27 Mart 2013 Çarşamba

İstanbul'dan Konya'ya / Merhaba


Arkadaşlar merhaba,
Uzun bir süre aranızda olamadım. İzindeydim. Bu süre zarfında bir de İstanbul ziyaretim oldu. Aslında dönüş yazımı İstanbul gezi yazısı olarak düşünmüştüm ancak usb belleğimde olan fotoğrafları blog için düzenlerken, bellek aniden bozuldu. Bilgisayara takınca "USB Aygıtı Tanınmadı" diye bir yazı çıkıyor. Kurtarmak için bir kaç yöntem denedim ancak olmadı. Hâlâ uğraşıyorum. Umarım kurtarabilirim. Sürücüsünü yeniden yüklemem gerekiyormuş fakat onu da internetten bulamadım. Bu sıkıntıyla daha evvel karşılaşanlarınız oldu mu? Ya da çözümünü bilen biri var mı =) Yukarıdaki fotoğrafı internetten aldım. En yakın zamanda kendi fotoğraflarımla yazımı ekleyebilmeyi umuyorum. Hepinize sevgilerimle,

4 Mart 2013 Pazartesi

Zehrem'e Naz


"Dünyada en zor şey kırılan bir kalbi onarmaktır" demiş şair. Peki ya onarılması şöyle dursun, kırılan bir kalbi umarsızca tekrar tekrar kırana ne denir Zehrem? Dünyada her yeni gün doğumu, yeni bir umuttur; seni bulabilmek için. Dünyada her yeni gün batımı, yeni bir umuttur; seni rüyada görebilmek için. Lakin bunca kırgınlığın içinde, beklemek çok yoruyor be Zehrem. Bazen çekip gitsem uzaklara diyorum. Adeta silinsem dünya yüzünden. Hiç bir iletişim ağı olmasa yanımda/yakınımda. Vazgeçsem her şeyden. Vazgeçsem seni beklemekten. Vazgeçsem kırılmaktan.

Kayalar arasından silkinerek çıkan bir papatya neler hisseder acaba? Yanında yöresinde başka hiç kimse de yoksa, nasıl bir yalnızlıktır yaşadığı? Belki de en güzeli, onun gibi olmaktır; kim bilir...

İflah olmamak, sürekli kendine kızmak duygusunu bilir misin? "Yorgunum, çünkü yorgunluğumun yaşamak gibi bir anlamı  var." 

Özledim seni be Zehrem. Biliyorum, illa ki güleç yüzlüsün. Senin o gülen gözlerini görmek istiyorum artık. Yorgunlukları kırgınlıkları silip dünden, tertemiz bir bugüne uyanmak istiyorum yepyeni ve sıcacık umutlarla.
"Ellerimi uzatsam, tutar mısın Hevâl'im?"

04 Mart 2013 / KONYA / 22.25

NOT: Resim internetten alıntıdır.