Merhaba Manolya,
"Ahmet, niçin bana her zamanki gibi Manolyam demedin?" demezsin değil mi? Çünkü sen nedenini biliyorsun. Ben artık sana dair bir iyelik eki kullanamam. Ben tüm kırgınlığıma rağmen uzun zamandır senden bir haber beklerken, sen başka aşklara çoktan yelken açmışsın bile. Hani kalbimi kırarak gittiğin gün bana 'yine de cevabını bilmek isterim' demiştin ya, o an sana cevabımı söylemedim. Ne anlamı vardı ki artık konuşmanın? Sustum... İçimde tuttum. Ama aslında günler evvelinden hazırlamıştım yanıtımı. İkimiz için hususi bir anlamı olan o kırmızı gül vardı ya, onun fotoğrafını çekmiştim. Üzerine şu satırları yazıp cevap mahiyetinde sana gönderecektim:
"Seninle her şeye varım ben,
Sen benim uğurlu yolumsun."
Herkese ve her şeye rağmen sana bunları söyleyecektim. Lakin sen cevabımı bekleyemeden gittin. Uğur abinin şiirindeki sözler geliyor aklıma 'benim sevdam gerçek, senin aşkın yalan'. Yalanmışsın be Manolya! Oysa inanmıştım sana. Güvenmiştim. Söylediğin sözleri samimi zannetmiştim. Aslında ters olmadı mı bu? Hayatta yalan aşklara inandıran erkekler, inanansa kızlardır genellikle. Bizimki tam tersi oldu. Sen Ahmet'i inandırdın. Lakin her sözün koca bir yalandan ibaretmiş... Bilemedim ben. Sana Manolya adının verilmesi nasıl yanlışmış meğerse, bilemedim... Olsa olsa "hercai" denebilir sana. Hani sevdadan sevdaya koşan aldatıcı hercai... Ve sen bana tüm bunları yaptığında, beni Rabb'im'den başka kimse anlamadı. Neler hissettiğimi kimse bilmedi. Sessizlik içindeki feryadımı kimse duymadı. Hap olup yutayım istediler. "Üzülme" dediler. Bana hepsi 'üzülme' dediler de, sana 'neden üzdün?' demediler...
Ne garip değil mi? Şu hayatta bana en büyük kötülüğü de en büyük iyiliği de sen yaptın.
Bugün sana karşı ne hissediyorum? Bugün senden dolayı bana karşı ne hissediyorum? Bilmediğim yanlarımı öğrenmeme vesile oldun. Biraz acımasız olabilmek isterdim. Biraz vurdumduymaz olabilmek isterdim. Sana İbrahim Sadri'nin dediği gibi "adın batsın" diyebilmek isterdim. Demedim hiç birini. Diyemiyorum. Dilimi tutmayı başardım ya, gönlümü tutmayı başaramadım be Manolya! Âh etmişim. Yüreğim boynuna âhtan bir kolye takmış. Ben yüreğime söz geçiremedim. Etme dedimse de dinlemedi. Gayrı boynunda bu kolyeyle mutlu olur musun bilemem. Lakin yine de, yine de kocaman kocaman mutluluklar dilerim sana. Ve söyleyebildiğim tek şey, Uğur abinin dizeleri:
"Aşkın cenazesi var"...
12 Temmuz 2016/ 23.06 / KONYA
TÜM MANOLYA SERİSİ YAZILARI:
1. İçimdeki Boşluk2. Hayallerim ve Sen
3. Güllerin Kurudu Kaldı Ellerimde
4. Neden Manolyam?
Karlı dağlar kara bulut içinde
YanıtlaSilYaylası hüzünlü yöresi bir hoş
Sevdalı yolcular umut içinde
Hayalin düğünü töresi bir hoş
Han sarhoş hancı sarhoş
Yolda yabancı sarhoş
El çek tabip kalbimden
İçimdeki sancı sarhoş
---
Bahar gelmiş Nurhak dağı otlanmış
Bizim elde bayram günü kutlanmış
Ovalar dağılmış dostlar yatlanmış
Eyvah ayrılığın yaresi bir hoş
Mahzuni yıldızım aylar içinde
Bağlanmışım zülfü yaylar içinde
Yüzemez yunuslar çaylar içinde
Deniz vurgununun yaresi bir hoş
Bayramın mübarek olsun sevgili Adsız
Silsizinde bayramınız mübarek olsun Aslıhan hanım
SilTeşekkür ederim.
SilYa bu sesizlik,
YanıtlaSilbir de gece gibi üzerime çöküyor sensizlik.
Ya al beni de götür sol yanına,
Ya da savur canımı sensizliğin ölümcül diyarına...
Her zamanki gibi harikasın.
Sil