20 Nisan 2012 Cuma

2012 İSTANBUL GEZİSİ-3

Hayırlı cumalar,

1 ve 2 numaralı yazılardan sonra geziye kaldığımız yerden devam edelim.

Bayezid Camisi'ne giderken:



Bayezid (bu günkü söylemle Beyazıt) Camisi:




Caminin karşısında bir yapı:


İstanbul Üniversitesi:


Üniversitenin bahçesindeki ne olduğunu anlamadığım kule. Aranızda ne olduğunu bilen var mı?


Süleymaniye Camisi'ne giden turistler:


Vee işte Süleymaniye Camisi. Bunca senedir İstanbul'a gider gelirim, nedense ne caminin yerini bilirdim ne de gitmek aklıma gelmişti. Önerenden Allah razı olsun. Son derece etkileyici, insanı sarıveren bir cami. Sultan Ahmet Camisi çok söylenir mesela. Ama nedendir bilmem, buradaki hava orada yok. Kalabalık derseniz benzer bir kalabalık yine vardı. Fakat süleymaniye gerçekten çok farklıydı. Görmeyenleriniz varsa muhakkak gitsin derim.






Caminin bahçesinde Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem Sultan ve diğer büyük insanların kabirleri:


Caminin bahçesinden:

Çıkış kapılarından birinde duran şerbetçi:


İstanbul Müftülüğü:



Camiyi çıkıp müftülüğü de dönünce büyük bir sürprizle karşılaştım. Hayranı olduğum ve ona olan sevgimden dolayı (acizane şiirlerimde) "Kocasinan" mahlasını kullandığım Mimar Sinan'ın kabri karşımda duruyordu! Ben Koca Mimar'ın kabrinin nerede olduğunu bilmiyordum. Orda görünce nasıl sevindim anlatamam. Bana "Süleymaniye Camisi'ne de git" diyen muhtereme kat kat dua ettim =)



Koca Mimar'ı ziyaretimizden sonra yürüyerek Tahtakale'ye indik. İşte Tahtakale manzaraları:

Çevirmede pişen tavuk ve soğanlar:


Tarihi kuru kahveci Mehmet Efendi'nin önündeki kuyruk =) Arkaya doğru da uzuyordu her zamanki gibi:

Çeşitli taşların satıldığı dükkandan kareler:


Ametist ağacı:
Mısır Çarşısı kapılarından birisi:


Bunlar Karadeniz Simidi diye geçiyormuş. Sert ve tatsızmış satıcının söylediğine göre. Mide suyunu alması bakımından şifa için tercih ediliyormuş. Ben tatmadım:

Eminönü'ne kurulan Çanakkale Şehitleri Çadırı'ndan manzaralar. Gerçekten müthişti bu çadır:
Çarıklar:


Tabancalar:


Kaşık-çatal-düğmeler:



Resmin en altındaki çarpışan mermilere dikkat ediniz lütfen:


Hayvan yok, askerlerimiz arabaya kendilerini koşmuşlar:


Yeni Cami:

Mısır Çarşısı'nın dış kısmı:

Çarşının çatısındaki martılar:

Eminönü'nden Galata'ya bakış:


Tarihi Eminönü balıkçıları:

Yakın zamanda haberlerden görmüşsünüzdür bu hizmeti. Denizden çöp toplama aracı:

Galata Köprüsü'nün altından geçen Turyol:
Galata Köprüsü'nün altından Süleymaniye Camii manzarası:

Galata Köprüsü'nün üstündeki balıkçılar:


Eminönü turşucusu:

Eminönü'ndeki bankların karşısında sıra sıra dizilmiş ayakkabı boyacıları:

İş Bankası Müzesi (giriş ücretsiz):



İş Bankası Müzesi'nden manzaralar:





Çok şaşıracaksınız ama bu koskoca şey 2,5 GB'lık bir hard disk imiş =)

Müzenin ikinci katı:

İş Bankası'nın kuruluşunda kullanılan orijinal bankolar:

Paşabahçe cam fabrikasında kullanılan ilk maçalardan:

Fabrikada tarih içerisinde yapılan cam eşyalardan örnekler:




Cam baston:

Cam yünü:

Bankanın kasa bölümüne giderken:

Kasa bölümünün giriş kapısının kalınlığına bakın. İçerde kalmak korku filmi gibi olsa gerek:

Kiralık kasalar:

Paranın orijinal olduğunu anlama ışığı. Fotoğraf çok belirgin değil ama Atatürk'ün başı hizasında çıkan 50 TL yazısı sol kısımda çıkan ışıklı şerit, paranın sahte olmadığını kanıtlıyormuş:

Müzenin tahta işlemeciliği ile yapılmış giriş kapısı. Bu kapıda bile İş Bankası amblemleri var:

Müzenin giriş kapısında ziyaretçilere aldırmadan yatan kedicik =)



Legacy Ottoman:



Fatih Sultan Mehmed Han'ın emaneti, Ayasofya...

Sultan Ahmet Camisi'ne giden yolda Nasreddin Hoca kıyafetli bir amca. Kendisini tek fotoğraflarsanız poz veriyor. Yanında durup çekinmek isteyenlerden ise 3 TL alıyor:

Aynı yolda bir macuncu:


Sultan Ahmet Camisi:

Caminin bahçesinde ilginç bir ağaç:


Sultan Ahmet'ten Dikilitaş'a giderken İstanbul Tapu Kadastro Müdürlüğü:




Dikilitaş manzaraları:




Bu da kaldığımız yerin teras katından görünen manzara:

Bir sonraki yazıda görüşmek ümidiyle. Umut hep vâr olsun.

7 yorum:

  1. oh ne güzel ist. kokusu geldi buralara

    YanıtlaSil
  2. Aslıhan kardeşim; İstanbul gezi resimlerinizden, İstanbul üniversitesinin içindeki kule Beyazıd kulesi diye anılır.Osmanlı zamanında o kuleden İstanbul gözetlenir, olası İstanbul yangınları tesbite çalışılırmış.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  3. Çok Güzel Kareler Objektifine sağlık :)

    YanıtlaSil
  4. Cok tesekkurler canim,sayende keyifli bir Istanbul turuna çikmis oldum :))
    emegine saglik olsun..

    YanıtlaSil
  5. selamun aleykum Aslihanim

    istanbul gezilmeye gorulmeye en layik sahirlerden birisi.gezmis kadar oldum sag olasin.

    canakkaleyi bana hic hatirlatma,sanki yarami desiyorsun.iman dolu kalpleriyle vatanimizi kanlariyla sulamis din kardeslerimizden sonra yapilan ihanet yuregimi burkuyor.ve birileri vatanperver olarak gosteriliyorya cok zoruma gidiyor.rabbime havale ediyorum artik onlari.

    is bankasinin nasil kuruldugunu biliyormusun?simgeleri dolari hatirlatti bana.bir zamanlar osmanli cok zor durumdayken baska ulkelerdeki musluman kardeslerimiz paralarini askerlere yollamislar,bizimkilerde o paralarla is bankasini kurmuslar.yanlisim varsa affola:)muzesi bile gerdi beni.ne kadar aksi bir gundeyim:)

    dikili tasta bana kurtlar vadisi dizisini bir zamanlar izlerdim,orda adamin birini asmislardi,onu hatirlatti:))

    icini yeterince kararttim farkindayim.istanbul cok guzel bir sehir.tarihi camileri,herseyi cok guzel.keske birde kiymeti bilinse.

    rabbime emanetsin.

    YanıtlaSil
  6. Çok güzeldi resimlerin hepsi, kendimi İstanbul da hissettim.Nasıl da özlemişim...

    YanıtlaSil
  7. Mine'ciğim, teşekkür ederim.

    Sabri Ağabey, ve aleykum selam. Cevap için çok teşekkür ederim. Kulenin ne olduğunu çok merak etmiştim gerçekten.

    Sağolasan Urfalı =)

    Mihriban'cığım, ben teşekkür ederim =)

    Anlayamazsın, ve aleykum selam; İş Bankası'nın nasıl kurulduğunu biliyorum. Ama Kurtlar Vadisi'ni izlemediğim için o dediğin sahneyi bilmiyorum =) İstanbul hakikaten görülmeye değer.

    Süheyla Abla, sağolasın =)

    YanıtlaSil

Hayatın kendisi bir yorumdur aslında. Özgün ol, kendi hikayeni yaşa.
Yorumlarınızla mutlu oluyorum. Hepinize teşekkürler.