18 Haziran 2013 Salı

Kardeşime...


Kardeşin olmayana kardeş demek nasıl bir duygudur bilir misin gözüm? Birlikte yeyip birlikte içmek, aynı geceyi bir sohbetle bölüşmek, tek dilim pastayı iki kişi yemek filmlerde yaşanmaz sadece. Hakikatte de vardır. Yanı başında oturanlara sus orucu tutarken, kalbinin sırlarını ona döktüğündür "kardeş" dediğin. Dilinden anlayandır. En kötü anlarında kalbini teskin edebilendir. Senle ilgili kimselerin bilmediklerini bilendir. Sırdaşındır yani. Derdini bölüştüğündür. 

Benim bir ablam var, Allah vermiş. Ondan başka iki de kardeşim var ki, kandan değilse de candan gardaş olmuşuzdur kendileriyle. Biri gözümün bebeği Canım Urfam'da doğup büyümüş, ihanet etmeyi değil sevmeyi bilen, başa taç edilecek türden muhteşem insan Hilaloğlu kardeşimdir. Yüzüne diyemesem de içimden kendisine yeni yetmelerin lafını kullandığım, "kanka" dediğim tek insandır. Kanımız aynı değilse de dileğimiz, duamız, sevincimiz, kederimiz aynıdır. Rabb'im ayırmasın.

Diğeri okuldan sınıf arkadaşım olup, sonra bu arkadaşlığın kardeşliğe dönüştüğü güzel insan Dilek'tir. "Hastalıkta sağlıkta" lafının en güzel temsilcilerindendir =) İnsan hasta olunca gözü kapıda oluyor. Sevdikleri gelip gitsin istiyor. Yalan yok, hareket edecek halin olmasa da; birileri seni ziyarete gelse ve acını azıcık da olsa unutsan diye kapılara bakıyorsun. Ben 2010'da böbrek hastalığına yakalandığımda, soluğu yanımda alır zannettiğim niceleri aramadılar bile. İlk başlarda öyle bir haldeydim ki, bir kaç gün içinde öleceğim sanıyordum. Bu cümle ile özetlemiş olayım halimi. Gerek o dönemde gerekse sonrasında an be an yanımda olan nadir insanlardandı Dilek. Gelen de sağ olsun, gelmeyen de. Kimseye gönül koyacak değilim. Lakin en zor zamanınızda ellerinizi bırakmıyorsa birisi, sizin de gönlünüz onu asla bırakmıyor. 

Hastalık evresinde içtiğim kortizonlar yüzünden yüzüm akıl almaz derecede şişmeye başlamıştı. Kortizonun kaçınılmaz sonu! Ben biraz biraz kendime gelmeye, yeniden konuşabilmeye ve yürüyebilmeye başlayınca, aylar sonra hayata tekrar karışmaya başladım. Dilek'le eskiden olduğu gibi dışarı çıkmaya başladık. O dönemde bir yerde fotoğraf çekinmişiz. Geçen gün eski resimleri karıştırırken bu geçti elime. İnanın kendi kendimi tanıyamadım. Yüzüm öyle bir hal almış ki, böyle nasıl desem, adeta insan görünümünde bir yaratık gibi... Pek çok kimse yanında öyle birisiyle bırakın bir yere gidip oturmayı, yan yana görünmek bile istemez. Maalesef insanımızın çoğu böyle. Ama bu güzel yürekli kız, o dönemde bile yanımdan hiç eksik olmadı. Gerçek bir kardeş gibi davrandı. Benimle üzüldü; iyileşirken benimle sevindi.

Kaç gece uykuları böldük konuşacağız diye =) Kaç kez aynı lokmayı bölüştük. Satırlara sığdırmayı beceremeyeceğim nice güzellikler nasip etti Rabb'im. Bir araya gelince zaman kavramı dururdu bizim için. Gece yarısından sonra birimizin telefonu çalar, anne-babamız daha gelmiyor musunuz der ve öylece varırdık saatin farkına. Onlar aramasa ne saati bilirdik ne uykuyu. Sabaha kadar devam edebilirdi sohbetler.

Şimdi ben bunca paylaşılmışlıktan sonra, hayatımda yeni bir döneme girdim. Ömrümün son 13 yılı içinde, ilk defa Dilek'ten uzun süre ayrı kalacağım. Akademik kariyeri için üç aylığına ABD'ye gitti cumartesi sabahı. Ben havaalanına gitmeyeceğim gibi davrandım sürpriz olsun diye. Önceden vedalaştım. Sabahın köründe beni orada karşısında görünce şok oldu =) Gitmez olur muyum hiç! Kardeş üç ay burada olamayacak. Elbette son kez görmek ve uğurlamak isteyeceğim. O günden beri kendimi bir değişik hissediyorum. Babaannem Dilek'in üç aylığına gittiğini duyunca "sen bu dönemde baya zorlanacaksın" dedi. Halimden anlıyor tombişim =) Bir yanım buruk olsa da, içimde büyük de bir sevinç var. Çünkü bu durum, kardeşin gerek işi gerekse hayatı için çok gerekliydi. Bize de hasrete dişini sıkmak düştü. Zaten hayatımın her evresi hasret olmuş =) Canım Urfam'a hasreet, zehreme hasreeet, şimdi bir de kardeşe hasreeet =) Ne diyoruz Abdullah? Bu da geçer Ya Huuu.

18 Haziran 2013 / KONYA / 16.05

(NOT: En sevdiğim çiçek, beyaz kır papatyaları. Tevafuktur ki kardeşin de en sevdiği çiçek beyaz kır papatyalarıdır. Ondan bahsettiğim yazıya başka resim yakışmazdı =) )

10 yorum:

  1. Kardeş inan bu gurbet ellerde bana nasıl moral veriyorsun hava alanına gelmen her gün mail atman sonra bu güzel yazı. Sana şunu söyleyeyim şu an şu koyduğun güzel papatyaların üzerinde kelebekler uçuyor. Kardeş zor bir süreçteyim biliyorsun bu süreçte en büyük destekçilerimden biri sensin yazdıklarını okuduğumda acaba bu güzel cümleleri hakkediyor muyum diye düşündüm. Senin gibi güzel yürekli bir insanın bana kardeş demesi ne şeref kardeş
    İyi ki hayatımda varsın seni seveyrummmmm daaaaa :)))))))

    YanıtlaSil
  2. Daha fazlasını hak ediyorsun. İyi ki varsın. Ben de seni seveyrum daaa =)))

    YanıtlaSil
  3. Bu arada kardeşcik yeni fark ediyorum orada iki papatya var biri sen biri ben hihi :)
    daisy81

    YanıtlaSil
  4. Aynen o anlamda koydum zaten =)

    YanıtlaSil
  5. MaşaAllah canım Allah kardeşine kavuştursun...yazını gözlerim yaş dolarak okudum...Doğal ve içten...zordur şu dönemde hem dost hem arkadaş hemde kardeşin olabilecek...Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  6. Amin. Çok teşekkür ediyorum Kübracım.

    YanıtlaSil
  7. Ne güzelikler RABBİM daim etsin kardeşliğinizi amin, şu an ezan okunuyor bu kadar olur yani maşALLAH :)

    YanıtlaSil
  8. Amin. Allah razı olsun Ayfer ablacım. Her daim dualarında olabilmeyi dilerim.

    YanıtlaSil
  9. Berat Kandiliniz mübarek olsun. Rabbim hayırlara vesile etsin bu güzel geceyi inşallah.

    YanıtlaSil
  10. Yersofrası, teşekkür ederim. Sizin de kandiliniz mübarek olsun. Amin.

    YanıtlaSil

Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.