9 Mart 2019 Cumartesi

Kırık Sürahi ve Poşet Davası


Merhaba sevgili blog dostları. Ülkemizde uygulamaya konan poşetlerin ücretli olması durumu hepimizce malum. Doğayı ve gelecek nesilleri korumak adına geç kalınmış bile olan bu karar, maalesef pek çoklarını da rahatsız etti. Geçtiğimiz haftalarda yaklaşık bir buçuk aylık bir hastane maceram oldu. O günlerde bir gün hastanede beklerken orta yaşın az üzerinde bir beyin iki amcaya hararetli hararetli bir şeyler anlattığına şahit oldum. Kurduğu cümlelerden hükümet karşıtı olduğu ve bu işi oraya bağlamaya çalıştığı anlaşılıyordu. Ağzından köpükler saçarak poşet uygulamasını eleştirirken konuşmanın bir yerinde "yapacak hiç başka iş kalmadı da poşeti paralı yaptılar! Çok önemli bir iş bu çünkü!" diyerek cehaletinin nasıl uç noktada olduğunu kanıtladı. Şu yukarıdaki fotoğraf instagramda karşıma çıkmıştı. Sadece bu kare bile ücretli poşet uygulamasının ne kadar haklı bir uygulama olduğunun kanıtıyken insanlardaki bu öfke niye? Keşke insanlar karşıt görüşte oldukları hükümetlerin yaptıkları iyi işleri sırf siyaseten eleştirmek yerine bu konuda dünyaya katkı sağladığınız için bravo diyebilseler. Dünya yalnız bize ait değil ve maalesef insanoğlu diğer canlıların yaşama haklarına saygı göstermiyor çoğu zaman. Hangimiz marketlerde sonra kullanırım ya da evde çöp poşeti yaparım gibi düşünce ve sözlerle hakkı olmadığı halde fazladan poşet alanlara şahit olmadık ki? Böylesi menfi davranışların ve doğayı kendi elimizle yok edişin önüne geçmek için poşetlerin ücretli olması gerçekten çok iyi oldu. 


Bloğumda daha önce de bahsettiğim severek takip ettiğim blogger arkadaş Sergül'ü (@serrose) çoğunuz biliyorsunuzdur. Geçen gün Instagram'da soru cevap uygulaması yapmıştı. Ve fotoğraftaki soruya verdiği cevap beni gerçekten derinden etkiledi. Hepimizin hayatında kendisine emek verdiğimiz halde emeklerimizi hiçe sayıp göz göre göre bize ihanet eden insanlar olmuştur yahut olacaktır. Çünkü burası dünya. İnsan, dünya hayatında bir noktadan sonra 'bunu nasıl yapar?!' demekten vazgeçiyor ve 'insandır ne yapsa yeridir' demeyi öğreniyor. İşte bu tip durumlar için karşıdaki insanın ihanetinden etkilenip kendini tüketme noktasından kurtulma adına Sergül'ün verdiği cevap 

"Kırık sürahiye bile bile su eklemeye devam eder misin yoksa ondan vaz mı geçersin?" 

oldu  Son derece çarpıcı, etkileyici ve harika bir cevap. Hayatımızdaki tüm kırık sürahilere sonsuza dek elveda deyip, bir hediye olarak bize bahşedilmiş bu hayatın tadını çıkarıp hakkını vermeye devam edelim. Unutmayalım ki hayatın tekrarı yok! 

Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun. 

09 Mart 2019 / KONYA / 01.19

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.