 Mayıs 2014 pazar günü gerçekleşti. İşte ayrıntılar:

                          
Öncelikle Konya Meram Havzan Etliekmek'te buluşup tanıştık. Hep birlikte yemek yedik. 

Açelya Hanım bizlere hayatı, Pril'i, bir çok şeyi anlattı. Pril'le ilgili söylediği bir söz var ki bunu çocukluğumuzda pek çoğumuz yaşamışızdır hakikaten. "Bize çocukluğumuzda kızım git bakkaldan bir bulaşık deterjanı al denmezdi. Git bir Pril al denirdi." dedi. Evet gerçekten öyle.
Açelya Hanım bize bloglarımızı, neler yazdığımızı sordu. Benim bloğum çok ilgisini çekti. Urfa'yı niçin bu denli sevdiğimi merak etti. "Sen bence incelenmelisin uzmanlar tarafından." dedi =) Bir de Urfa'ya gelin olasın diye dua etti =) 

Hakikaten ekranda görüldüğü kadar samimi, sıcak, sevecen ve içten bir insan. Rol yapmadığı ve gönülden gülümsediği o kadar rahat anlaşılıyor ki...

Bu da biz bloggerların bir kısmı.

Yemekten sonra Açelya Hanım hepimizle tek tek fotoğraf çekildi. Feyza'nın bebeğini çok sevdi =)

Bu da toplu pozumuz. Ben de varım tabi ancak kendimi kestim =) Bu fotoğraf çekileceğinde Açelya Hanım bana "Urfalı sen kaç yaşındasın?" diye sordu. Söylediğim zaman yüzünde beliren şaşkınlığa doğrusu çok mutlu oldum =) "Siz Konyalı hanımlar yaşlarınızı hiç göstermiyorsunuz" dedi.

Yemekten sonra Muhacir Pazarı'na geçtik hep birlikte. Burada hem Pril'le ilgili deneyler hem de küçük yarışmalar yapıldı. Pek çok deneme neticesinde enzim teknolojisini geliştiren Pril'in gücü, en büyük rakiplerinden biriyle kıyaslandı. Üzerine nişastalı karışım sürülüp fön makinasıyla kurutulmuş olan tabaklardan biri Pril'li diğeri rakip deterjanlı suda bekletildi. Neticede Pril'in gücü görmeye değerdi. Bu fotoğrafta arkası dönük olan bey gün boyu güler yüzle biz bloggerların fotoğrafını çeken Pril yetkilisi. Onun da yüzünü görün isterdim ancak çeken o olduğu için hiç bir fotoda yüzü görünmüyor.


Pril en hızlı tabak yıkama yarışması yaptı. Bloggerlar olarak ikişer ikişer yarıştık. Son kalan dört kişimiz ise iki grup halinde dörtlü yarıştılar. Bu güzel ekibin her biri birbirinden marifetliydi. Nasıl bir kare yakalamışsam, burada güleryüzlü Pril sunucusu mikrofonu yiyecek gibi çıkmış =) Ve aslında sunucu ile Gülizar abla arasında Feyza da var ama siz göremiyorsunuz =)))

Bu harika günün sonunda, bu güzel günü organize eden Müge Hanım'la (lacivert ceketli krem pantolonlu olan) toplu fotoğraf çekildik. Etkinliğin Muhacir Pazarı kısmına herkes gelemediği için bu fotoda herkes yok. Ben de Müge Hanım ile Melek'in arasındaydım aslında ama kendimi kestim =)

Pril biz Blogger'lara çok şık bir fırın kabı ile Pril limonlu elde yıkama hediye etti.

Bu da hızlı tabak yıkama yarışmasında kazandığım Pril Gold ile Pril önlüğüm. Ben 12 tabak yıkadım, arkadaşım 10 tabak. Ama Pril cömert gönüllülük yapıp aynı hediyeden ikimize de verdi. Teşekkürler Pril.

Blogger'lar olarak tatlı anılarla dolu harika bir gün daha geçirdik. Bu günü organize edip bizleri davet eden Müge Hanım'a, organizasyonda ona yardımcı olan Ünzile Hanım'a, güler yüzünü hiç eksik etmeden fotoğraflarımızı çeken beye, sevgisi sıcaklığı ve enerjisi hissedilen Açelya Akkoyun'a başta olmak üzere; etkinliğe katılan/katılamayan tüm Pril ailesine teşekkür ediyorum. Bilhassa belirtmeden geçemeyeceğim. Yetkililerin her biri (özellikle Müge ve Ünzile hanımlar) birbirinden güleryüzlü ve birbirinden samimi idi. Buluşma noktasına giderken acaba nasıl olur diye düşündüm ancak orada hiç tanımadığım insanlarla ve soğuk firma yüzleriyle değil, adeta uzun zamandır tanıdığım arkadaşlarımla sohbet edip vakit geçiriyor gibi hissettim. Böylesine samimi ve sıcak bir ilgi hepimizi ziyadesiyle mutlu etti. Yeni etkinliklerde Pril ailesiyle yeniden buluşmaktan mutlu olacağımı belirtmek isterim.

Sözlerimi burada bitirirken, Pril'in etkinliğimiz için yayınladığı yazıya da yer vermek istiyorum. Hepinize sevgilerimle.

Pril'in Basın Bülteni:

25 Mayıs 2014
  
Konyalı blogger’lar, Pril’in marka yüzü Açelya Akkoyun’la buluştu. 

Konya’nın en ünlü ve en çok takip edilen blogger’ları, bulaşık denilince aklımıza gelen ilk marka olan Pril ve onun sevilen marka yüzü Açelya Akkoyun’la bir araya geldi. Konya’mızın tanınan mekanlarından Havzan Etli Ekmek’te gerçekleşen etkinlikte, Açelya Akkoyun ile sohbet eden tüm blogger’lar keyifli vakit geçirdi.

Türkiye’nin en hamarat hanımını seçmek üzere farklı şehirlerde hanımlarla buluşan Pril, bu kez Konya’daydı. Bulaşıkta değişmeyen tercihimiz Pril, Konyalı blogger’ları da unutmadı. Konyalı blogger’lar, 25 Mayıs 2014 Pazar günü gerçekleşen yemekte Pril’in marka yüzü Açelya Akkoyun ile buluşma fırsatı yakaladı. Konya’mızın en ünlü lezzet duraklarından Havzan Etli Ekmek’te gerçekleşen etkinlikle blogger’lar Açelya Akkoyun ile sohbet ederek onu daha yakından tanıdı. Açelya Akkoyun; samimi yaklaşımı, sıcak ve keyifli sohbeti ile yemeğe katılan tüm blogger’ları etkilemeyi başardı. Yemeğin ardından yine Açelya Akkoyun ile birlikte Pril’in “Türkiye’nin En Hamarat Hanımı” Konya seçmelerini yaptığı aracını ziyaret etmek üzere Muhacir Pazarı’na geçildi. Blogger’lar burada da İstanbul’daki büyük finalde yarışmak üzere en çok bulaşığı, en kısa sürede yıkamak için yarışan hanımların mücadelesine tanık oldu. Yarışmada rekabet, heyecan ve bol eğlence vardı. Gün boyu devam eden etkinlik, Konya’nın en hamarat hanımının seçilmesi ile son buldu.

Pril’in yeni formülü çok güçlü…

Pril’in yağ lekelerine ve kurumuş kirlere karşı etkili ve mükemmel temizlik yaratan yeni formülü, bulaşıkta bir dönüm noktası yaratıyor. Benzersiz enzim teknolojisi yağları çözüyor, kurumuş kirleri söküp atıyor. Pril ile bulaşıklar ışıl ışıl parlıyor. Pril, Türkiye’de ilk ve tek enzim teknolojisi ile diğer deterjanların çıkaramadığı lekelerle kolayca başa çıkıyor. Pril’in yeni formülündeki aktif maddeler ve özel enzimlerin verdiği yoğun temizleme gücü inatçı lekeleri, yanmış yemek ve kurumuş nişasta kalıntılarını söküp atıyor. Aktif maddeler, lekeli yüzeye yapışıyor ve temas sağladığı kirleri söküyor. Enzimler ise kurumuş nişastalı yüzeylere yapışarak kalıntıları çözüyor ve kolayca çıkmalarını sağlıyor. Böylece Pril ile elde bulaşık yıkarken mükemmel temizlik için ovalamaya ve fazla güç harcamaya da gerek kalmıyor. 

Henkel dünya çapında Çamaşır ve Ev Bakımı, Beauty Care ve Yapıştırıcı Teknolojileri olmak üzere üç iş biriminde lider markalar ve teknolojilerle faaliyet göstermektedir. 1876 yılında kurulan Henkel, Persil, Schwarzkopf ve Loctite gibi tanınmış markaları ile faaliyet göstermekte ve hem tüketici ürünleri hem de endüstriyel alanda, global olarak pek çok pazar liderliği bulunmaktadır. Tüm dünyada yaklaşık 47.000 çalışanı bulunan Henkel, 2013 mali yılında 16 milyar 400 milyon Euro’luk satış ve 2,5 milyar Euro’luk faaliyet karı gerçekleştirmiştir. Henkel imtiyazlı hisse senetleri, Almanya DAX borsa endeksine kayıtlıdır.

Hande Ardane
Tel: +90 216 579 40 00 - 4276
Faks: +90 216 579 40 92       

Türk Henkel A.Ş.


Müge AKAY                                                   
Müşteri Direktörü                                                        
Med Partners Halkla İlişkiler                             
Tel: (0216) 577 41 41                                       
mt@medpartnersreklam.com

 

23 Mayıs 2014 Cuma

Git Kolayca, Alışkınsındır


Deyisense ki ben siye sahıp çıkamiyem, deyisense ki sevdan yüregime agır geliy; çek git o vakıt. Ardıya bakhma. Düşınme hiç ne eder ardımda galan deyi. Düşınecekh olsan yapmazdın zeten. Sen ki, içimde galan son eyi niyettiy. Sen ki inandıgım son dalı da kesip kopardiy. Neye bele ettin gurban? Heç mi düşınmediy insanoglı ne eder deyi? Mazgallara serilmiş körpe et kimin hissediyem kendimi. Hayat mangalının teli mazgalsa eger, sen celladım oldiy benim. Sallayıp duriysan elindeki yelpazeyi. Harliysan ateşi. Yaktiy beni yaktiy! Oyyy dertli başım. Siye inandıgım günden nefret ediyem. Ben seni insan sandımdı. Ne bileydim için kotıymış. Ne bileydim yüregin kokışmış... Koy git günaha salma daha başımı. Koy git tüketme gözım yaşını. Sehte parayı tespit eden makinayı buldı da insanoglı, sehte adamı tespit edeni bulamadı. Vışşş hıyrlar gele başıma. Dertliyim daralmışam. Get hele heç yere galabalık etme yüregimde. Koy get beni benimle bırak. Sen siye eyi bakh. Ki bu kötı galp sende oldıgı müddet, biliyem bakacahsın. Bi siye bakacahsın...
23 Mayıs 2014 / KONYA / 22.45

Konya Blogger Workshop Etkinligi-2

Bu yaziyi cok daha evvel yazmayi umud etmistim. Lakin Soma'da yasadigimiz hadise elimi de gonlumu de engelledi, yazmadim. Sponsor olan tum firmalar da bu gecikmeye anlayis gostereceklerdir eminim.

Biz Konyali Bloggerlar belli periyotlarla toplaniyoruz. Ilk bulusmamizdan burada bahsetmistim hatta gazeteye bile cikmistik. Ikinci bulusmamizi ise 10 Mayis 2014 sabahi gerceklestirdik. Ayrintilara bakalim:

Bu etkinligimizi Sevgili Zeynep ve ablalarin en tatlilarindan Ozlem Abla ile Fikriye Abla organize ettiler. Ucune de ayri ayri tesekkur ederim.

Bulusmamiz Cafe Margherita'daydi. Cafe sahipleri bizimle sicacik ilgilendiler. Ilk kez gittigim bu mekani hakikaten begendim.




Bu etkinlik vesilesiyle tanidigim Nuran arkadasim bizlere harika saksi susleri getirmis:



 Cafe'den goruntulere devam. Cay kasigina bayildim =)


Bloggerlarimizin toplu fotografi. Ben yokum fotografta:


Bu etkinlikteki workshop'imiz kanavice idi. Goblen Kanavice sponsorlugunda:


Sevgili Zeynep bizlere lavanta keseleri yapmis:


Sevgili Emine de harika anahtarliklar ormus bize:


 Tasli bilekliklerimiz Atolye Color'dan:


Nuran'in saksi susu:


Kanavicelerimizin ici:


Gulizar Abla bizlere iki renkli kurabiyeler getirmis:


Cafe'nin ikramlarindan:


Boncuklu bilekliklerimiz Ortakoy Aynur'dan:


Kedicikli lavanta keselerimiz Kirk bir Yama ve @atolye3elma' dan:


Adima ozel bu harika defter Nideno'dan
Adima ozel kitap ayracim Harfini Sec'ten
Fiyonk kitap ayracim Magichands'ten:


Bu guzel kutu ise, ismine bayildigim bu olsun yaHu'dan =)


Bu leziz lokum ve helva ise Giba'dan:


Harika cariklarim Hasibe Abla'dan:


Ismime ozel, yemeye kiyamadigim bu harika kurabiye Feyzacigim'dan:


Bizleri ilk etkinligimizde de yalniz birakmayan Sac Bakim'a kocaman kocaman tesekkurler:


Tabaklarimiz Kelebek Tasarim'dan:


Kanavicemi sablona bagli kalmadan hayal gucume gore isledim =)


Selva'dan kocaman bir paket:


Etkinligimizin hediyeleri bu kadardi. Tum sponsorlarimiza bizleri yalniz birakmadiklari icin cok tesekkur ediyorum. Ozellikle bu ikinci etkinlikte ikinci kez bize destek olan Sac Bakim'a cok tesekkurler.

Etkinlikten sonra Hasibe Abla ve ben once karnimizi doyurduk. Konya'da yeni acilan bir donerci var. Suriyeliler isletiyor. Uc yillik bir Suriye hayati olan Hasibe abla oraya gitmemizi onerdi. Ve bir Suriye lezzeti olan felafel'i onerdi bana. Ben de merakla denedim ve sevdim. Iste felafel:


Bunun ardindan Hasibe Abla ile Uluslararasi Ogrenci Bulusmasina gittik. Pek cok farkli kultur gorduk. Sonra Il Halk Kutuphanesi'ne gidip Osmanlica kaynak aradik. Daha sonra Neslihan'in onerdigi bir kitap bulusmasina gittik. Burada bize bir kitap bir de bileklik hediye ettiler:


Bu etkinlige katilan yazar Zeynep Ulker Sulun Hanim'in dogum gunu imis. Ona surpriz kutlama yapildi:


Ve Hasibe Abla ile son duragimiz Osmanlica kursumuz oldu =) Butun gun gezdik ama cok verimli bir gun gecirmis olduk. Yeni seyler ogrendik. Yorgun argin fakat bir kucak dolusu ani ile evlerimize donduk.

Etkinligi organize eden, destek olan ve katilan herkese tesekkurlerimle. Yeni bir yazida gorusmek dilegiyle,

15 Mayıs 2014 Perşembe

Soma'da Yanan Kömür Değil, Yüreklerimiz


Üç gündür uyuyor muyuz, yaşıyor muyuz, ölü müyüz belli değil. Bu nasıl bir acıdır Allah'ım... Tükenmiyor, lakin bizleri tüketiyor. Kötü bir geceye uyuyup, kötü bir sabaha uyandık ilk gün. Allah'tan gelen imtihana bir şey denmez. Ancak yüreğin kabarmaya, gözün de yaşarmaya hakkı vardır. Kaç çocuk babasız kaldı? Kaç gelin ersiz kaldı? Kaç ana evlatsız kaldı? Bu acı karşısında diyecek söz bulamıyor insan. Hepimizin başı sağolsun. Şu an tek isteğim, içeride kalanların sağ salim çıkabilmesi. Olmaz mı? Niçin olmasın? Rabb'im ol der ve olur. O ki, kapkara gecenin bağrında balığın karnında kalan Hazreti Yunus'u sağ selamet dışarı çıkarmıştı. Yüreğimiz öyle yandı ki, Soma'dan gelecek ufacık bir mutlu habere kilitlenmiş durumdayız. Rabb'im dilerse olmazlar olur. Bir parça bari ferahlar böylece içimiz...

Kafamı kaldırıp aya bakıyorum. O her zaman bakmaya doyamadığım ay bile, bana mahzenlerden gülümseyen bir madencinin baş ışığı gibi görünüyor. Ne yediğimiz yemeğin tadı kaldı ne uyuduğumuz uykunun. Hepsi çıksa, sağ ya da mevta, deriz ki tamam durum budur. Lakin içeride hala birilerinin olduğunu bilmek, insanı mahvediyor. Sen oturup yemeğini yerken o belki aşağıda can çekişiyor. Sen başını yastığa gömerken, o kimbilir aşağıda ne durumda? Bu hissiyat rahat huzur bırakmıyor insanda. Doktorum "Hiç bir şey için çok sevinmek de çok üzülmek de caiz değildir." demişti bana bir vakit. Haklıydı. Lakin bu öyle bir acı ki engel olamıyor insan kendine. Yanmamak ne mümkün! Bir yanda vefat edenlere ağlamak, bir yanda kavuşanlara ağlamak... Hisler karışmış durumda. Bir yanda madenden çıkarılmış bir vatan evladı devlet malı batmasın diye o halde bile çizmelerini çıkarmayı düşünüyor, diğer yanda çıkarılan bir başka işçi "Beni bırakın, Mahmut'u alın, onun hanımı hamileydi" diye feryad ediyor. Allah'ım ne güzel insanlarımız var bizim. Ben bu memlekete de, bu memleketin güzel gönüllü insanına da aşığım. 

Şimdi dileğim o ki vefat edenler Efendimiz'in (SallallaHu Aleyhi ve Sellem) yanına komşu olsun, aşağıdakiler sağ selamet çıkarılsın, hastanedekiler bir an evvel iyileşsin, aileler sabra nail olsun ve biz hepimiz ülke olarak bir an evvel maddi manevi yaralarımızı sarıp ayağa kalkabilelim. Allah'ım bir daha böyle acılar yaşatmasın hiçbirimize. Bayrağımızın yarıya çekileceği, milli yas ilan edileceği günler göstermesin bu millete. Soma şehitleri, sizlere Rabb'imden rahmet, bizlere sabır ve sükunet diliyorum. Mekanınız cennet, makamınız âlî olsun.

15 Mayıs 2014 / KONYA / 22.06

9 Mayıs 2014 Cuma

Urfa Hasreti



Kara gozlerine bakinca gonlum ferahliyor Urfam. Tarifi imkansiz hallere gark oluyorum sen aklima dusunce. Ben omrumce boyle saf, boyle tertemiz bir sevda gormedim. Hani sair demis ya “Ne Diyarbakir anladi beni ne de sen!” diye, o iste bende oyle degil. Sen beni anliyorsun. Ustelik gozlerime degil, yuregime bakar bakmaz anliyorsun icimden gecenleri. Anliyorsun sana olan sevdami. Surmeli gozlerine hayran oldugum gonlumun en guzel gulusu. Seni icime dusurdugu icin Rabb’ime ne kadar hamd etsem azdir…

Satir satir okuyorum seni. Her satirda farkli bir guzelligin, bambaska bir ozelligin cikiyor karsima. Merhametlisin evvela. Insani insan diye sevmektesin. Kim olursa olsun, sana geleni bagrina basan babacan bir yonun var. Surmeli gozlerinin ici guluyor her daim. Sana bakan baktigina pisman olmuyor. Aksine, gonlu ferahladigi icin donup bir kez daha bakiyor. Gulmeyi sevdigin gibi, huznu de seviyorsun. El ayak cekilip de gece bastirdi mi, huzunle sarmaliyorsun sana yaslananlari. Daha sayamayacagim bir cok guzel yonun var. Ne satirlarim yeter gonlumdekileri dokmeye, ne omur… Lakin sende en cok sevdigim yon nedir biliyor musun, samimiyetin Urfam. Yapmacik guluslere, riyakar bakislara yer yok senin kitabinda. Nasilsan oylesin. Ve boyle ne kadar da guzelsin. Seni sevmeye doyamiyorum. Ozleminden tutusuyor yuregim. Sulari cekilmis bir nehir gibiyim adeta. Cagil cagil akmak istiyor yuregim. Lakin senden uzaktayim, sana hasretim. Bu bekleyis tuketiyor beni. Kalbimi acip icine bakma imkanin olsaydi seni ne kadar sevdigimi gorurdun demeyecegim. Zira sen gonlume bakanda bunu anliyorsun zaten. Alnimin yazisi, yuregimin en saf umudu, basimin taci, surmeli gozlerine hayran oldugum Yarim, biricigim; boyle giderse korkarim sana kavusmadan bir gun hasretinden olecegim.

Goynumde tek bir taht vardir, adi Sen,
Zihnimde tek bir Yar vardir, adi sen,
Gozlerimde tek bir suret vardir, adi Sen,
Hee, dogri deyisen,
Biliysen sana nasil tutildigim,
Gunesim, ayim, Yaradan’ina gurban oldigim,
Seni icime dusuren Rabb’ime binler sukr olsin,
Eyi ki benimsen, eyi ki bendesen,
Urfam canimdan ozge cansan biye, bilesen!

09 Mayis 2014 / KONYA / 17.55