24 Kasım 2015 Salı

Yorgunum

"Bu kadar anlayışsız ve suskun olmayı nasıl başarıyorsun anlamıyorum?" dedi. "Benden ne istiyorsun? Neden mutlu olmamıza izin vermiyorsun?"

Telefonun diğer ucunda sessizlik hakimdi. Sonsuza dek bitmeyecekmiş gibi görünen bir sessizlik. Ve sonra devam etti aynı ses:

"Biliyor musun 'yorgunum. Çünkü yorgunluğumun yaşamak gibi bir anlamı var'dı. Oysa şimdi yaşamıyorum. Sen beni öldürdün. Güldürmeye çeyrek kala öldürdün beni. Tutanamıyorum. Nefesim çıkmıyor. Yaşayamıyorum. Ve böyle hissettiğim için kendimden nefret ediyorum. Yorgunum. Çünkü artık yorgunluğumun ölmek gibi bir anlamı var." dedi. Telefonun diğer ucundaki hâlâ konuşmuyordu. Konuşansa biliyordu ki ölüler işitilmezdi. Onu da işiten yoktu işte. Böylece iyice kanaat getirdi gerçekten öldüğüne. Ölmüştü. O güzel gözlerini hiç gülemeden kapatmıştı sonsuza dek.

"Yaziktur günahtur"...

24 Kasım 2015 / KONYA / 13.49

11 yorum:

  1. Sinemcim teşekkürler. Yapmaya çalışacağım en kısa zamanda.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba ,
    Bloğunuzu Sergül'den görüp geldim... Takibe aldım sizi. Benim bloğuma da beklerim. Sevgiler ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniz. Çok sevindim.İlk fırsatta ziyaretinize geleceğim.

      Sil
  3. Urfaya dair hicbirseyi sevmezken bu blogu cok sevdim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bloğuma hoşgeldiniz. Canım Urfam'a dair hoş anılar biriktirmenizi ve bloğumda daim olmanızı umuyorum:)

      Sil
  4. Urfaya dair hicbirseyi sevemezken bu blogu cok sevdim

    YanıtlaSil
  5. Hosbuldum..urfya dair pek hos anilarim yok olamayacak ama takipte olacagim

    YanıtlaSil

Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.