Kadın o gün gazetedeki köşesine diğer günlerden çok farklı bir yazı gönderdi. Dizgide bu yazıyı basmakla basmamak arasında bir tereddüt yaşandı. Ama sonuçta kadının iradesine müdahale etmemek için basmaya karar verdiler. Böyle bir yazı yazıyorsa bir bildiği vardı illa ki. Kadın gazetede çok ses getiren bir yazardı. Hazırladığı her yazı dizisi ülkede geniş yankı uyandırıyordu. Belli ki şu an farklı bir yazı dizisine başlayacaktı ve bu da onun ilk yazısıydı. O yüzden noktasına virgülüne dokunmadan yazıyı yayınlandılar. Yazı şöyleydi:
"Bu yazının kurguyla ve hayalle ilgisi yoktur. Birebir yaşanan gerçeklere dayanmaktadır. Yıllar öncesinden bir kişinin bana özür borcu vardır. Siz okuyucu dostlarımı bu yazıyla meşgul ettiğim için üzgünüm ama mezkur kişi ola ki görür diye yazıyorum. Adını zikredemem. Ancak mavi tesbih dersem o kendini bilecektir. Mavi tesbihin sahibi, yazımı görüyorsan bil ki borcunu ödemeni bekliyorum. Telefon numaramı biliyorsun, bana oradan ulaşabilirsin. Selametle"
İşte yazı burada nihayete eriyordu. Son derece kısa ve net yazılmıştı. Şimdi hem okuyucular hem de gazete ekibi heyecan ve merakla gelecek günlerin getireceği cevapları bekliyordu...
23 Ağustos 2024 / KONYA / 01.45
*Fotoğraf alıntıdır.
o kadar tespih çektin borcumu da öde bari :)
YanıtlaSilSenin yorumlarına bayılıyorum :)
SilYa tesbih çoktan kopup dağılmışsa? Ya tesbihi bile hatırlamıyorsa? Şahsen ben bireysel olarak o yazarın kalbini görmek hissetmek isterdim. Savaş sonrası gibi, kan ve revan mı yoksa... En büyük girdabımız kalbimiz
YanıtlaSilHaklısınız, bu da bir ihtimal. Eğer mavi tesbihin sahibi tesbihi dahi hatırlamıyorsa, zaten yazarın kalbini hiç hak etmemiş demektir. Bence yazar tesbih sahibinden hala bir özür bekliyorsa, belli ki kalbi yaralı. Tamir edilmeyi bekliyor. Ama eğer sizin dediğiniz gibiyse, görünen o ki çok bekler:)
Sil