25 Temmuz 2011 Pazartesi

SAMSUNG'DAN UZAK DURUN PİŞMAN OLMAYIN !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Daha önce buradaki yazımda Samsung Servisleri ve Genel Merkezi'nin yaptığı ayıplardan bahsetmiştim. Sonrasında da Samsung cep telefonum bozuldu ve servise gönderdim. Malum, eskiden bu markadan memnun olduğumuz için her tür elektroniği Samsung marka alıyorduk. Telefon o servisten o servise dolaştı. Çok uzun ve çetrefilli bir olay. Bunu size uygun bir zamanımda anlatmak istiyordum zaten. Ama şu an iş yeri dış denetimlerine hazırlandığım için anlatamayacağım. Başım rahata erince bahsedeceğim inşaAllah. Neticede telefon serviste 30 iş gününden fazla kaldığı için para iadesi istedim. Onlar hemen ürün değişimi teklif ettiler ama kabul eder miyim =) Bir daha Samsung mu, asla!!! Sonuç olarak servis parayı Samsung'un direk benim hesabıma yatıracağını bildirdi. Ve 22 Haziran'da ödeme onayı çıkan para hala yatırılmadı. Servisi defalarca aradım ama sekreter hanım "kim arıyor" deyip de adımı duyunca hep aradığınız kişi şu an yerinde yok dendi. Not bıraktım mail attım cevap dönülmedi. En son cuma günü (22.07.2011) Samsung Müşteri Hizmetleri'nin 444 77 11 numaralı telefonunu aradım. Telefona çıkan bey ödeme onayının 22 Haziran'da çıktığını, ödemenin servise yapıldığını ve parayı onların bana göndereceğini söyledi. Servise sorarsanız onlar da ödemenin direk Samsung tarafından bana yapılacağını söylüyorlar. Telefondaki müşteri temsilcisi konuyla ilgileneceğini ve en kısa zamanda bana cevap dönüleceğini söyledi. Cumartesi ben evde değilken arayıp babamla görüşmüşler. "Pazartesi günü servisi arayıp 'ödememi yapın' desin" demişler. Ben neden arıyorum hiç anlamadım.Ama yine de iyi niyetle aradım bu sabah o çağrılarına cevap alamadığım servisi. Telefondaki bayan (muhasebeden birisi) kendisinin bişey yapamayacağını ve filan kişi ile görüşmemi söyledi. O verdiği isim de benim telefonlarımı açmayan şahıs zaten. Neticede ben tekrar arayamam. Siz iletin lütfen diye rica ettim ve tamam dedi. İki saate yakın bekledim. Ne ödeme ne de cevap gelmeyince yine 444 77 11'i arayıp durumu bildirdim. Telefondaki müşteri temsilcisi sizi biraz bekleteyim dedi. Sonra tekrar bağlanıp benden crms numarası diye bir numara istedi. Servisi arayıp ordan bu numarayı isteyecekmişim. Başka türlü bilgilerimi göremezmiş. Prosedür böyleymiş. "Cuma günü aradığımda telefona çıkan bey direk görmüştü bilgilerimi. Böyle bir numaranın varlığını ilk kez sizden duyuyorum. O servisi bir daha aramam. Zaten cevap vermiyorlar" dedim. Adam son derece ilgisiz ve çözümsüz bir tavırla konuşuyor. Ben de iyi niyetle her şeyi yaptım. Daha da çözülmüyorsa bu işi tüketici mahkemesinde halledeceğim dedim. Adam hala oralı değil. En son bir dk dedi. Sizin cuma günü görüştüğünüz arkadaşla bir konuşacağım, azıcık bekler misiniz dedi. Bekledim. Tekrar bağlanınca para ödemeniz servise yapılmış. Paranız şu an serviste. Onları arayıp nasıl alacağınızı sorun demez mi!!! Alay eder gibi bişey. Dönüp dolaşıp yine aynı yere geldik. Ben böyle lakayt, böyle sözden dönücü, böyle ilgisiz ve böyle tuhaf bir firma daha görmedim. Her telefon edişimde konuştuğum kişi farklı bişey söyledi. Servisleri ayrı konuşur çağrı merkezleri ayrı konuşur. "İyi niyetle her yolu denedim ama siz oralı olmadınız. Bu işi artık devletle çözeceğim. Beni 1,5 aydır oyaladınız. Servisiniz sürekli yalan söyledi ve oyaladı. Şu an kameram ve fortoğraf makinam da samsung. Onları satabilirsem satacağım. Değilse çöpe atacağım. Artık markanızı görmek bile istemiyorum. Nefret ettirdiniz iyice." dedim. "Servisinizin yapmadığı ödeme için onlara hesap sormuyorsanız mahkemeye hesap verirsiniz artık" dedim. Adam hala yapabileceğimiz bişey yok diyor. Ben böyle acizlik görmedim!!! Biz de çalışıyoruz. Yetkili servis yüzünden müşteri mağdur olsa, işveren o servis merkezini duman eder. Bunlarda tık yok! Özet yazmaya çalıştığım halde ne kadar oldu yine. Bir de hepsini anlatsaydım ne olurdu düşünün artık. Sizlere tavsiyem paramız boşa gitmesin, psikolojimiz yıpranmasın, paramızla rezil olmayalım, bir sıkıntı olduğunda karşımızda adam gibi bir firma bulalım diyorsanız KESİNLİKLE AMA KESİNLİKLE SAMSUNG DENEN BU MARKADAN UZAK DURUN. DÜNYA DEVİ Mİ? BENCE PİRESİ BİLE DEĞİL!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

14 Temmuz 2011 Perşembe

ÇOCUK


Kapımın önünde dolanma çocuk,
Beni benden alır o güzel yüzün,
Yaz günü gördün mü giymişim gocuk,
Aklım firar etmiş, yüzümde hüzün.

Kapımın önünden yol alma çocuk,
Dalarım görünce, kalır sigaram,
İçmeden tükenir hep yana yana,
Düşmüşüm derdine, kanıyor yaram.

Kapımın önünde dolanma çocuk!
Bak kaydı kayacak şu aciz aklım,
Kim demiş her ocak duman verecek?
Dumansız ateşin içimde saklım.

14 TEMMUZ 2011 / KONYA / 14.18

7 Temmuz 2011 Perşembe

TAZE EKMEK ARASI UMUTLARIM

Hangi iklimin çiçeğisin sen?

Hangi yağmurlarda ıslandın boy verirken?

Hangi şefkatli anne eli değdi saçlarına, sen büyürken?

Peki ya nerelerdeydin?

Nerelerdeydin ben ölürken?


Umudumu gizli tuttum,

Derdi bir bardak suyla yuttum,

Kendi saçımı kendim okşasam da, mesuttum.

Islanmıştı gözlerimin altı,

Rüzgâra tuta tuta kuruttum.


Niçin yıpranmıştı defterin sayfaları?

Gözlerim eski eski baksa da,

Umut daha sıcacıktı.

Gelmeni istedimse de ketumca bekledin,

Şüphesiz, bir bildiğin vardı.

Tamam o zaman,

Ben beklerim sabırla her an,

Nasıl olsa gelirsin bir gün, yok hiç güman,

Sen,

Sen uzaklardan bana bakan,

Ne renkti gözlerin?

Yok hayır, unutmadım,

Hiç gözlerine bakamadım ki utancımdan.


Ben seni bitmeyen bir umutla,

Gönlüme verdiğim komutla,

Gözlerime buğu saçan bulutla,

İçimde yeşerttiğim yakutla sevdim.

Öyle çok sevdim ki seni,

Kızamadım geç kaldığına dahi,

Ve kıyamadım o inciye, gözlerindeki hani.


Ömür defteri…

Çevrildikçe sayfalar,

Yıpransa da vücutlar,

Hep taze kalır umutlar,

Ömür defteri…

Sen gelmeden kapansa dahi,

Yine de bulurum, yazıldıysa, seni…