* Doğalı bir iki dakika olmuş çirkin bir yumağı sevgiyle bağrına basmaktır teyze olmak.
* O üç günlükken kucağına aldığında sana sarılıp kollarını boynuna dolayınca "hayatında ilk bana sarıldı, yaşasın" diye sevinmek ve bu anı fotoğraflatmaktır =)
* Daha önce kimseler için yapmadıklarını yapmak, hiç kimselere sarf etmeyip özenle sakladığın kelimeleri farkına bile varmadan kullanmaya başlamaktır. Ağzını doldura doldura canım, hayatım demektir mesela...
* Sen hastalanıp da iş yerinden eve döndüğünde kanepeye uzanınca; henüz 1,5 yaşındaki ufaklığın üstünü örtmen için battaniyeyi sana uzattığını görünce hastalığı unutup "bu yaşta nasıl firaset etti" diye duygulanmaktır.
* O doğduktan sonra, şahsi günlüğünden hariç "X'li hayat" diye yeni bir günlük tutmaya başlamak ve ona hatırlamak istediğin her anını yazmaktır.
* Anne babası isim düşünürken senin önerdiğin isim seçilince "isim annesi oldum" diye sevinçten havalara uçmaktır.
* İnsanlar adını aldığına çeker derler. Minik paşaya Hazreti Hamza'ya benzesin diye "Hamza" ismini verdikten sonra, bedelini burnunu çatlatarak ödemektir =) (Bayramda arabada giderken paşam kucağımda oturuyordu. Birden bire kafasını arkaya attı ve burnuma çarptı sol yandan. Öyle bir ses çıktı ki anlatamam. arabadaki herkes duydu. Ben kırıldı sandım. Baktık şekil bozukluğu yok, bişey olmamıştır dediler annemler. Aradan 2 hafta kadar geçince nefes alamamaya başladım ve doktora gittim. Burun kemiğim çatlamış. Sadece bir ucu tutuyormuş. O da tutmasa adı kırık olurmuş. Burun etleri de içerden şişme yapmış. İki ay boyunca ellemek, gözlük takmak yasakmış. İnşaAllah kendi kendine yapışırmış. Doktor bir de gülerek "Bu iki aylık süre içerisinde yeğeninizden uzak durun" dedi =) İnsan adını aldığına çeker denir. Biz Hazreti Hamza'ya benzesin diye bu adı koymuştuk. MaşaAllah çocuk tam pehlivan oldu =) Bir vuruşta burnumu çatlattı :D Üç yaşındaki yeğenim kafa attı, burnum çatladı =) =) Hala gülüyorum aklıma geldikçe.Ve paşama maşaAllah demeyi unutmayın lütfen =) ).
* Bir iki gün görmeyince evdeki kıyafetlerini koklayarak uyumaktır.
*Yeni konuşmaya başlayan ufaklığa herkes bazı kelimeler öğretip "anne de, baba de, dede de, ... " derken "Urfa de oğlum" deyip onun Urfa diyebildiğini görünce kanatlanıp uçmaktır.
* Hastalanıp halsiz halsiz yatarken haline üzülmek, geçirdiğin günden bir şey anlamamaktır.
* Yapıp ettiklerini bir kez daha gözden geçirmek ve "Benim artık bir ufaklığım var. Ona örnek olmak için neleri yapmaktan vaz geçmeliyim?" diye düşünmektir.
Böylece uzayıp gider bu liste. Aslında belki de teyze olmak en sevdiğindeyken bile paşanı düşünmektir;
*Onu, Urfa'ya gittiğinde bile özleyip için için "Urfa'ya paşa geldi" türküsünü söylemektir =)