12 Ocak 2012 Perşembe

DARBELERLE TANIDIM



İnsanoğlunun darbe yemesi zahirde kötü gibi görünse de, çok zaman hayra vesile oluyor. Düşünüyorum da, zaman içinde pek çok kimseden vefasızlık gördüm. İnsanların onca unutmasına, onca yanlışına, belki onca ihanetine rağmen aklım ne derse desin, kalbim onlara hep bir şans daha verdi. Ortaokuldaydım. Ön sıramda oturan iki arkadaşım o gün İngilizce ödevlerini yapmamışlardı. Benden istediler. Derste ödevdeki soruları tek tek cevaplandıracaktık ve cevaplar kişiye özel olduğu için vermek istemedim. Bana derste parmak kaldırmayacaklarını, sadece öğretmen defterleri kontrol ederken “yapmadık” demekten çekindikleri için istediklerini söylediler. Ve söz verdiler cevaplarını kesinlikle okumayacağız diye. İnandım ve verdim ödevimi, defterlerine geçirdiler. Öğretmen sınıfa girdi ve önce defterleri kontrol etti. Herkes yapmıştı, sorun yoktu. Ardından soruları tek tek cevaplamaya başladık. Bu iki arkadaş, o güne kadar daha önce hiç yapmadıkları bir şekilde atıla atıla ve bağıra bağıra parmak kaldırmaya başladılar. Şaşırdım. Üzüldüm. Şok oldum. Nerden bilirdim yalanın ortaokul çocuklarına kadar bulaştığını?

Üniversiteden mezun olup ilk işime başladım. Satın alma sorumlusu yanıma gelip firmanın bel kemiği hükmündeki CD’ yi kaybettiğini ve CD’ nin tek kopyasının benim bilgisayarımda yüklü olduğunu söyledi. Bilgisayarıma format attırmayayım diye beni uyardı. Çünkü firmanın o bilgilere ihtiyacı vardı. Aradan bir ay kadar geçti, baktım ki bilgisayar uzmanları hafta sonları biz mesaiden çıktıktan sonra gelip odalara girerek bilgisayarları yeniliyor, formatlıyorlar. Genel Müdür’ e bilgi mahiyetinde anlattım olanları ve “ben yokken bilgisayarımı formatlattırmayın” dedim. “O CD bizim her şeyimiz. Nasıl olur da kaybeder!” dedi ve o sinirle Satın alma Sorumlusu’ nu aradı. Satın alma Sorumlusu da telefonda “hayır kaybetmedim. CD bende duruyor.” demesin mi? Ki telefonun sesi tiz çıkıyordu, böyle dediğini ben de duydum. Aradan bir saat kadar geçti ve Satın alma Sorumlusu bir iş için odama geldi. Ona Genel Müdür’ e neden öyle dediğini sordum. “Hayır, öyle demedim. CD hâlâ kayıp.” dedi bu sefer. Ölür müsün, öldürür müsün? Bu nasıl bir yüzdü böyle? Hiç anlamadım ve dilerim de hep anlamazlardan olayım hayırlısıyla.
İşte bu anlattıklarım; insanlardaki yalana, maskeye, riyaya dair sadece iki küçük örnek. Her gün kim bilir bunlara benzer ne olaylar yaşıyoruz… Ve Mevlâna Câmî diyordu ki:
“Yalnız Bir’ i iste, başkaları istenmeye değmiyor.
Bir’ i çağır, başkaları imdada gelmiyor.
Bir’ i talep et, başkalar layık değiller.”
İnsanı; sevdiklerinden, güvendiklerinden gelen darbeler daha çok sarsıyor. Ve fakat insan bunları yaşaya yaşaya, daha çok tahlil etmeye başlıyor hayatı ve olayları. Düşündüm de; kim ne yaparsa yapsın eğer ölüm anı gelmeden ve ye’s ‘ e düşmeden pişman oluyorsa, Cenab-ı Hak o kişiyi katına kabul ediyor. Ve kişi cahiliye devrinde ne yaparsa yapsın, gelip de “Pişmanım Ya RasulAllah” derse, O Gönüller Sultanı kabul ediyor hanesine. O halde fani yavukluların, fani arkadaşların, fani dünyanın peşinden bunca koşmalar neden? Hakiki Mahbub, Hakiki Matlup, Hakiki Mabud ancak O’ dur. Ve koşulacak Hakiki Kucak ancak Efendimiz’ e aittir. Hani göz bebeği amcası Hazreti Hamza’ yı şehit eden Vahşi’ yi bile kabul edip, O’ na “Hazreti Vahşi” dememize vesile olmuştu ya; hatırladın mı? O halde dünyanın ve insanların bunca vefasızlığından ders çıkar kendine ey nefsim! Ve darbelerle yılmaktansa, hangi Kucağa sığınacağını daha iyi anla.
15.10.07 / KONYA / 15.48

12 yorum:

  1. Keşke herkesi her şeye rağmen kucaklayabilsek...Cidden öyle şeyler yapıyorlar ki karşılarında sadece saf saf baka kalıyorsunuz.Anlam veremiyorsunuz mantığınız kabul etmiyor yapılanları.Ve evet çok haklısın Peygamberimiz kimleri affetti..O'nu örnek almalıyız ve örnek almak için bize yürek versin Rabbim..

    Allah sevgisini yüreğinden çıkarmayanlarla karşılaşmamızı nasip etsin inşaallah..

    Sevgiler..

    YanıtlaSil
  2. Aslıhancığım,bende yaşamışımdır buna benzerlerini ne yapalım RABBİM ,biliyor diye teselli buluyorum önemli olanda bu sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. canımm ablammm çok üzüldüm ben yaa.. sen o kadar temiz kalplisin ki insanların bazılarının yüzüne niyetleri yansır ama sen o temiz bakışınla onu bile görememişsin.. Allah seni her türlü beladan korusun ve gönlünün genişliğince versin..

    YanıtlaSil
  4. Pabuç, amin diyorum güzel dualarına. Çok sevdiğim bir söz vardır "Herkes kendi karakterinin gereğini sergiler" diye. Yapanların yüzüne vurmadan Allah rızası için yüzlerine bakmaya devvam etmek en güzeli galiba.

    Ayfer Ablam, haklısın. Tesellimiz o.

    Sedacım, teveccühüne teşekkür ederim ablacım =)

    Hayırlı cumalar cümleten.

    YanıtlaSil
  5. Allah; bize peygamber efendimizin güzel ahlakıyla yaşamayı nasip eylesin.Yüreğinize sağlık.
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  6. Aminn. Sabri Ağabey, çok mühim bir noktayı dile getirdiniz. Sağolun.

    YanıtlaSil
  7. kemalpasatatlisi.com14 Ocak 2012 16:36

    Aslıhan cım,
    ne güzel yazmışsın canım, herkes kendi karakteri ne ise onu sergiler diyorum, karşımızdakine göre tavır almaktan ve davranmaktan Rabbimiz bizi korusun inş.Muhabbetle canım...
    Şu anda burada lapa lapa kar yağıyor :)

    YanıtlaSil
  8. Hangi tren,hangi damardan ray niyetine geçer bilemiyor insan.

    YanıtlaSil
  9. Mine Ablacığım teşekkür ederim. Uzun zaman sonra seni bloglarda görmek ne güzel. Burada da gece yağmış. Sabah beyaz bir sürprizle uyandım =)

    YanıtlaSil
  10. Âwdil,damarları ray ola ola öğreniyor insan. Ne diyelim, canları sağolsun.

    YanıtlaSil
  11. selamun aleykum Aslihanim

    maalesef bende yukarda yazdigin darbelerden fazlasiyla payima duseni alanlardanim.rabbim hidayet etsin.ama insanin icinden cikmiyor.ben yeni tanistigim bir arkadasimin arkasindan konusmayi,laf etmeyi kesinlikle sevmiyorum.dedikodu,giybet arkadasliklari bitiriyor hep buna inandim.ben deger verdikce karsimdakinin benim gibiolmadigini goruncede sessizce bitirmeyi tercih ediyorum.ama yillarcada icim icim yiyor adeta.arkadaslik(dost kelimesini sadece rabbim icin kullaniyorum,benim tek dostum O)gittin evde mufettislik yapmakmi,yani evinde kusur aramakmi,tvsinde tozmu var,cami kirlimi,elbisesinin kalitesini yaninda getirdigi kuyrukla kas goz imalariyla denetmeke,konusmak mi?ben bu gibi seylerden gecmiste mutlaka hata yapmisimdir ama son yillarda hgordugum kusurlari kapamaya acizane calisiyorum,cok gayret ediyorum.ve efendimizi cok dusunuyorum.O bugun muslumanlari bu halde gorseler napardi diyecek oluyorumki,bugunki muslumanlar efendimiz gelse efendimizin kiyafetini,evini,yasam tarzini begenmezler ebu cehiller gibi soyle giyin ,evine sunu al cok rukus,,modaya uy ya rasullah derler diye odum kopuyor.icim oyle doluki aslihan,o kadar bunaliyorumki son zamanlarda su muslumanlarin haline,sadece gucum susmaya yetiyor.ayni dinden oldugum din kardeslerimi hic anlayamiyorum.yazdiklarinda o kadar haklisinki,haksiz olanlar hicmi oturup dusunmezler,biz napaiyoruz diye?ve inaniyorumki rabbim hidayete erdirmedikce istedikleri kadar kuran okusunlar,namaz kilsinlar yureklerine islemiyor sanki?arada bir duvar var sanki?o namaz kotuluklerden alikoymuyor birileri?

    kafani agritti aa sunu bilki seni cok iyi anliyoru.evlana da cok guzel deis.vari rabbiden baska dost?rahmana emanetsin .sevgiler

    YanıtlaSil
  12. Ve Aleykum Selam bacım; aşk olsun ne ağrıtması. Zaten hasret kalmış idik sana. Serbestsin, dilediğin kadar yaz =)
    Birbirimize ve ümmete dua edelim. Allah (cc) cümlemize firaset versin.

    YanıtlaSil

Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.