Şimdiye dek ne öğrendi isem bununla ilgili, anladım ki yanlışmış. Her iyi niyet iyi kapılara çıkmazmış meğer. Her çaba güzel sonuçlar doğurmazmış. Şimdi dünya yıkılmış da altında kalmışım gibi hissederim kendimi. Küçücük omuzlarım bu ağır yükü sırtlanmaya hazır mı? Ruhumda ağır bir yorgunluk var. Ne yapsam geçmek bilmiyor. Avare avare dolanırım artık etrafta.
Dürüstlük ve samimiyet bekleyen yüreğim, bu beklentinin dünya denen şu adını anmak istemediğim mekanda ne kadar da yanlış olduğunu geç anladı. En büyük rahatlığın beklentisizlik olduğunu bilmeme rağmen neden dürüstlük bekledim ki sanki?
Her düş bir kırıklığa yol açtı sinemde. Kül ufak olmuş bedenimin tüm kemikleri. Hareket etmeye kalksam sağlam kalmış bir kaç kemik batıyor yüreğime. Dermanım yok. Düşsüzlük yoluna girmek ne zormuş meğerse... Şimdi metruk bir viranede gözüne uyku girmeden bekleyen, üstelik her görenin lanetli sanıp kaçtığı bir baykuş gibiyim.
Münzevi yaşam ruhuma iyi gelir belki. Lâkin keşke bu yolu ben seçmiş olsa idim. Hayatta kırıla döküle her beklentiden vazgeçmeyi öğrenmek, oksijen tüpü takmadan okyanusa atlamak gibi bişeymiş. Nefesler boğazında değil, ciğerinin tam orta yerinde tıkanıp kalıyor. Nefes alamamanın ne demek olduğunu bilir misin sen? Ben bilirim. "Allah düşmanlara bile vermesin" denecek kadar zordur. Zorla çıkarmaya çalıştığın nefeslerin bir türlü çıkamamasından sebep doğan o garip ses kulaklarında yankılanırken, her yeni çabada biraz daha ölürsün. Konuşamazsın, çünkü nefesin yetmez. Yatamazsın, çünkü nefesin yetmez. Yeyip içemezsin, çünkü nefessizsindir. Yapacağın hiç bir şey yoktur dua etmekten başka. Sığınmanın o eşsiz hazzını tadarsın günlerce. "İyi ki tanıyorum Sen'i" dersin. Şu hayatta her kim iterse itsin seni, her yanlışına rağmen seni kabul edip bırakmayan Tek Varlık O'dur. Bunu bir kez daha anlarsın.
İnsan denen mahlukun senden vaz geçmesi için bir hata işlemene de gerek yoktur bazen. Bazen o sadece kendine güvenmediği için kaçar senden. Belki attığın adımı samimi bulmaz, fakat maskelice inanmış görünür sana. Ne yapacağını bilemezsin. Neden olduğunu bilemezsin. Her kapı sonunda aynı yere çıkmaz mı zaten? İşte en nihayetinde "yorumsuz bir hayatı seçiyorum" dersin. Belki geç kalmışsındır bunu söylemek için. Uçurumun kenarında fütursuzca dolanırken yalınayak, ayaklarından akan kanları bile fark etmeyecek kadar hissizleşmişsindir artık. Vazgeçersin herkesten/her şeyden. Kolay değil gözüm kolay değil. Ben anlıyorum seni. "Öteki" olmak ne zordur ben anlıyorum. Bırak başkaları anlamasın. Gel sen bu sefer beni dinle. Yorumsuz bir hayatı seçelim birlikte. Sen, ben bir de Zehre...
18 Ocak 2012 / KONYA / 10.24
Hayat için yapılabilecek en güzel seçimi yapmışsınız.'Yorumsuz bir hayat'
YanıtlaSilDestiny, sağolun. Huzur bunda diye düşünüyorum.
YanıtlaSilVazgeçtim ''Yorumsuz bir hayatı seçiyorum''
YanıtlaSilayy bayıldım bu söze.Tam benlik...
İnsanları anlamamanın,bazen olması gerekeni anlatamamanın vereceği sıkıntı yerine '''Vazgeçtim ,yorumsuz bir hayatı seçiyorum''....çok rahatlatıcı bence...
Yazın ve başlığı çok hoşuma gitti.Ellerine sağlık ablacım...
Süheyla Abla, bence de rahatlatıcı. Tırnak içindeki kısım yani "yorumsuz bir hayatı seçiyorum" sözü, Yusuf Hayaloğlu'nun Bir Veda Havası adlı şiirinden. En sevdiğim sözlerdendir. Yorumun için teşekkürler.
YanıtlaSilYorumsuz...
YanıtlaSilHello, Urfa Tutkunu.
YanıtlaSilYour work is embraced in your gentleness.
Thank you for the warmth of your heart.
The prayer for all peace.
Have a good weekend. From Japan ruma ❃
En güzel yorum, yorumsuz olmak Muhterem.
YanıtlaSilHi Ruma,
YanıtlaSilThank you very much for your kindly comment.
And the Shirakawa Village is wonderful. Thank you very much for sharing.
Have a nice weekend.
Canım ne güzel bir yazı..Hayırlı kandiller
YanıtlaSilAllah a emanet olasın..
Teşekkür ederim Rumma'cım. Kandilin mübarek olsun. Hayırlı cumalar.
YanıtlaSil