Küçükken babaannem sık sık bir hikaye anlatırdı. 'Herkes napar kendine yapar.' hikâyesi.
Vaktiyle bir kadın evinde sabahtan akşama kadar tezgahında dokuma yapar ve tezgahı her sürüşünde 'Herkes napar kendine yapar. Herkes napar kendine yapar' dermiş. Kadın bunu adeta diline pelesenk etmiş, sabah akşam yaptığı her dokumada sürekli bu sözü tekrarlarmış. Gel zaman git zaman kadının komşusu bu durumdan çok rahatsız olmaya başlamış. Hatta durum rahatsız olmanın da ötesinde geçip komşuyu sinir etmeye başlamış. Komşu, dokumacı kadının her gün bu şekilde söyleyerek kumaş dokumasına artık tahammül edemiyor ve bu sesi duymak istemiyormuş. Buna bir son vermek için kendince bir plan kurmuş. Konyamızda bişi dediğimiz sıcak hamur kızartmalarından hazırlamış ve içlerine de bolca fare zehiri eklemiş. 'Bunları komşuma vereyim, o bunları yerken ben de işim var diye çarşıya inerim, döndüğüm zaman komşum ölmüş olur. Ben de zaten burada olmadığım için suçlanmam, kimse benim yaptığımı anlamaz.' demiş ve zehirli hamurları yanına alarak komşusuna gitmiş. Ona gayet sevimli bir ses tonuyla' Kendimize hamur kızarttım, kokmuştur diye sana da getirdim komşum. Aman soğutma, sıcak sıcak ye. Ben de çarşıya kadar varıp geleceğim bir iş için' demiş. Dokumacı kadın komşusunun bu güzel davranışına çok sevinmiş ve teşekkür ederek hamurları almış. Komşu kadın da çarşının yolunu tutmuş. Dokumacı tam hamurları yiyecekken komşunun askerdeki oğlu çıkagelmiş ve 'teyze kapıyı çaldım ama açan olmadı. annem sizde mi? Askerliğim bitti ve anneme sürpriz yapayım diye yeni geldim' deyip dokumacının kapısına varmış. Dokumacı kadın komşusunun asker oğlunu görünce 'Ah oğlum! Annen az evvel çarşıya indi. Kimse kimsenin kısmetini yemez. Bak sıcacık hamur var. Üstelik annen yaptı. Yoldan geldin, açsındır. Sen şunları yiyedur. O zamana kadar annen de çarşıdan döner.' deyip hamurları vermiş. Askerdeyken zaten anasının yemeklerine hasret kalan çocuk, anam yaptı diye zehirli hamurları ne olduğunu bilmeden bir güzel yemiş. Ve tabii oracıkta ruhunu teslim etmiş Annesi döndüğünde bu manzarayı görünce çılgına dönmüş. Oğlunu resmen kendi elleriyle öldürmüş olmuş. Yaşadığı yürek yangını ile kendisi söylemeye başlamış 'herkes napar kendine yapar.' diye. Babaannem bu hikayeyi ders almam için bolca anlatırdı küçükken. Ama işte insanoğlu dersini almıyor bazen, ne yaparsa kendi kendine yapıyor... Cenab-ı Hakk cümlemizin âkıbetini hayreylesin. Amin.
Yeni bir yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun.
26 Mart 2019 / KONYA / 01.09
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.