Suruç'a giderken yol boyunca fıstık ağaçları selamladı bizi. İlçeye yaklaşınca bir petrolde ihtiyaç molası verdik. Petrol sahibi çay ikram etmek isteyince, İstanbul'da oturan ve Urfa'ya ilk kez gelen halam birden "parasını alırsanız olur" deyiverdi :) Haklı kendince, onun yaşadığı şehirde bir petrole durup hiç bir alış veriş yapmaz ve üstüne bir de lavaboyu-suyu kullanırsanız, petrol sahibi size çay ikram etmez. Sonra ben halama açıkladım "bu dediğin Urfa'da hakaret sayılır" diye. Alışacaktı o da yazık :)
Çayımızı içtik, benzinimizi doldurduk ve Urfa'da duymaya alışık olduğumuz o güzel sözle uğurlandık; "Yolunuz açık olsun."
İlk durağımız Şeyh Nasır Türbesi:
İlçe merkezindeki Ahmed-i Bican Camisi'ni ve nar anıtını da gördük. Urfa narı meşhurdur, hani türküde de geçer ya "Karaköprü narlıktır" diye. Gerçi Karaköprü artık narlık değil, binalık :(
Sonra Aligör'ü (yeni adıyla 11 Nisan) geçip Ziyaret Köyü'ne vardık ve Şeyh Mesleme Surucî Türbesi'ni (Şeyh Müslüm) ziyaret ettik, Allah (c.c.) kabul etsin. Ziyaretin ardından Suruç'a yakın Kara Köyü'nde medfun bulunan Şeyh Salman Türbesi'ne gitmek için yol sorduk, ve Urfalı canlardan biri "ben sizi götüreyim" diye sağolsun arabamıza bindi.
Hep Harran'da görmeye alışık olduğumuz kümbet evlerden Kara Köyü'nde de gördük.
Artık öğlen olmuştu ve Urfa merkeze gidip yemek yemenin zamanıydı :) Merkeze varınca istikametimiz (her yıl olduğu gibi) Kadir Usta'nın dükkanı oldu, 63 Ciğer ve Kebap Salonu.
Veee halam için büyük buluşmanın zamanı geldi, defalarca rüyasında gördüğü Balıklıgöl'e gittik.
Balıklıgöl'deki alışveriş dükkânı, amfi tiyatro üstünde çay keyfi, Mevlid-i Halil mağarası ziyareti (Hazreti İbrahim AS.'ın doğduğu mağara), Anzılha Gölü (Ayn-ı Zeliha), Şurkav Çarşısı gezisi derken akşamı ettik. Otele gidip girişimizi bile yaptırmamıştık henüz ama, Kadir Usta'nın yarın açık kalp ameliyatı olacağını duyduğumuz için kendisini ziyarete gitmek istedik. Tatile gittiğiniz bir şehirdeki lokanta sahibi ile tanışıyor, hatta ziyaret için evine gidiyorsunuz. Başka yerde olsa bana çok tuhaf gelir, ama burası Urfa :) Ustanın yeğenini dükkandan aldık (evin yerini bilmediğimiz için) ve ayağımızın tozuyla hasta ziyaretine gittik. Bir yarım saat oturup kalkmayı planlarken, bizi zorla yemeğe ve çaya alıkoydular. Miss gibi Urfa lahmacunu ana yemekti. Kadir Usta ve ailesi bizi çok sıcak karşıladılar.
Güzel bir akşamın ardından otele gidip dinlendik. Zira bir sonraki gün için enerji toplamamız gerekiyordu. Yeni bir yazıda buluşmak ümidiyle. Umut hep vâr olsun.
(İlk yayın Tarihi 09.12.2009)
Canım harika olmuş yeni bloğun, hayırlı olsun inş.
YanıtlaSilSelam ve dua ile..
Sağolasın rumma'cım. Sevindim beğendiğine :)
YanıtlaSilCanım Urfadayım senin yazılarınla gezip öğreniyorum bende harika yazılar resimler bu nasıl bir tutku diyorum bende de başladı galiba bu tutku bulaşıcımı ne inşallah yine gelirsin görüşürüz
YanıtlaSilNe kadar sevindim anlatamam :) Benim vesilemle Urfam birinin yüreğine düşmüş, ne mutlu. Urfalı tanıdıklarım bile "senin gördüğün çok yeri biz görmedik" diyorlar. İnsan tutulunca karış karış görmek istiyor işte :)İnşaAllah bir dahaki gelişimde görüşmek isterim.
YanıtlaSil