26 Haziran 2015 Cuma

YUSUF


Yusuf o gün işten döndüğünde kapıda kendisi için bırakılmış bir zarf gördü. Üzerinde isim yoktu. Acaba kimden geliyordu bu zarf? Bir tahmini vardı elbet ancak yine de emin olamıyordu. Büyük bir merak ve aceleyle içeri girdi. Bir an evvel zarfı açıp içindeki mektubu okumak istiyordu. Ancak diğer yandan da adeta kendisini daha da heyecanlandırmak istermiş gibi davranıyordu. Önce mutfağa gitti. Kendisine güzel bir kahve yaptı. O an açlığını falan unutmuştu. Aklında sadece mektup vardı. Kahvesini ve mektubunu alarak camın önündeki koltuğa geçti. Kahveyi fiskos masasına bırakıp büyük bir özenle zarfı açtı. Adeta mektubu incitmek istemiyor, açarken azami dikkat gösteriyordu. Sanki kimden geldiğini bilir gibiydi...

"Merhaba Yusuf,
Sözlerime başlarken kim olduğumu yazmayacağım. Biliyorum merak ediyorsun. Ama sen zaten kim olduğumu biliyorsun...

Her ne kadar sen benim farketmediğimi zannetsen de, ben her şeyin farkındayım. Her akşam iş çıkışıma gelişini, evime varana kadar arkamdan sessizce beni izleyişini, izin günlerimde beni görebilmek umuduyla saat 23ü vururken penceremin altında bekleyişini, hafta sonları kapıma kırmızı güller bırakışını, ama tüm bunlara rağmen sessiz kalışını biliyorum. Şu an nasıl şaşırdığını tahmin edebiliyorum. Bunlardan habersiz olduğumu zannediyordun değil mi? Oysa şairin dediğini unutuyorsun: 'Kalpten kalbe bir yol vardır'. 

'Adımın Yusuf olduğunu da nereden çıkardın?' dediğini duyar gibiyim. Evet haklısın, adını bilmiyorum. Yusuf yüzlüsün ya, o yüzden kendimce sana Yusuf adını verdim."

Yusuf mektubu hayret ve heyecanla okumaya devam ederken, bu son cümleyle adeta sarsıldı. O sevdiceğinin her şeyden habersiz olduğunu sanırken, sevdiceği onun adını bile doğru bilmişti. Tevafuk dedikleri bu olsa gerekti. Yusuf heyecanla okumaya devam etti:

"Şimdi sana 'beni anlıyor musun?' diye sorsam, evet dersin. Halbuki anlayamazsın, ikimiz de biliyoruz bunu. Sen böyle gölge gibi davranırken neler hissettiğimi anlayamazsın Yusuf. Şu hayatta en muzdarip olduğum davranış biçimi -mış gibi yapmaktır. Oysa güzel günlere erişmek varken niçin oyalanır insanoğlu? Ya da hislerinden emin değilse niçin seviyormuş gibi yapar? Umut en güzel ekmeğidir garip ruhların. Ve umutla oynamak en zalimce davranıştır. Sen hiç umutlarını yitirme noktasına geldin mi Yusuf? Sen hiç vazgeçtin mi her şeyden? Hiç debelendin mi karanlık odalarda tek başına? Hiç ruhunla baş başa ıstırap çektin mi? Hiç 'neden?' diye sordun mu kendine? Ve sonra vazgeçtin mi hiç nedenleri düşünmekten? Bilemezsin Yusuf, anlayamazsın. Neler yaşadığımı, neler hissettiğimi anlayamazsın.

Tüm bunlara rağmen, hayata umutla bakmaya çalışıyorum ben. Nasıl zor bu bir bilsen... Ancak çaresizim. İki yol yok önümde. Tek seçeneğim var. Her şeyden vazgeçmek uymaz bana. Çünkü Müslüman'ım. Rabb'im yasak etmiş bunu. Ve kalan tek seçenek; herkese ve her şeye rağmen umut beslemem. Umutsuz yaşanmıyor çünkü. Senden rica ediyorum Yusuf, lütfen benim umudumla oynama. Zor imtihanlardan geçtim ben. Sırtıma bir tane daha yük bindirme. Ya gel ya git. Gölge olma. Güzel günlere kavuşmak dururken bu eziyet neden? Sakın Şems'im olma benim Yusuf. Ben sana Kimya olmaya hazırken, beni kendine Mevlana etme..."

Yusuf son satırları okurken gözlerinden boşanan yaşlara engel olamadı. Sevdiceğine nasıl zarar verdiğini şimdi daha iyi anlıyordu. Tek maksadı onu mutlu etmekken, bilmeden de olsa ona zarar vermişti. O gün sabahın ilk ışıklarını o sandalyede karşıladı Yusuf. Hiç kıpırdamadan, sürekli yolu izleyerek. Aklında mütemadiyen tek bir cümle:

"Ben sana Kimya olmaya hazırken, beni kendine Mevlana etme..."

26 Haziran 2015 / KONYA / 16.10


NOT: Fotoğraf alıntıdır.

19 Haziran 2015 Cuma

Urfa ve Ramazan

Urfam'ın ağaçları pembe pembe açıyor,
Gönlümün yamaçları yarenini arıyor,
Rabb'im'iz ramazanda rahmetini saçıyor,
Kullarsa O Kapı'ya hacetini soruyor.

Huzur ile geçelim bu mübarek günlerden,
Bal şerbetin içelim rahmet kaselerinden,
Arınıp tövbe ile paklanalım içerden,
Yeniden dirilelim güneş gibi göklerden.

19 Haziran 2015 / KONYA / 00.05

16 Haziran 2015 Salı

AbdUllah'a Notlar-4



* Neyi istediğine karar vermek hayati önem taşır. Unutma, en kötü karar kararsızlıktır.

* Çok istediğin şeyler sen peşinden koşarken olmazlar. Ne zaman ki koşmaktan vazgeçtin, onlar senin kapını çalarlar.

* Sevgi, her koşulda iyi hissetmeni sağlayan bir sığınaktır. Sevmekten ve sevgini göstermekten korkma.

* İnsanlara cici görünmek için değil, kendin için harca çabanı. İçinde nasıl dayanıklı &çalışkan bir yürek vardır bilemezsin.

* Seviyorsan direkt gitme peşinden. Severken analiz zordur lakin evvela bir bak o bu sevgiye layık bir adem mi diye. Eğer öyle ise akışa kapıl gitsin.

* Gereksiz alınganlıklar sergileme. Ancak bir kıymetlin sana gönül koymuşsa hemencecik "yanlış düşünüyorsun" deme. Belki o, senin görmediğin bir noktayı görüyordur ve haklıdır.

* Kime ne kadar güveneceğini iyi belirle.

*Ben billirim'ci olma. Bir gün dünyan tersine döner ve bir anda aslında hiç bir şey bilmediğini anlarsın.

* Her şey insanlar içindir. Devran tersine dönerse yoğurt böreği gibi kendini salmayı değil, çelik gibi güçlü durmayı seç.

* Ilk görünüşe göre hüküm verme. Bazen olayların iç yüzü tahmin etmediğin kadar bambaşka olabilir.

* Bir insan için gelen mutluluk, aynı koşullardaki bir başka insana uğramayabilir. "Neden?" deme; imtihandır.

*Ne yaparsan yap, hep hüsn-ü niyet üzere ol.

* Pozitif enerji bulaşıcıdır. Cıvıl cıvıl ve güleç insanlarla bir arada olmayı seç.

* Saplantılarından kurtul. Öyle ki bazen sana çok daha iyisi nasip edilecektir. Bilemezsin.

* Hedefe kilitlen. Böyle yaparsan er ya da geç varırsın.

* İlk adımı hayır olanın sonrası gül bahçesi olur. İlle de niyetine dikkat et.

* Bazen 'olsun, olsun' diye ısrar ettiğin, imtihanın olur. Ayağına gelen ve tepmekte ısrar ettiğin fırsatlar ise mutluluğun.

* Mutluluk bir seçimdir AbdUllah unutma. Ve insan seçimlerini yaşar.

16 Haziran 2015 / KONYA / 02.49-05.30

12 Haziran 2015 Cuma

BAZEN-2

Bazen sadece olmasını istersin bir şeylerin. Arkayı önü düşünmezsin belki de. Öyle istiyorsundur ki, unutursun o an "karışma karıştırma" ilkesini. Sanki o şey oluverse dünya daha yaşanılası bir yer olacaktır. Sanki o şey oluverse güneş bir başka parlayacaktır. Ve başlarsın bu hedefin olması için çalışmalara. Gayret, doğru konuda olursa güzeldir gözüm. Senin kudret elinin yetişmeyeceği, dahası halli üzerine vazife olmayan konularda olursa; ancak boşa kürek çekmektir o. Niçin karışır karıştırırsın? Niçin heder almazsın "mazi" denilen hazineden? Hani o çok istediğin hedefler var ya, hani uğruna kaç gece uykusuz kaldıkların; bir gün bir perde açılıverir önünde ve o an anlarsın ki hakikat hiç de senin sandığın gibi değilmiş. Bunlar sana gizliyse de Allah'a (cc) ayandır. Madem öyle niçin yıpratırsın kendini? Yapacağın/söyleyeceğin üç kaide belidir:
* "Karışma, karıştırma."
* "Takma kafana tokadan başka bir şey."
* "Ya Rabb'i, ben pişmanım."

12 Haziran 2015 / KONYA / 01.42