15 Haziran 2011 Çarşamba

ZEHREMİ KAYBETTİM, HÜKÜMSÜZDÜR!!!

Hey gözünü sevdıgım Konyam,

De bakim biye, Zehremi gördüy mü? Kaç asır oldu bilmiyem ben Zehremi arayalı. Bakhmadıgım bucah, galdırmadıgım daş kalmadı. Ama yok, yok işte.

Merak ediyem ki ay bir gün benım de üstıme başka dogacakh mı? Güneş bi başka ışıldatacakh mı gözlerimı? İçim bele gıpır gıpır olacakh mı sacdaki ekhmah kimin? Şu gözlerim gapanmadan bu dünyaya, görecah mı seni Zehrem?

Bilmiyem. Vallah pek bi yorduy beni. Ben seni ne vakıt buldum da hangi arada kaybettim Zehrem? Şairin dedıgı kimin işte; seni aramakhtan vaz geçtim de, bulmaktan vaz geçemedim be Zehre!

Dolapta duran ak tülden kefen biçtim siye. Ne edim? Dura dura sararmış eyice. Dedim bu tül Zehreme yaraşır. Seniy için alınmamış mı idi zaten? Madem ki gelmiysan, madem melhem sürmiysan yüregımın taaaaa içindeki şirlere, biye başka yol bırakmiysan Zehrem.

Ben seni dünya gözüyle heç görmemişsemse de göynümün gözü ile görmüş idim. Biliydim gözlerinın nasıl ışıl ışıl, kalbinin nasıl pırıl pırıl oldugını. Lakin bunca bekletecağını beni, bunca üzecagını bilmiydim. Vışşşşş, ömrümün dadı duzı senmişsen meger! Hani nerde şimdi içimdeki o garip gıprantı? Ne zaman gelecah acep deyi beklemelerim nerde?

Göriy misan nasıl kızdırdıy beni? Nasıl yağtiy kül ettiy özümı? Ah benim sürme gözlüm, limon kokulum; şimdi siye belesine çıkışiyem ya, sonra daha da bir gıziyam kendime! Bi örgenemedim bazen susmah lazım geldigını!!! Dilim gonuşmiy lakin göynüm fışkıranda. Sebep mi ariysan? Sebep; sebep sensen be Zehrem...

Ey insanlar, dinleyin beni! Zehremi bulursayız bir gün, ona deyin, deyin ki... Susun, bilmesin hiç bir şeyi, demeyin. Kırgınam ben ona. Bunca vakıt nerdeydiy Zehrem? Nerdeydiy?

Ey ahâli, duydıkh duymadıkh demeyin!

Zehremi kaybettim, hükümsüzdür...

16 Haziran 2011 / KONYA / 00.13

13 yorum:

  1. Yalnızlık içimde frengili bir bilmece.Konuşsam ûs(lar)a firari militan olarak düşeceğim.Ve son (raki)baharların güne bakmayan yüzlerine atılacak dibace olacak anlaşılmaz lehçemde saklı kalacak bilinmez kelimelerim.Bu yüzden bana konuş deme.Konuşsam kırılgan bir ağıt dökülecek dilimdem,konuşsam seni söyleyip yine en çok kendimi kanatacağım.

    Oy Zehre.Ben yine cennete râm olmaya çalışırken,ellerine kibrit kutusu habsetmiş;şeytanlarca cehennem sürülüyor yüzümün en sana bakan yanına.Cemresi filistine düşmüş bir ilkbahar gibi istila ediliyor düşlerim.Bakma yüzüme! Yüzüm,erken doğan ceninlerin yüzü kadar kan karası bir acıya muttasıl.Dokunsan,ölüme denk düşecek ağlamalarım.

    Ah Zehre.Düşlerim tutsak zamanların en münkesir sayhasına,prangalı masallarca tecrid edilmiş.Yine sert akabelerde sadr olan çocukları üşütüyor bu deli rüzgâr.Beni sorma,payiz bir yazgının zemheresinde doğduğumdan beri üşümedim şehrin işlek meydanlarında.Görmüyormusun,sol yanımda bir deli ayaz,dokunsam sana;kış olacak gözlerinde çağlayan bahar,dokunsan bana;yanacak içimde binlerce yıldır yanmayan cehennem.Bir nefeste benim için al zehre.Yoksa nefessiz kalacak içimdeki çocuğun delişmen sevişmeleri.
    Gökyüzü içimin kuytuları kadar zulmetefza,yağmuru bekliyorum yeryüzüne sakladığım günahları etrafa saçmak için.Korkma sakın düşmeyecek ellerinden,kayıp bir vadiden topladığın papatyalar.

    Zehre,gecenin bağrında saklambaç oynamayı bilirmisin?Ben hep geceyim;sadece gece anlıyor içimde olup bitenin halinden.Kapkara bir zilletim ben gecenin en galiz makamında.
    Yanmış bir kağıdın tutuşmayan köşesinden başlıyorum
    yine sabahın getirdiği,bilinmez günlere.Oysa sen güneştin ve ben bakamıyordum sana.Gökyüzü sana boyanmış,gökkuşağı seni saklıyor her renginde.Yani sana boyanmış gök-kubbenin her
    halesi.Söylesene;Zehre!Hangi renk sana çıkar,hangi bulut gözbebeklerinden su taşır kurak iklimlere,hangi mevsim seni bekler,cemresiz iklimlerin
    coğrafyasında.

    Doğma bu mevsim,Zehre.

    Ben aydım,ve gece kadardım,kendimden yana,gece kadar,karanlık zûl.

    Kaçıyorum güneşe uzanan saatlerin yelkovanından.Ömrüm bir saniye,yaşarsam lahzada kayıp düşeceksin ellerimden.Olmuyor imkan/sızım/ varmıyor yorgun meleklerin yaşamından çaldığım,mütenahi zamanlar,yetmiyor seni dillendirmeye kalemin şekillendirdiği kelimeler.

    Ah Zehre.Münzevilik iddiasıyla soyunmuyorum artık,yenilgiye uğrayacağım savaş
    meydanlarına.Severek girip,söverek çıktığım savaşlar nedamet eker oldu dudaklarımın,en militan yanına.Söylesene hangi barış fermanı sunacak gözlerini yaslı bir gece nöbetinin çıkmazına?Hangi mermiye kurban olacak mücrim bedenim?Hangi tüfeğin namlusuna sürdün müferreh kokunu?Yine bilinmezlerle
    hükmediyorsun hüznümün en mavi tonuna.Bense bir bilinmeze
    sürükleniyorum.

    Bitiyorum.Sözün varsa susma,hükümsüzüm.

    YanıtlaSil
  2. Aslıhan cığım,

    Yorumların için teşekkürler gülüm. Uğraşıp duruyorum hala. Yedekleri kurtarma operasyonu devam ediyor.
    Canım yaa, senin yediğin kemalpaşa tatlıları bizim buradakiler gibi değildir ki? Hiç güzel değildir onlar, boyutları küçük müydü, yerken peynir tadı aldın mı? Sen gel buraya, ben sana kemalpaşa tatlısının kralını yedireyim:))) Bu arada helva süperdi, eşim de çok beğendi. Ama KOnya gezisinden ses yok hala:))
    Muhabbetle...

    YanıtlaSil
  3. Mine Ablacığım ben de kendi adıma sabırsızlıkla bekliyorum yedeklerini kurtarmanı. Oradan bakıp yapacağım çok tarif vardı. Bğir kez daha hayırlı olsun yeni siten.
    Bizim buradaki Kemalpaşalardan hiç peynir tadı gelmiyor tabi =) Küçük boyutlu ve kuru olanından. İnşaAllah gelince orada en iyisini yeriz beraber =)
    Afiyet olsun. Beğenmenize sevindim. Geziyi de heyecanla bekliyorum =) Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  4. Kıymetli Âwdil, bu muhteşem yorumunuza nasıl cevap vereceğimi bilemiyorum. İçimdekileri öylesine güzel aksettirmişsiniz ki... İçerisinde benim için çok ehemmiyetli olan bazı kelimeler var. Nasıl içinize doğdu da nasıl onları kullanarak yazdınız diye hayret ettim. Ne desem kifayetsiz kalır. En kalbî şükranlarımı gönderiyorum size. Eksik olmayasınız.

    YanıtlaSil
  5. Önemi yok.Zira zehre yi siz den daha iyi kimse tasvir edemezdi inanın.Benim yorumum,sadece tecelliyat.

    YanıtlaSil
  6. İnsan yazmaz aslında. Yazmak, bir anda yürekten kopup gelen bir şeydir. Sele avdet etmiş bir su gibidir yazmak, engelleyemez insan. Ve işte bu yazı da bunun bir örneği.

    Teşekkür ederiz sinenizden sinemiza intikal eden tüm cümle ve hurufat için. Yüreğinize sağlık..

    YanıtlaSil
  7. Âwdil, teşekkür ederim.

    Kalemin Secdesi, ben teşekkür ederim güzel yorumunuz için.

    YanıtlaSil
  8. Güzel Bir Yazı Tebrik ederim..Zehremi Kaybettim Hükümsüzdür...Âwdil hevalın Yazısı da Çok Güzeldi ama Biraz Felsefeik olmuş :))

    YanıtlaSil
  9. Teşekkür ederim. Gençurfalılar ile aynı Mehmet mi emin olamadım ama =)

    YanıtlaSil
  10. Aynen Gencurfalilar Mehmet oluyor :D

    YanıtlaSil
  11. Bu defa da bir başka profil. Kafam karıştı iyice =) Neyse, memnun oldum sizi burada gördüğüme.

    YanıtlaSil
  12. bulupta kaybetmek nedir ben onu bilirim..
    onun taa öyle doyumsuz gözlerini ebediyyen kaybetmenin sonsuz ızdırabını..
    kıpırdattığı yürekte aşkını ve hüznünü bırakıp gitmesini..
    ağlamayı..
    özlemeyi..

    YanıtlaSil
  13. Hoş geldiniz Değerli Belh.

    Kanaatimce bulup da kaybetmek dahi hiç bulamamış olmaktan iyidir. Sayfama şeref verdiniz.

    YanıtlaSil

Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.