20 Temmuz 2021 Salı

Alacağın Olsun Zehrem




Ben daha çocuk sayılacak yaşlardayken çok severek dinlediğim ve söylediğim bir ezgi vardı. Nereden bilirdim o ezginin bir gün hayatımın hakikati olacağını... 

"Özlemekten yorulmuşum, kapında durdur beni, 
Ucu sana dek uzanan bir zincire  vur beni, 
Beni çöllerden sorma ki sonra Mecnun yerinir, 
Aşksızlıktan taş kesilmiş şehirlere sor beni!" 

Yorgunum be Zehrem. Zihnim yorgun, bedenim yorgun, fikrim yorgun, hislerim yorgun; külliyen yorgunum senin anlayacağın. İnsan kendi hayatının yükünden yorulur mu? Gün gelip yoruluyormuş meğerse. Seni özlemekten bitap düştüm. Aradım, bulamadım. Aramaktan vazgeçtim, yine bulamadım. Bulduğumu sandığımdaysa Ağrı Dağı'nın zirvesinden yere çakıldım. Öyle şiddetli, öyle sert bir düşüştü ki bu; sinemde kırılmadık kemik kalmadı. Öldüm sonra. Sesler öldü, suretler öldü, lisan öldü. Karanlık, kapkaranlık bir mahzende yapayalnız kalakaldım. Çok korkunçtu Zehrem. Hâlâ çok korkunç... 

Sonra bir gün celladımı gördüm. İlginçtir, o bakışla dirildim. "Bu ne yaman çelişkidir" anlayamadım...

Nefes alınmayan şehirlerde beton binaların arasında bir başıma bıraktın ya beni, alacağın olsun! Olsun be gülüm, senin yine de canın sağ olsun! 

Her neredeysen, bayramın mübarek olsun Zehrem... 

20 Temmuz 2021 / KONYA / 00.40

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.