24 Şubat 2019 Pazar

Yavuz'un Öyküsü


Her insan dünyada çeşit çeşit imtihanlar ile sınanır. O da pek çeşitli sınavlardan geçmekteydi. Öyle ki bazen kendisini dibin dibine vurmuş gibi hissediyor ve bulunduğu noktadan asla çıkamayacağını zannediyordu. Böyle anlarda kendisine hatırlatması gerekirdi ki hayat devam ediyorsa ümit de devam etmektedir. Ne diyeceksiniz işte, insanoğlu. Adı üstünde "nisyan" kökünden gelmektedir. Yani unutmaya pek bir meyillidir. Oysa çöktüğü dipten çıkmanın yolu bazen minik bir kediciğin gülüşünde, bazen esen rüzgarla kıpırdayan bir yaprakta, bazen de ekilen bir tohumun yeşermesinde gizlidir. Kainat kitabına boş gözlerle değil de okumak maksadıyla baktığında Cenab-ı Hakk'ın her yerde olduğunu ve ümidini daima diri tutman gerektiğini hatırlarsın. Unutsan da hatırlarsın...

İşte Yavuz böylesi zor günlerden geçerken hayatın gayesini unuttuğu için hataya düşüyor, kurtulmaya çalıştıkça daha beter batıyordu. Zira bir sözde de ifade edildiği gibi "Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir."* Ne yazık ki son günlerde Yavuz'un yaptığı tam olarak buydu! Kurtulmayı canı gönülden istiyor fakat yanlış yöntemler uyguladığı için iyice dibe batıyordu. Buna rağmen kalbinin derinliklerinden inanarak dua etmeyi asla bırakmamıştı. Mütemadiyen bu durumdan çıkmasına yardımcı olacak bir kurtarıcı için yakarıyordu. Bu kurtarıcı bazen bir insan olur bazen bir olay ya da bambaşka bir şey... Yavuz'a gönderilen kurtarıcı ise bir sağlık problemi olmuştu. Zahiri manada bir sorun gibi görünse de hakikatte tam bir rahmetti. Başına gelen bu sağlık imtihanı vesilesi ile unuttuklarını hatırlıyor, duruyor, duruluyordu.

Yavuz'un hayatta öğrendiği en önemli derslerden biri; hiçbir şeyi ilk bakışta göründüğü anlamı ile değerlendirmemekti. Ve işte bugün yine bu dersi tekrar etmişti. Bu pencereden bakınca başına gelen sıkıntıya üzülmüyor bilakis hamd ediyordu.

Insandı. Yaşı kaç olursa olsun daima öğrenecek bir şeyleri vardı. Bugünlerde aldığı en önemli derslerden biri (sözde değil özde) olanda hayır olduğu idi. Maddi ve manevi ne varsa fazla olan, her birinden teker teker kurtuluyor; hayatını ve zihnini sadeleştirdikçe rahatladığını hissediyordu. Bu aralar kalbine ve zihnine sık sık fısıldadığı sözcük

"Elhamdülİllah" idi.

Gösteren'e, İdrak Ettiren'e, Kurtaran'a Elhamdülİllah...

24 Şubat 2018 / KONYA / 23.54



*Aldous Huxley

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.