14 Haziran 2013 Cuma

SÖZ KONUSU VATANSA!!!!!

Günlerdir bu konuyu yazmayayım diye zorluyorum kendimi. Ama artık duramayacağım. Taksim Gezi Parkı adı altında olan olaylar malumunuz. Aklı selim hiç bir insan ağaçların katline razı gelmez. Lakin ortada lanse edildiği gibi bir katliam da yok, söküp yer değiştirme var. Her neyse ne. Şu an olayın o tarafında değilim. Bu olayın altında başka şeylerin olduğu ilk günden beri kör göze parmak misali ortada. Ancak ısrarla ve ısrarla bunu anlamamaya direnenler var aramızda. Bu iş çevrecilik işi falan değil.Çevrecilik niyetiyle ve samimi kalple ortaya çıkanlar yok mudur? Elbette ki vardır. Ancak olay birileri tarafından gayet planlı programlı yönetiliyor. Ve içimizden bazıları bunu görmemek için ısrar ediyor. Benim anneannem Bursa İnegöl'lü. İnegöl'de Bizans zamanından kalma çınarlar vardır. Yüzlerce yıllık ağaçlar vardır. Bir ormanı vardı ki dillere destan. Vardı diyorum çünkü artık yok. 90'lı yıllarda Koç okul yapacağım diye kesti güzelim ormanı. İnegöl halkı kendini yırtsa da bir şey olmadı. Ağaçlar paşa paşa kesildi ve yerine bina dikildi. Sorarım size, çevre çevre diye çınlayanlar o zaman neredelerdi? Şu an olaylar öyle bir noktaya geldi ki, söz konusu vatan olmuş arkadaşlar. Ve söz konusu vatansa, gerisi teferruattır. Yok hükümet şunu demiş, yok başbakan bunu demiş... Kim ne derse desin. Vatan elden gidiyor. Kimin ne dediğini çekiştirmenin sırası mı? Bu nasıl bir hürriyet anlayışıdır ki güya ağaçları savunma bahanesiyle ellerde tencere tava gece gündüz çınlıyor bilhassa Ankara sokakları. Hastası olan var, yaşlısı olan var, bebeği olan var. Sizin özgürlük anlayışınız kendinizden başka herkesi rahatsız etmek mi? Kamu malına zarar veriliyor. Belediye otobüsleri yakılıyor. Özel mala zarar veriliyor. Esnafın zararı had safhada. Bu mu sizin özgürlük anlayışınız!!! Hiç bir güç bana, devletin malına/tüyü bitmedik yetimin malına zarar vermenin haklı bir gerekçesi olduğunu kabul ettiremez. Hükümeti sevmiyorsun ve yaptığını onaylamıyorsun diye devletin malına göz dikilmez. Hükümetler gelir geçer, kişiler gelir geçer. Ancak devlet bâkidir. Hükümete bir lafın varsa, sözünü sandıkta söylersin. Olayları bu noktaya getirmek de neyin nesi? Dünya basını bizi ülkelerine barbar/cani olarak anlatıyor. Kendi memleketini yakıp yıkan bir toplum... Avrupa Topluluğu hakkımızda karara varıyor. Hadlerine neyse!!! Polisler ve eylemciler tatlı tatlı konuşup anlaşmaya varmak üzereyken yüzü peçeli birisi molotof atıyor polise. Ortalık karışıyor. Haberciler araştırıyor ki o molotofu atan ya örgüt üyesi çıkıyor ya yabancı uyruklu bir ajan. Bu kadar mı kör olunur be kardeşim! Bu kadar mı odak noktası şaşırılır, pes!!! Bloglarından, sosyal medya hesaplarından ve bilhassa twitter'dan savaş çığırtkanlığı yapanlar! "Ayaklanın, ağaçlara sahip çıkın" falan filan diyenler. Siz bu işin ağaç işi olmaktan çıktığını ve aslında baştan beri öyle olmadığını hala göremiyor musunuz? Ben bunu bilir bunu söylerim ki SÖZ KONUSU VATANSA, GERİSİ TEFERRUATTIR! Bu memleketi biz yakıp yıkalım diye kurmadı ecdadımız. Binlerce insan bu yüzden şehit olmadı. Ecdadın kanıyla kurduğu, o kanın herpimizi bir araya toplayan bayrağımızı oluşturduğu şu cennet vatanı, kendi ellerimizle cehenneme çevirmeyelim.Rica ediyorum, rica ediyorum uyanalım artık. Sosyal medyayı da yalan yanlış haberlerle ortalığı bulandırmak için kullanmayalım. Emin olunmayan bir haberi ortaya atıyor birisi. Herkes paylaşıyor, çığ gibi büyüyor. Nefret körükleniyor. Kısa bir süre sonra o işin öyle olmadığı ortaya çıkıyor. Bir resim paylaşılıyor, yıllar evvelinden farklı bir ülkede çekilmiş. Resimlerdeki polislerin sırtında "police" yazıyor. Ancak bizim gözlerimiz kinden nefretten öylesine körleşmiş ki, bu yazıyı bile göremiyoruz. Başlıyoruz veryansın edip birbirimizi körüklemeye. Mesele, ağaç mağaç olmaktan çıkıp memleket meselesine dönüştü arkadaşlar. Lütfen aklımızı başımıza devşirelim. Titreyip kendimize gelelim ve bu vatanda gözü olan şer odaklarının ekmeklerine yağ sürmeyelim. Her kim ki memleketimin başına iş getirmeye çalışıyorsa, dilerim Rabb'im onlara fırsat vermesin. O fırsatçılara bilmeden dahi yardım ve yataklık eden içimizdeki safları da uyandırsın. Rabb'im bizi böldürtmesin. Bölmek isteyenlere fırsat vermesin. Uyanalım. Lütfen, rica ediyorum, uyanalım artık!...

14 Haziran 2013 / KONYA / 01.42

6 yorum:

  1. Diline eline sağlık . Gönülden katılıyorum.Devletin malına zarar veren bu insanlara bu ülkede yaşayan vergisini ödeyen biri olarak asla hakkımı helal etmiyorum.Bu ağaç meselesi değil bi şeylerden rahatsızsanız sözünüzü sandıkta söyleyin.Cumhuriyet budur.

    YanıtlaSil
  2. Cumhuriyet dışılığı cumhuriyet sananlarla doldu etraf. Dolayısıyla bu sıkıntıları yaşıyoruz. Ne güzel ifade etmişsin Fatma abla.

    YanıtlaSil
  3. Senin yazdıklarn üzeriden bazı cevaplar yazacam;
    1-Herkesin zaten söylediği şu "olay gezi olayı değil" bunu gezi protestolarına katılan herkes söylüyor.Roboski,Reyhanlı,4+4+4,gibi ugulamalarla AKP insanlara zorla bişeyler kabul ettrmeye çalışıyor buna karşı insanlar.
    2-Şiddi ilk 3 gün kesinlikle yoktu hatta ilk günler milletin pek haberi bile olayladan yoktu.İnsanlar arttıkça kontrol de azaltı ve tabiki başbakanın "%50 yi zor tutuyorum","çapulcu", "ayyaş", "sidik kokuyor" sözleri insanları dhada öfkelendirdi.
    3-Başbakan ilk günlerde çıkıp "ya şu çocuklar ne diyor" deyip bir grunu çağırsaydı yanına,mahalle kabadayısı tavrıyla değilde düzgün bir açıklama yapsaydı emin ol şu ana kadar sürmezdi ama %50 yi zor tutuyorum dedi! bu akla yatan bir şey değil.Başbakan kesinlikle sözlerinin ne demek olduğunn farkında değil.Hatırlarsan Roboski sonrası "biz tazminatlarını verdik daha ne " demişti.34 insanın üstüne amerikan istihbaratına güvenip bomba atacaksın,sonrada kimse ses etmesin diye "biz tazminat verdik daha ne" diyeceksin...Olayı bir annenin gözüyle düşün ve dehşeti düşün.Hele Reyhanlı yine aynı 50 küsür insan öldü iki gün sürmedi başbakan gündemi değiştirdi,medyayı susturdu.
    4-Bana göre şudur "Zulme sessiz kalan dilsiz şeytandır" diyen Hz.Muhammed örnektir bu konuda.İlkin bir zulm varmı ona bakarım, sonra yine onun "Karıncaların üstünden geçiyor diye ordunun yolunu değişiyor" tavrı bana örnektir.İlk günlerde Çapulcu oldum (Kollektif Öğrenciler olarak Urfa basın açıklaması yaptık),kendi şehrimde 11 Nisan Projesi için yine çapulcu olmayı planlıyorum inş...

    YanıtlaSil
  4. Yazımın tamamında, söz konusu vatansa gerisi teferruattır'ı anlattım Urfalı. Yazıda da dedim üstelik. Başbakan şunu demiş bunu yapmışı tartışmak bu noktada memlekete bişey kazandırmıyor. Vatan göz göre göre elden gidiyor. İşin siyaseti, başbakanın ne yaptığı, hükümetin ne dediği beni hiç ilgilendirmez bu noktada. Vatanım mevzu bahis olduğunda gerisi hiçtir benim için. Önce vatan. Önce vatan. Önce vatan...Hükümete karşı çıkmak için memleket yakılıp yıkılmaz. Ve hala çevreci ayağına yatıp saf saf konuşanlar var malesef. Bu iş senin de dediğin gibi, "olay gezi olayı değil" Allah hepimizi uyandırsın.

    YanıtlaSil
  5. Yazdıda da dedim senin yazdıklarn üstünden cevaplar yazacam:)Bide şu var şiddetten yakınacaksak eğer niye "polisin orantısız şiddetiyle ölen 3" insan olduğunun farkında olup polis şiddetini de konuşmuyoruz.Tamam görevlerinin başında da insanda Allah korkusu olur "düşman ordusu ile savaşmıyorsunuz".Bazı görüntüller insanı hayrete düşürüyor! Biz daha öncede görüyorduk özellikle Siirt'teyken 10 dakikalık yolda 3-4 defa durdurulup kimlik sorgulamasından geçiyorduk.Kendi yolumuzda giderken gaz yiyorduk,okulun önünde akrepler falan içinde zaten öğrenci kadar sivil vardı biz polis şiddetinden bahsedinde "haa işte müstehak size" hatta müge anlı gibi "polise taş atacaksınız,sonra yardım isteyeceksiniz" diyrlardı.Hiç birimiz şiddete karışmadan bunları yaşadık,gözlerimizin önünde çevik polsileri ne küfürler ediyordu.Biraz bunun insanlar tarafından anlaşılır olması bana sevindirici çünkü batıdaki adam için empati kurma zamanı,bu yüzden daha iyi olur sanırım.

    YanıtlaSil
  6. Güzel kardeşim, seni anlıyorum. ancak gerçekten benim ne demek istediğimi anlamadığını düşünüyorum hala. "Senin yazdıkların üstünden cevaplar yazacam" demişsin. Lakin yazdıkların gösteriyor ki benim ne yazmak istediğimi tam kavramamışsın. Bu olayda ben şu haklıdır bu haksızdır, şu doğrudur bu yanlıştır demiyorum. Şu noktada işin o tarafı beni hiç ama hiç ilgilendirmiyor. Bazı durumları kullanan şer odakları var ortada. Her taşın altından çıkıyorlar. İnsanlara kendi zayıf noktaları üzerinden yaklaşıp, o noktaları kullanarak bu olayı farklı yönlere kışkırtıyorlar. Uyanalım artık. Hakkının aramanın yolu, haksızlık yapmak değildir. Umarım ne demek istediğimi anlarsın kardeşim.

    YanıtlaSil