Saat gecenin (ya da sabahın) birini geçti. İnsanlar kaçıncı uykularına dalmışken ne işim var bilgisayarın başında?...
Beş yaşımdan uzayıp gelen bir hasrettir öğretmenlik. Hep olmak, olup da gönüllü olarak doğuya gitmek istediğim.
Dün gece bir kaç sayfasıyla giriş yaptığımı saymazsam, bu akşam başlayıp az önce bitirdim. Bu nasıl bir kitaptı öyle? Öğretmenlik özlemimi, doğuyu, bir türlü anlam veremediğim "onlar" ve "biz" kavramlarını içeren...Onlar kim, biz kimiz? Hepimiz bir değil miyiz zaten?
Zaten içim dolmuş. Gözümün nurunu, sürme gözlü Urfam'ı görmemişim bu yıl. Burnumda tütmüş. Kitapta Urfa gezisinin anlatıldığı bölüme gelince daha fazla dayanamamışım, bende film kopmuş. Ah Canım Urfam, sevdiğimdin, bir de hasretim oldun bu yıl...
Diyarbakır; öteden beri merak ettiğim. Diyarbakır; "onlar" ve "biz" olanların yaşadığı. Ey benim güzel vatanımın güzel insanı. İster "geliyem" de, ister "geliyim". İster "geliyrem" de, ister "geliyorum" ya da "celiyrum". Nasıl dersen de işte, ben her halini seviyorum senin. "Eğer Sen bensem, ben de Sensem, bu ayrılık nicedir?” demiyor mu Hazreti Mevlânâ'mız? O halde "onlar" kim, "biz" kimiz?...
*Sevgili Mine Tozanlıoğlu'nun sayfasında görüp tanıdım bu kitabı. Evvelce hiç duymamıştım. 23'ünde bir bayan öğretmenin Diyarbakır Silvan'a atanmasının ardından yaşadıklarını anlatıyor. Yani tam da küçüklüğümden beri hayal ettiğim gibi. Muhakkak okumalıydım. Kaç yere sordumsa bulamadım. Sevgili Mine ne çok istediğimi hissetmiş olacak ki, kitabı bana hediye etti. "Bir gecede bitirdiğim kadar varmış" diye düşündüm hitamındaki hüzne içlenerek...
Beş yaşımdan uzayıp gelen bir hasrettir öğretmenlik. Hep olmak, olup da gönüllü olarak doğuya gitmek istediğim.
Dün gece bir kaç sayfasıyla giriş yaptığımı saymazsam, bu akşam başlayıp az önce bitirdim. Bu nasıl bir kitaptı öyle? Öğretmenlik özlemimi, doğuyu, bir türlü anlam veremediğim "onlar" ve "biz" kavramlarını içeren...Onlar kim, biz kimiz? Hepimiz bir değil miyiz zaten?
Zaten içim dolmuş. Gözümün nurunu, sürme gözlü Urfam'ı görmemişim bu yıl. Burnumda tütmüş. Kitapta Urfa gezisinin anlatıldığı bölüme gelince daha fazla dayanamamışım, bende film kopmuş. Ah Canım Urfam, sevdiğimdin, bir de hasretim oldun bu yıl...
Diyarbakır; öteden beri merak ettiğim. Diyarbakır; "onlar" ve "biz" olanların yaşadığı. Ey benim güzel vatanımın güzel insanı. İster "geliyem" de, ister "geliyim". İster "geliyrem" de, ister "geliyorum" ya da "celiyrum". Nasıl dersen de işte, ben her halini seviyorum senin. "Eğer Sen bensem, ben de Sensem, bu ayrılık nicedir?” demiyor mu Hazreti Mevlânâ'mız? O halde "onlar" kim, "biz" kimiz?...
*Sevgili Mine Tozanlıoğlu'nun sayfasında görüp tanıdım bu kitabı. Evvelce hiç duymamıştım. 23'ünde bir bayan öğretmenin Diyarbakır Silvan'a atanmasının ardından yaşadıklarını anlatıyor. Yani tam da küçüklüğümden beri hayal ettiğim gibi. Muhakkak okumalıydım. Kaç yere sordumsa bulamadım. Sevgili Mine ne çok istediğimi hissetmiş olacak ki, kitabı bana hediye etti. "Bir gecede bitirdiğim kadar varmış" diye düşündüm hitamındaki hüzne içlenerek...
kitabı okumadığım için bilgim yok ama içeriği mutlaka güzel bir kitabtır,şuna yürekten katılıyorum ben,sen,onlar yok biz varız ve hepimiz kardeşiz sevgiler
YanıtlaSilBenim de tek hayalimdi öğretmen olmak. Coğrafya öğretmeni. İçimde çok büyük bir ukte kaldı bu konuda. Nasip böyleymiş.
YanıtlaSilkeşke hayallerimiz onları düşlediğimiz an gerçek olabilseydi, ne çok isterdim bunu..
YanıtlaSilşekerim keşke hayallerini gerçekleştirecek bir sihirli deyneğim olsa :(
YanıtlaSilokunmaya değer yani..aklımda bulunsun ozaman:))
YanıtlaSilAh çilekeş yurdumun güzel insanları,Konuştukları dil ne olursa olsun sevginin tek adresi öğrencilerim.
YanıtlaSilGüzel yurdumun çok farklı bölgelerinde öğretmenlik yaptım ama şu tv de gösterilen kardeşi kardeşe düşman eden kini göremedim.
Bizler değilmiydi kurtuluş savaşında düşmanı omuz omuza yurdumuzdan atan,bizler değil miydi savaşından yıkımından sonra el birliği ile yurdu bu güzel günlere getiren.
Şimdi ne olduda bizler siz-biz oldu.Bu ayrım nicedir?Kardeşi kardeşe düşürmek zalimin işidir.
Aman kurban olayım ne olur oyuna gelmeyelim.
Kaybedecek ne bir parça toprağımız var ne de bir tek kardeşimiz.
Bunlar ütopik şeyler değiller.Bizler bir olalım yeter ki
Ah ahh bende 80 li yıllarda öğretmen okulunu bitirip de öğretmen olamıyanlardanım,o yıllarda ki kardeşi kardeşe öldürten olayları yaşadık,sonra ihtilal oldu,Günümüzdeki olayda aynı yabancı güçlerin oyunu,Fatih Sultan Mehmet istanbulu aldığında ermenisi,rumu ve müslümanı kardeşce yıllarca yaşamışda şimdi nedir bu arkadaşlar,kendimize gelelim.Atalarımızın kemikleri sızlıyor,aç susuz yokluklar içinde bu vatan için kanlarını dökmüşler,Evlatlarımıza Allah hidayet versin,Bizi bölmeye çalışanları da islah etsin.Sevgilerimle Aslıcığım,Nilgün ablan erpiliç.
YanıtlaSilHepinize ayrı ayrı teşekkürler arkadaşlar. Ayrımsız, sevgi dolu günlere inşaAllah...
YanıtlaSilNe kadar özlediğini burdan hissediyorum Urfa da seni özlemiştir mutlaka zira bu sevgi karşılıksız değildir.İnşallah en yakın zamanda gelirsin sevgiler canım
YanıtlaSilAh özlemem mi hem de nasıl. Amin diyorum bu güzel duana. İnş, hayırlısıyla. Sevgimle.
YanıtlaSilMÜKEMMEL ÖTESİ BİR KİTAP ....GERÇEKTEN DE O COĞRAFYAYI VE ORADAKİ YAŞAMI ÇOK İYİ ANALİZ ETMİŞ ,YAŞANMIŞ VE OKURKEN ADETA İNSANIN İÇİNE İŞLEMİŞ.ÖNEMLİSİ DE KİMSEYİ ÖTEKİLEŞTİRMEDEN ...ÜZÜLDÜĞÜM TEK NOKTA ORADA YAŞANMIŞ AŞKA. KEŞKE MUTLU SONLA SONUÇLANABİLSEYDİ:((
YanıtlaSilMustafa Bey,
YanıtlaSilSize katılıyorum. İçimi acıtan kısım sonu oldu benim de :(