Gönül hanemde demlenen Zehrem,
Aylar var ki konuşmadık seninle. Ben ki, çayı ne çok sevdiysem seni de öyle sevmişim. Sana olan sevgimi mangaldaki çay gibi usul usul demledim. Sabırla, özenerek... Lakin çay kıvama geldiğinde onu ateşten almazsan, bekletirsen; çay çaylıktan çıkıp acır bilirsin. Hal böyle iken sen neden beni bekletirsin Zehrem? Niçin saklandığın dağın ardından çıkıp gelmez, yüreğimi şeneltmezsin? Ben, seni sabırla bekledim hep. İnanarak, güvenerek bekledim. Sen bir gün gelecektin. Hayalimdeki gibi dürüst ve olgun olacaktın. Kendinden emin bir halde karşıma geçip konuşacaktın. Ten kafesinden sıyrılmış bir aşk ile yüreğimdeki yıldızları görerek gelecektin karşıma. Yüreğimi sıcacık sarıp sarmalayacaktın. İşte o an, sana olan sevdamın demlenmesi için beklerken çektiğim tüm acıları unutacaktım. Gülen gözlerinde huzuru, güveni görecektim. Gözümün nuru, gönlümün aydınlığı olacaktın sen...
Beni çok, çok beklettin be Zehrem! Yıllar akıp giderken pek çok şey değişti. Ben de değiştim. Lakin sana olan sevdam değişmedi. Ben hala umutla bekliyorum seni. Biliyorum geleceksin. Zira "Vermek istemeseydi, istemek vermezdi."
Hadi çık gel, kendi ellerinle demli bi çay ikram et bana :)
28 Ekim 2017 / 22.35 /KONYA