25 Eylül 2013 Çarşamba

SENDEN ÖNCE BEN

"Aşk vardır, ona inanmaktan vazgeçme."
                                                                     ***
Dün gece, bir süredir okumakta olduğum "Senden Önce Ben" adlı kitabı bitirebilmek için uyumadım. Öyle bir şey ki, insan kitabı elinden bırakamıyor. Yaklaşık 250 sayfayı devirdikten sonra sabahın ilk ışıklarında uyumaya çekilirken, bu kitaptan sonra öyle hemen uykuya dalamayacağımı ve bir şeyler yazmak istediğimi fark ettim. O ana kadar, ötenazi ile ölümünü isteyen ana karakter Will'e kızsam da, o an garip bir şekilde kendimi Will'i destekleyen bir yazı yazarken buldum. Bu kitap basit gibi görünse de, hayatı yeniden sorgulamama sebep olmuştu. Kitap bittiğinde aklımda onlarca düşünce vardı. Artık kuadriplejinin ne olduğunu biliyordum. Ve yaklaşık 2 yıl önce kısmı felç geçiren manevi amcamın yaşadıklarını daha iyi anlayabiliyordum. İnsanın aşktan dahi vazgeçebilişini ve bunun haklı sebeplerini görüyordum. Kitap bittiğinde alabora olmuş durumdaydım adeta. Ve günlüğüme yazdığım satırlarda hayatta kullanmadığım kaba iki kelimenin de kalemimden çıkmış olduğunu gördüm. Buna aldırış etmedim ve kelimeleri silmedim. Akışına bıraktım o anki hislerimi. İşte günlüğümdeki satırlar:

Saat sabahın beşini geçti. Gözümü kırpmadım bütün gece. Will Traynor'ın kendini nasıl öldürdüğünü okudum.

Will Traynor kesinlikle arkasından ağlanacak birisi. Bir kızın kalbini çalıp sonra da hiç bir şey söylemeden ortadan kaybolacak kadar öküz değil. "Seni seviyorum. Ama bu benim seçimim. Bunu anlamaya çalışmalısın." diyecek kadar cesur. Pek çoklarının asla yaşayamayacağı bir aşkı tüm imkansızlıklar içinde yaşarken, aldığı kararın ardında durup bu aşktan dahi vazgeçebilecek kadar kararlı. Will Traynor, ardından gözyaşı döktüğünüze pişman olacağınız salaklardan değil. Sahte aşklarla vakit öldürüp, en sonunda da kalpleri öldürenlerden değil. Lou gibi bir kızın içindeki yıldızları görecek kadar maden ustası. Sevgisini sahiplenecek kadar adam. Arkasından ağlanacak kadar kıymetli. Gittikten sonra bağlayacak kadar unutulmaz. Will Traynor, yaptığı şeyle kendisine 'bencil' demekten kendinizi alamasanız da, hayran kalacağınız kadar güçlü.

Will Traynor, bir roman kahramanı mı?!!! Hayattaki sahte suratların yanında, hayali olamayacak kadar gerçek ve kararlarından vazgeçmeyecek kadar adam.

Adam gibi adam.

Kitap bitti. Allak bullağım. Will Traynor ve Louisa Clark; ne kadar gerçektiniz...

25 Eylül 2013 / KONYA / 05.23

23 Eylül 2013 Pazartesi

BEDRİN ARSLANLARI


Bir arkadaşımın sorusu üzerine Bedrin Arslanları ve Çanakkale'nin Kınalı Kuzuları'nı düşündüm. 

Arkadaşın sorusu:

Mehmet Âkif Ersoy'un güzel bir şiiri var, Çanakkale şiiri.. Şiir güzel ama bir yer var diyor ki "Bedr'in arslanları ancak bu kadar şanlı idi." Burada ne demek istemiş sizce? Çanakkale'dekileri Bedir'de savaşan kahraman Sahabelere üstün mü tutuyor? Hani böyle bir kıyas yapmak yanlış değil mi? Eğer kastettiği buysa tabii "Bedir'dekiler bile bu kadar şanlı değil idi"" mi diyor sizce?

Urfa Tutkunu'nun cevabı:

Bu soruya cevap verebilmek için Çanakkale ruhunu bilmek ve anlamak gerekir. Çanakkale'de öyle bir savaş yaşanmıştır ki Allah Rasulü' nün (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) himmeti olmasa o savaşı kazanabilmek mümkün değildir. Savaşa katılanların anlattıklarını okuyunca-dinleyince dahi içi ürperiyor insanın. Mehmet Akif Ersoy RasulUllah aşığı bir insan. Cümle ilk okuyunca bu anlamı gösteriyor gibi görünse de bunu kasdetmemistir. Bu cümleyi uzun bir süre ben de düşünmüştüm ne demek istedi diye. Bence savaşın şiddetini ve İslam dünyası için ehemmiyetini anlatmak istedi. Biliyorsunuz Bedir İslam'ın ilk savaşı. Ve bu savaşın kazanılması İslam'ın yayılması adına çok önemliydi. Çanakkale de belki en az o derece önem arz ediyor. Çünkü Çanakkale savaşı kaybedilse idi bundan en büyük darbeyi milletimiz değil, Allah muhafaza Dinimiz(Dinimizin yayılması) almış olacaktı. Bu bilinçle 12-13 yaşındaki çocuklar dahi şevkle savaşa katılmış ve Allah için cihad etmişlerdi. Allah (Celle CelaluHu) hepsinden razı olsun. Hani tarihte din adına bazı dönüm noktaları olur ya, Bedir de Çanakkale de o dönüm noktalarındandı. Zannederim bunu anlatmak istedi rahmetli şair.

Bedrin Arslanları'na da Çanakkale'nin Kınalı Kuzuları'na da rahmet olsun. Rabb'im bizleri de onların şefaatine nail etsin.

12 Eylül 2013 Perşembe

Neden Parfüm Kullanmıyorsunuz? (!)

Merhaba arkadaşlar,

Armutlu'dan geldik ama bir rehavet çöktü ve yazamadım. Aslında sizinle paylaşmak istediğim farklı şeyler vardı ancak geçen gün yaşadığım ilginç bir olayı anlatmasam olmazdı.

O sabah biraz erken uyandım ve ne kadar çabalasam da tekrar uyuyamadım. Üstelik halsiz ve yorgun hissediyordum. Öğlene doğru olduğum yerde uyuyakalmışım =) Hani denir ya, 'kan uykudaydım' diye, işte tam o vaziyetteyken telefonum çaldı. Birden fırlayıp hayırdır diye açtım. Tanımadığım bir numara arıyordu ve telefonun ucundaki hanım Royal Grup'tan aradığını ve biraz görüşmek istediğini söyledi. Buyurun dedim ve düşündüm Royal Grup ne acaba diye. Aklıma bir tek halı olan Royal geldi =) Ama o değilmiş.

Telefondaki hanım "parfüm kullanıyor musunuz?" diye sordu. Şaşırdım. Zaten yeni uyanmışım. Ne parfümü, ne alaka? İlgiyi kuramadım. Hayır dedim. Neden ama demez mi? Size ne kardeşim diyeceğim, sıktım kendimi. DrFlor... bilmem ne diye bir kozmetik markası varmış. Adını bile ilk kez duyuyorum. Bana onun parfümünü tanıtacakmış. Yahu hiç telefonda parfüm tanıtılır mı? Kullanmıyorum, tercihim bu yönde dedim. "Ama neden kullanmıyorsunuz, bu kendi tercihiniz mi yoksa doktor falan mı kullanmayın dedi?" diye sordu. Doktor ne alakaysa? Hayır kendi tercihim diyorum; hala ama neden kullanmıyorsunuz diyor. Siz benim numaramı nereden aldınız dedim. Telefon operatörünüzden dedi. Nasıl yani diye sordum? Operatör numaramızı böyle her isteyene veriyor muydu? Kadın "hattı açtırırken reklam kampanya vs firmalarına numaramın verilmesini istiyorum diye bir seçenek olur. O seçeneğe evet dediğiniz için numaranızı paylaştılar." dedi. Böyle bir şeyden haberim vardı ve ben kesinlikle hiç kimse ile paylaşılmasın seçeneğini seçerek hattımı almıştım. Kadın bunu deyince "biliyorum, zaten ben hattı alırken paylaşılmaması seçeneğini seçmiştim. Bunun için gereğini yapacağım" dedim. Bozuldu ve kapattı.

Kan uykumdan uyandığım şu saçma sebebe bakar mısınız: "ama neden parfüm kullanmıyorsun?" Size ne yahu size ne!

Hattımı alırken kimseyle paylaşılmaması seçeneğini seçtiğim halde numaramın böyle reklam firmalarına verilmesini, bunu yapan operatörü kınıyorum. İnsanlar işlerini yapacaklarsa düzgün yapmalılar. Ayrıca müşteriye "ama neden ama neden" deyip duran satış temsilcisini ve firmasını da kınıyorum. Lütfen önce insan ilişkilerini ve konuşma adabını öğrenin, sonra bu işi yapın. Siz müşteriye hesap sorar tonda ama neden derseniz, o müşteri alası varsa da almaz. Benden söylemesi.

Yeni bir yazıda görüşmek umuduyla. Umut hep vâr olsun.