10 Kasım 2011 Perşembe

2. ULUSLARARASI HELÂL VE SAĞLIKLI ÜRÜNLER FUARI'NDAYDIM


13-16 Ekim 2011 tarihlerinde CNR Ekspo fuar merkezinde bulunan 2. Uluslararası Helâl Ve Sağlıklı Ürünler Fuarı'na 15 Ekim cumartesi günü ziyaretçi olarak katıldım. Konya'dan bir otobüs dolusu Gıda ve Ziraat Mühendisleri ekibi olarak ziyarete gidiliyordu. Geziyi tertipleyen arkadaş benim de bu konuya ilgim olduğunu bildiği için bir tane de Makina Mühendisi ekleniverdi otobüse =)

İlk defa bir helâl gıda fuarını ziyaret ettim ve biraz şaşırdım doğrusu. Ben markalardan ziyade maddeleri tanıyacağımız bir fuar bekliyordum. Oysa "helal gıda üretiyorum" diyen fuara katılmıştı. Fazla büyük olmayan tek bir salondu ve katılım bence azdı. Bu konuda daha bilinçli olur ve helalde ısrarcı tüketiciler olursak firmalar da bu yöndeki çalışmalarına hız verir diye düşünüyorum.

Helal gıdanın haricinde bilhassa Endonezya'dan gelen kıyafetler ve çeşitli eşyalar da vardı fuarda.

Fuarda en çok dikkatimi çeken iki stand Gimdes ve Afia Gıda oldu. Afia Gıda'yı internet sitesinden zaten takip ediyorum ama orada tüm ürünlerini birden görünce bu kadar kısa zamanda bunca çeşit çıkarmalarını gerçekten takdir ettim. Helal gıda üretim ve tüketimi için özveri ile çalıştıkları her hallerinden nasıl da belli oluyordu.

Gimdes standında verdiği bilgilerin haricinde Konya ekibi olarak bizlere küçük bir seminer düzenledi. Gimdes Başkanı da sonradan bu seminere iştirak etti ve sorularımızı yanıtladı. Gerek bu seminerde gerekse standlarda öğrendiğim bazı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum:

*Gimdes'in web sitesinde, markalara verdiği helal sertifikalarının hangi ürünlerde ve hangi tarihten itibaren olduğu yazıyormuş. Bu uygulamaya geçmişler ve tarihleri takip etmemizi bilhassa tembih ettiler. "Eğer başvuruda bulunan firma sertifikayı bugün aldıysa, raflarda şu an satışta olan bu günden önce üretilmiş ve denetlenmemiş ürünleri bizim garantimiz altında değildir" dediler.

*X firması helal sertifikası aldığında, yine web sitesinden bu sertifikanın hangi ürüne verildiğini takip etmek gerekiyormuş. Örneğin X firması tavuk, işlenmiş tavuk, bisküvi, salam, sosis, vb... bir çok ürün üretiyor. Sertifikanın altında misalen "parçalı ve tüm tavuk" yazıyorsa, X firmasının sadece o ürünleri helal sertifikalı anlamına geliyormuş. Diğerleri için ya başvurusu yok ya da denetimleri geçememiş.

*Bir mezhebe göre helal kabul edilip başka mezhebe göre sakıncalı olan ürünler olabildiği için her sertifikanın altına dört Hak mezhebin isimlerini yazıp küçük kutucuklar açmışlar. Hangi kutucuk işaretli ise ona göre helal anlamını taşıyormuş.

*Helal Tavuk Etine Dikkat başlıklı Erpiliç firma gezisi yazımda tavuk yemlerinde hayvan kemiği tozu kullanıldığını yazmıştım. Sebebini sorup merak eden sizler için öğrenip not ettim. Aslında bildiğimiz bir sebebi varmış. Tavuğun etçil bir yönü de vardır. Mesela tavuk kurbağa da yer akrep de yer. Ya da civcivken kendi cinsinden bir başka hayvanın arka tarafından yemeye başlar ve hayvanı yer. Ki bunu bizzat tecrübe ettim. İlkokulda iki civciv almıştım. Cadaloz olanı saf olanını yemişti gerçekten. İşte bu sebepten tavukta hayvansal yağ ve kemik yem olarak kullanılıyormuş ve çabucak kilo aldırıyormuş. Fakat mesela danalar böyle değildir. Onlar sadece ot yemeye programlanarak yaratılmış hayvanlar olduklarından, danaya hayvansal yem yedirirseniz farklı hastalıklar baş gösterir. Bir zaman pürtleyen deli dana hastalığının asıl sebebinin de bu olduğu açıklanmıştı, hatırlarsanız. Yani özetle hilkate karşı çıkmamak gerekiyor.

*Tavuk kesiminde hayvana verilen voltajın sadece bayılmayı sağlayacak seviyede olması gerekmektedir. Bu tedbir otomasyon sistemli kesimhanelerde hayvanın zincirden çıkmaması içindir. Düşük voltaj verilen bir tavuk zincirden alınıp yere bırakılırsa 60 ile 90 saniye arasında ayılır. Bilinci yerine gelir. Oysa ölüm gerçekleşmişse tavuk ayılamaz. Yüksek voltaj verildiğinde kalp durduğundan dolayı kan pompalanması da durur ve her tavukta bulunan 200 gr kan vucutta donar. Hayvanı kestiğinizde de dışarı çıkmaz. Sadece kesilmekten kaynaklanan az bir kan sızar boyundan. Oysa öldürmeden bayan voltaj kullanan firmaların kestiği tavuğun altına bardak tutarsanız, akan kanla bardak dolar. Bir kesimhanenin günde ortalama 350.000 adet tavuk kestiğini düşünürsek, sadece bir günde bir kesimhaneden 35 ton kan çıkmakta. Helale harama dikkat etmeyen bir firma için 35 ton küçümsenmeyecek bir rakam ve kiloya ekleyip kâr olarak görmeleri mümkün ne yazık ki.

* Kan çok hızlı bir bakteri üreticisidir. Kanı akıtmayan firmalar bu çabuk bozulmayı engellemek için tavuğun yıkama suyuna yüksek oranda klor eklerler. O zaman tavuk bembeyaz görünür ve bu zararlıdır. Tavuğun gerçek rengi kehribar sarısıdır. Mor ve kırmızı görünüyorsa da tavuğun kanı akmamış ve kılcal damarlarda kalmış demektir.

*Tavuk dezenfeksiyonunda bazı firmalar gaz haldeki klor di oksit kullanırken, bazıları sıvı haldeki kloru tercih ediyorlar. Klor ozonun seyreltilmiş halidir ve kanserojendir. Klor di oksit ise işini bitirdikten sonra ortamı terketmektedir ve çok maliyetli olduğu için pek çok firma tarafından tercih edilmez. Klorlu bir şebeke suyundan bir ay boyunca içeceğimiz sudan alacağımız klor miktarı ile, iki adet tavuk yesek alacağımız klor miktarı aynı imiş. Ne korkunç bir rakam! Burada klor di oksit kullanan firmaları araştırmalı ve onların ürünlerini tercih etmeliyiz. Yukarıda bahsettiğim yazımda Erpiliç firmasının gaz klor kullandığını ifade etmiştim. Tekrar belirteyim burada da.

* Cochineal adlı böceğin ezilmesi (preslenmesi) sonucu elde edilen karmin ya da E124 maddesinin kırmızı ve pembe renkli ürünlerde çokça kullanıldığını bilmeyenimiz kalmamıştır artık. Bilhassa kola, meyveli yoğurtlar, dondurmalar, sakızlar, bisküviler, salam-sosis-sucuk grubu gibi ürünlerde kullanılıyor karmin. Bazı firmalar buna alternatif olarak kırmızı pancar kullanıyorlar. Türkiye'de çok güvenilir olarak bilinen gıda devi bir markanın dondurmasında karmin, Yahudi firması olarak bilinen bir markanın ise aynı tür dondurmasında pancar kırmızısı kullanması ne kadar ilginç değil mi!!! Araştırmalıyız arkadaşlar. Yıllardır uyutulduğumuz gibi "Bu firma güvenilirdir" deyip atlamayalım ürünlere. İşte helal gıda fuarında karmin konusunda da ilginç bilgiler öğrendim. Birincisi, Gıda Mühendisi bir arkadaşım kantin kurarken "satılacak ürünlerden vebale girmeyeyim" dediği için kendisiyle iki koldan günlerce araştırma yapmıştık karmin hakkında. Bazı fetva otoriteleri "kesinlikle haramdır" derken bazıları da "kimyasal işlem gördüğü için helalleşmiştir" dediler. Karar veremediğinde gönlüne danış denmiş ya, benim gönlüm hiç kanaat etmedi bu kimyasal işlem olayına. Yani böcek böcektir kan da kandır işte. Iyyyyy ezilmiş böcek yenir mi ya Hu! Seminerde bunu Gimdes'e özellikle sorduk. Kesinlikle uygun değildir yenilmesi dediler. Zaten benim gönlüm de bu yönde kanaat etmişti. Erpiliç standında ise şunu öğrendik. Erpiliç salam gibi ürünlerine kırmızı renk maddesi olarak karmin kullanmamak için bir araştırma yapmış ve pancar kırmızısı kullanıyorlarmış. Fakat bu renk olayından tamamen kurtulmak için argeleri yeni bir çalışma yapıyormuş. Kim bilir önümüzdeki günlerde nasipse görürüz beyaz serilerini.

*Türkiye'de sucuğa helal sertifikası almış sadece iki firma olduğu vurgulandı fuarda. Afia Gıda Sucuk ve Şifa Sucuk. Fuarı gezerken Şifa sucuğun standında görevlisi tattırmak için sucukları dilimliyordu. Hakikaten de evde yaptığımız sucuklar gibi bir ucu ezik ve tam yuvarlak olmayan halkalar çıkıyordu dilimlere. Buradaki iki ifadesi sanırım Gimdes içindi. Çünkü şimdi reklamlarda Aytaç Sucuk çıkıyor TSE'den helal sertifikalı diye. Bu arada bu fuarda helal sertifikası veren TSE'nin yer almayışını çok manidar bulduğumu da söylemeden geçemeyeceğim.

*Tavuk gribinden sonra satılan ve reklamlarda güvenilir diye övüle övüle tavana çıkarılan bir tavuk firması vardı. O bölgede yaşayan bir akrabamızdan daha o zamanlarda dinlemiştik hikayeyi, tavuk gribinin bu ve bunun gibi bir iki firmayı batırıp sattırmak için çıkarıldığını ve bir beyin savaşı olduğunu. Ki zamanla bu iyice ortaya çıktı zaten. Neden o dönemde tavuk firmalarımızın bazıları el değiştirdi dersiniz!! İşte bu helal gıda fuarı gezimizde, bahsettiğim bu firmanın; İsrail'in Türkiye'deki denek firması olduğunu öğrendim. Özetle diyeceğim, aldığımız her üründe yerli firmaları ve yerlilerin içinde de güvenilir olanları tercih etmeliyiz. Menşeini araştırmalıyız kimindir bu firma diye. Nerelere bulaşmış bu helal olmayan ve sağlıksız gıda üreticileri bir bilseniz... Araştırdıkça büyüyor bu deprem. Araştıralım arkadaşlar. Lütfen araştıralım.

Kendimizi, neslimizi ve geleceğimizi helâl ve sağlıklı ürünlerle besleyebilmek duasıyla. Hepinize sevgilerimle.

6 yorum:

  1. tatlım oradan öğrendiğin çok şel olmuştur mutlaka.. bizi de aydınlattığın için teşekkür ederim.. tebrik ederim :)

    YanıtlaSil
  2. Bu bilgiler için teşekkürler.

    gulenmutfak.blogspot.com

    YanıtlaSil
  3. Ablacım yeni okudum bu yazını.Çok bilgilendirici oldu.Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  4. kemalpasatatlisi.com14 Ocak 2012 16:52

    aslıhan cım,
    yazını ilgiyle ve dikkatle okudum. Erpiliçten başka tavuk eti almıyoruz, ki onu da çok nadir kullanıyoruz.Sucuğu güvendiğimiz bir kasaptan alıyoruz,ama çikolata vb. ürünlerde hep ülker kullanıyoruz, afia dediğin markayı buralarda bulmak imkansız ve kargo ile istemekten başka çare var mı? bilgilerini daha detaylı paylaşabilir misin? sevgiler..

    YanıtlaSil
  5. Mine Ablacığım,
    Afia Gıda'nın il il satış noktaları şu linkte yer alıyor:
    http://www.afiagida.com/index.php?B=Sayfalar&SayfaId=5
    Zannederim size yakın olanı yok. Ama internetten de sipariş verebilirsin şu linkten:
    http://www.afiagida.com/
    Belli bir miktarın üzerine geçince kargosu da ücretsiz oluyordu. Sucukları da var bu arada =) Kendilerini gün gün geliştiriyorlar. Sonunda ketçap mayonez de çıkarmışlar. Ürünleri güzel, tattıklarımı beğendim ben. Bilhassa ekmeğe sürülebilir çikolatasını tavsiye ederim.
    Çocukluğumuzdan beri en çok o dediğin markaya güvenirdik nedense ama (kendime göre) ciddi bir araştırma yaptım ve yaklaşık 2 yıldır onların ürünlerini yemiyorum. En doğrusunu Allah bilir tabi. Sevgilerimle ablacığım.

    YanıtlaSil

Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.